Atalardan Kalıtsal Miras

Bir zamanlar hayatta olan ve birbirinin üzerinde yer alan binlerce insandan oluşan uzun bir zincir olarak resmettiğimiz, atalardan geçen tüm eğilimler ve gelenekleri kapsayan “Kaynak” ya da İlk Neden olarak tanımladığımız bu alma arzusu resminin tüm detaylarını kapsar. Her biri atalarının elzem bir damlasıdır ve bu damla her bir kişinin “bilinçaltı” denilen “medulla oblongata”sının (süregelen beyinlerinin) içine atalarının manevi edinimlerini getirir. Böylelikle, karşımızdaki birey, bilinçaltında ataları olan zincirde yer almış tüm bireylerden binlerce manevi mirasa sahiptir. Dolayısıyla, tıpkı her bir kişinin yüzü nasıl farklı ise aynı şekilde görüşler de farklıdır. Dünyada iki kişi yoktur ki fikirleri özdeş olsun, çünkü her birey başkalarında ufacık bir parçası bile bulunmayan, atalarından miras aldığı muazzam, kutsal bir edinime sahiptir. Bu yüzden tüm o edinimler kişinin malı sayılır ve toplum bunun tadını ve ruhunu korumakta dikkatlidir ki çevresi tarafından bulanıklaştırılmasın. Tersine, her birey bu mirasın bütünlüğünü korumalıdır. O zaman aralarındaki tutarsızlık ve zıtlık, insanlığa fayda sağlayan ve onun gerçek arzusu olan ilmin gelişimi ve eleştiriyi her zaman garantiye almak için sonsuza dek kalır. Ve insanın çıplak varoluşunun elzem noktası olan, bir güç ve “alma arzusu” olarak belirlediğimiz insanın içindeki bencilliği tanımanın belli bir ölçüsüne geldiğimizde aynı zamanda “atalardan kalıtsal miras” olarak tanımladığımız her bedenin orijinal servetini de tüm yönleriyle iyice öğrenmiş olduk. Bu her bir kişinin atalarından gelen ilk madde ilk tohum olan kişinin “kaynağı”na kalıtımla gelen tüm potansiyel eğilimler ve nitelikler için de geçerlidir.

Kaynak: Kabala Bilimi

Bir Cevap Yazın