Yüzüklerin Efendisi Túrin Turambar Kimdir?

Túrin, Gondolin Kralı’nın dostu ve ölümlü insanların gelmiş geçmiş en kuvvetli savaşçısı olan Thalion Hurin’in oğludur. Annesi ise Eledhwen Morwen’dir. Tulkas’ın gücünü miras aldığı rivayet edilir.

Túrin Dor-lómin’de Elf Işığı Eledhwen Morwen’in ve Hurin Thalion’un oğulları olarak, Beren’in Nerdometh Ormanı’nda Luthien Tinuviel’e rastladığı yıl doğdu. Túrin’in kendisinden küçük Urwen adında bir kız kardeşi vardı ve Túrin onu çok seviyordu.Urwen’in hep gülmesinden dolayı ona Lalaith yani Hande(Gülüş) diyorlardı. Túrin yaşına göre çok zeki bir çocuktu ve ailenin hizmetkarı olan topal Labadal ile çok iyi anlaşıyordu. Fakat Dor-lómin’de veba baş gösterdi ve Lalaith hastalanıp öldü. Morwen, Dor-Lomin’in düşmesinden korkuyordu ve bu fikrini Hurin’e açıp Túrin’i Doriath’a gönderebileceğini söyledi çünkü Morwen, Beren’in akrabasıydı ve Morwen’in korktuğu gerçekleşti. Sayısız Gözyaşı Savaşı Nirnaeth Arnoediad’da Hurin Melkor tarafından Angband’a kaçırıldı ve Doğulular Hithlum’u işgal edip yaşlıları yağmalamaya, kadın ve çocuklara taciz etmeye başladılar.Dor-Lomin Hanımı olduğundan ve özel güçlere sahip olduğunu düşündüklerinden dolayı Morwen’den çekinseler de Morwen, Túrin için endişelendi ve oğlunu Doriath’a gönderdi fakat kendisi gidemedi çünkü hamileydi. Doriath Kralı Thingol ve Kraliçe Maia Melian, Túrin’i evlatlıkları olarak kabul ettiler ve kendi çocuklarıymış gibi büyüttüler. Túrin Doriath’ta mutlu bir hayat sürdü ve ormanlarda dolaşırken Nellas isimli elf kızıyla tanıştı.Nellas, Túrin’i çok sevdi ve ona çiçeklerin ve ağaçların isimlerini, tabiatı öğretti.Hithlum’dan gelen haberciler Morwen ve sene başında doğan kızı Nienor’dan güzel haberler getiriyorlardı.Ama bir gün geldi ki, kuzeye giden habercilerden dönen olmadı ve Thingol de peşlerinden başka haberci salmadı. Bu olay Túrin’in annesi ve kardeşi için çok büyük korkuya kapılmasına sebep oldu ve yüreğindeki ümitsizlikle Thingol’ün karşısına çıkıp zırh ve kılıç istedi. Böylece Dor-Lomin’in Ejder Miğferi’ni de takıp Doriath sınırları üzerindeki muharebeye katıldı ve Cuthalion Beleg’in birliğinde savaştı. Üç yıl sonra Túrin, Doriath’a geri döndü fakat üstü başı kirlenmiş ve bitkin düşmüştü.Bunun üzerine Kral’ın toplantılarından birinde, Kralın gözünde çok değerli olan Saeros, Túrin’in karşısına oturarak ona sataştı Eğer Hithlum’un erkekleri böylesine yabani ve korkunç ise kadınları nasıldır acaba?Saçlarından başka bir şeyle örtünmeksizin geyikler gibi koşturuyorlar mı ortalıkta? .Bu sözlerin üzerine Túrin sürahiyi alıp Saeros’a fırlattı ve onu yaraladı. Çünkü Túrin, annesi Morwen’e büyük bir saygı duyuyordu ve ona hakaret edilmesine dayanamazdı. Túrin Doriath’tan sınırdaki savaşa dönmek için ayrılırken Saeros yolunu kesti ama Túrin onu alt etti.Saeros dehşetle kaçışırken su akan dar bir geçide düştü ve vücudu kayaya çarparak parçalandı.Fakat birçok kişi bunu gördü ve Túrin’in öldürdüğünü sandılar.Bunların arasında Mablung’da vardı ve Túrin’e Dorath’a dönerek Kralîn vereceği cezaya boyun eğmesini ve af dilemesini söyledi. Túrin, bu sözler üzerine artık kendisinin bir suçlu olduğunu düşünüp Sirion’un batısındaki ormanlara girdi.Thingol ve Melian meclis olarak toplandılar ve Túrin’in suçlu olup olmadığını tartıştılar fakat tüm deliller onun suçlu olduğunu gösteriyordu ve hiç tanık yoktu.Fakat Nellas, Túrin’e olan sevgisinden dolayı tanık oldu ve Thingol Túrin’i affetti. Ama Túrin çoktan Doriath’tan ayrılmıştı.

Doriath’tan çıktıktan sonra bir haydut çetesine karışır ve bu çetenin lideri olur. Evini işgal ettikleri cüce Mím tarafından orklara ispiyonlanırlar ve çetenin sonu gelir. Túrin tutsak düşer, bunun üzerine ona yardım etmesi için, Thingol, Beleg’i yollar. Yakın dostu elf Beleg onu kurtarmak için orkların peşine düşer. Túrin’i bir ağaca bağlı olarak bulur ve bağları kestiği sırada kendine gelen Túrin, Beleg’i düşman zanneder ve kendisini kurtarmak için kilometrelerce yolu aşan dostunu oracıkta katleder. Saniyeler içinde hatasını anladığında omzunda taşıdığı kötü kaderden kurtulamayacağını da anlar. Túrin Beleg’in yanında gelen elf Gwindor ile Nargothrond’a gider. Burada kılıcı Anglachel nedeniyle Mormegil yani Kara Kılıç lakabını alır. Becerileri sayesinde Kral Orodreth tarafından divana kabul edilir. Túrin, Nargothrond tarzı vur-kaç savaş taktiklerini eleştirir ve orklara karşı açık meydan savaşını savunur. Ne yazık ki hırsı, kini, acıları yanlış karar vermesine neden olmuştur. Orklar başlarında ejderhaların babası Glaurung ile Nargothrond’a doğru ilerlediklerinde Túrin düşmanı açık alanda karşılamaya çalışmış ancak Glaurung’un alevleri karşısında aciz kaldı. Túrin miğferi sayesinde alevlerden etkilenmiyordu ancak ejderhanın içine bakıldığı sürece insanı olduğu yerde donduran bakışları onu da yerinden kıpırdayamaz hale getirdi. Böylece Nargothrond’un sonu geldi.

Túrin, Glaurung’un manipülasyonuyla ailesini tekrar bulabilmek ümidiyle Dor-lómin’e döndü ancak burada ailesinden bir iz yoktu. Sadece eski hizmetlilerinden biri olan Sador ve akrabası Aerin annesinin ve kardeşinin gittiğini ve onları kurtarmak için yola çıkması gerektiğini söylediler. Túrin böylelikle Brethil’e vardı. Buradaki insanlar Nargothrond’u talan eden ork ordusu tarafından evlerinden edilmişler, ormana sığınmak zorunda bırakılmışlardı. Túrin burada kardeşi Nienor’u buldu lakin kendi kardeşi olduğunu bilmemekteydi. Ona Nîniel adını verdi, ona aşık oldu ve onunla evlendi. Brethil insanları arasında da kahraman olmuştu ve artık onları yönetmeye başlamıştı. Glaurung’un bölgede olduğunu öğrenen Túrin onun karşısına çıkmaya karar verdi. Bir dere yatağında pusuya yattı, ejderha geldiğinde ejderhanın yumuşak karnını Anglachel ile yararak ejdere ölümcül bir yara açtı. Ejderhanın ölmeden önceki son bir bakışı nedeniyle Túrin ikinci kez donup kaldı, eli ve vücudu ejderhanın kanı içinde kapkara, nefesi fark edilemeyecek kadar azalmıştı, ay ışığı nedeniyle yüzü de bembeyaz görünmekteydi.

Nienor, Túrin’in peşinden gelip de bu manzarayla karşılaşınca ağlamaya başladı. O an ejderha Nienorla konuşmaya başlayıp, yerde yatan adamın aslında ağabeyi Túrin olduğunu söyledi, etkisi altında olduğu büyünün etkisinden kurtulan Nienor kendisini dere yatağındaki kayalıklara atarak intihar etti. Öldüğünde karnında Túrin’in 2 aylık bebeğini taşımaktaydı. O ana sadece Brethil halkından Brandir tanık oldu, ejderhanın söylediklerini de duymuştu. Túrin kendine geldiğinde Brethillilerin yanına döndü. Brandir oradaydı, gördüklerini ve duyduklarını anlattı. Túrin anlatılanları duyduğunda Brandir’i iftirayla suçladı, sinirden kendini kaybetti ve adamı oracıkta katletti. Anlatılanların imkânsız olduğunu düşünüyordu, annesi ve kardeşinin Doriath’da olduğunu duymuştu. Ancak Doriath’dan bir grup elf geldi, Túrin onlara annesini ve kardeşini sorunca elfler ikisinin de bir yıl önce Doriath’dan ayrıldığını söylediler. Kara Kılıcın Túrin olduğunu öğrendiklerinde onu bulmak için yabana atılmışlardı. Túrin, Brandir’in anlattıklarının doğru olduğunu o an anladı.

Ejderhanın leşinin olduğu yere giderek kılıcının kabzasını yere dayadı ve kendisini kılıcın üzerine bırakarak intihar etti. Kılıç parçalanmıştı, elflerle insanlar ejderhanın leşini yaktılar, Túrin için bir höyük hazırladılar ve onu kılıcıyla birlikte gömdüler. Höyüğün üzerine büyük bir taş yerleştirildi ve Doriath rünleriyle üzerine şunlar kazındı:

TÚRIN TURAMBAR DAGNIR GLAURUNGA

Ve altına şunları yazdılar:

NÌNIEL NIENOR

Ama onun bedeni orada değildi ve Teiglin’in soğuk sularının onu nereye götürdüğü asla öğrenilemedi.

Daha sonra Morgoth kötülük dolu planlarına uygun olarak Hurin Thalion’u tutsaklıktan salıverdi. Sonunda Brethil’e varan Húrin, oğlu için yapılan höyüğün üzerindeki taşa geldiğinde yalnız olmadığını gördü, karısı Morwen bitkin bir halde taşın gölgesinde diz çökmüş durmaktaydı. Evlatlarının öldüğü yerde sabaha kadar oturdular, şafak sökerken Morwen de çocuklarının peşinden hayata veda etti.

Bir süre sonra, ailesinin yaşadığı trajediye dayanamayan Húrin de kendisini denize atıp intihar etti.

Bir Cevap Yazın