Sigaranın Tarihçesi

Kolomb, 1492’de Amerika kıtasına ayak bastıktan sonra keşif için Küba’nın iç kısımlarına gönderdiği mürettebatı ilk defa tütün içen insanlarla karşılaşmıştı.

Amerika kıtasının keşfinden sonra tütün birçok yeni ürünle birlikte yeni dünyadan eski dünyaya yayıldı.

17’nci yüzyılın başlarından itibaren hem Amerika kıtasındaki kolonilerde hem de Avrupa’da tütün ekimi yaygınlaştı. Tütün kısa sürede önemli bir ticari mal haline gelip, devletlerin en önemli gelir kaynaklarından biri oldu.

Tütün, Amerika’dan Avrupa’ya geldiğinde başlangıçta kutsal bir bitki ve şifa kaynağı olarak görüldü. 16. yüzyılın sonlarına kadar pahalı olduğu için dar bir çevrede kaldı. Daha sonra tütün bir taraftan Avrupa’da hızla yayılmaya başladı.

17’nci yüzyılın başlarında tütünden yangın çıkması sebebiyle İngiltere, Danimarka, Rusya gibi birçok ülkede tütün yasaklandı. Tütün bazı ülkelerde sadece eczacılar tarafından satıldı.

Fakat bütün yasaklara ve cezalara rağmen tütün tüketimi devam etti. Papanın 1642’de çıkardığı tütün yasağı ise 1750’de kaldırıldı.

Tütün başlangıçta çubuk ve pipolarla içiliyor veya enfiye olarak çekiliyordu. Tütünü çiğneyerek kullananlar da vardı. Daha sonra tütün yapraklarına ve ince kâğıtlara sarılarak bugünkü sigara ortaya çıktı.

Osmanlı’da ise 1633’te meydana gelen büyük İstanbul yangını, şehrin önemli bir kısmını yok etmişti. Bu hadise üzerine kahvehanelerde hoşnutsuzluk dile getirilmeye başlandı.

Dördüncü Murad otoritesini daha yeni kuruyordu. Yangının sebebi kahvehanelerde tütün içilmesi olarak görüldü. Bu durum karşısında padişah bir ferman yayımlayarak, kahve ve tütün içilmesini yasakladı. Kahvehaneleri kapattı. Bir yıl sonra meyhaneler de kapatıldı ve içki yasağı başladı.

Bu yasaklara uyulup uyulmadığı bizzat Dördüncü Murad tarafından sıkı ve sert bir şekilde denetlendi. Onun hükümdarlığı müddetince de bu yasaklar uygulandı. Kahve ve meyhanelerin kapatılmasının asıl sebebi buraların muhalefet odağı olup, devlet yönetiminin eleştirilmesiydi.

Önemli Osmanlı tarihçilerinden Peçuylu İbrahim, tarihinde tütünün Türkiye’de yayılmasını “İnsanlar arasında o kadar rağbet gördü ki, ayak takımından bazı insanların tütünü çok içmelerinden hasıl olan duman yüzünden kahvehanelerde insanların birbirini görmesi güçleşirdi. Sokaklarda ve pazarlarda insanların lüle ellerinden düşmez olup birbirinin yüzüne gözüne puf puf ederek sokakları ve mahalleleri kokuttular ve tütün üzerine şiirler yazarak münasebetsiz bir halde okuttular. Bu yüzden birçok münakaşalar oldu. Bunun kötü kokusu hemen her içenin sakalını, bıyığını, sarığını ve hatta iç çamaşırlarını ve evinin içini kokuttuğu gibi, halı keçe gibi evlere serilenleri de yer yer yaktığı, külü ve kömürü ile her tarafı kirlettiği, uyuduktan sonra dimağa çıkan kötü kokusu ve bunlar kâfi değilmiş gibi daima kullanmanın neticesi olarak çalışmaktan ve elleri is görmekten geri kaldılar” şeklinde anlatır.

Görüldüğü üzere tütün ve sigara tüketimi bütün yasaklara rağmen günümüze kadar kendisini korumaya devam etmiştir.

One comment

Bir Cevap Yazın