Site icon Türkçe Malumatlar

Refah Devleti Zararlı mı?

Friedman Sosyal devleti savunanların kendilerini liberal olarak tanımlamalarından vazgeçmelerini istemiştir. Refah devleti, liberalizmle ve özgürlükle uyuşmaz. Bunun dışında Friedman refah devletini dört temel nokta üzerinden eleştirir. İlk olarak, Friedman’a göre, refah devletinin zenginden alıp fakire verdiği söylenen Robin Hood ile hiçbir ortak yanı yoktur. Friedman’a göre, büyük ve hantal bir bürokrasi doğuran refah devleti, devletten hizmet bekleyen alt sınıfların çıkarlarına değil, siyasal ve bürokratik elitlerin çıkarlarına hizmet eder. Refah devletinde bürokrasi verimli çalışmaz, kaynak ve zaman israfına sebep olur. Kamu görevlileri ise, birer homo economicus olarak, toplumsal kaynakları kendi çıkarları için kullanırlar.

İkinci eleştirisi, refah devleti doğru işlese bile verimsizlik yaratır. Çünkü hizmetlerin nasıl üretileceğine ve kimin tüketimine sunulacağına piyasa mekanizması dışında karar verilmektedir. Bu kararlarda siyasal süreçler ve baskı grupları etkili olur. Siyasetçiler ve baskı grubu liderleri, sistemi kendi çıkarları doğrultusunda yanlış kararlara, verimli olmayan hizmetlere sürükler. Piyasa sürecinde ise, bütün bunlar söz konusu değildir.

Friedman’ın üçüncü eleştirisi, “Bedava yemek gibisi yoktur” sözleriyle karakterize edilebilir. Kamusal hizmetler çok ucuz ya da bedava olduğu için, bunlara olan talep çok yükselir. Kamu hizmetlerine olan talep yükseldikçe devlet bu hizmetler için kaynak tahsisini arttırmak zorunda kalır. Bu bir kısır döngü gibi birbirini izler ve sonuç kaynakların israfı ve gerçekten ihtiyacı olanların bu hizmetlerden yararlanamaması olur. Ayrıca, işsizlik yardımları gibi ödenekler, toplumda atalete sebep olur. Çoğu kişi bu bedava ama bağımlı yaşamı seçer ve iş aramaktan kaçınır. Friedman, bu gerekçeyle, asgari ücret uygulamasına, kira indirimine, her türlü sübvansiyona, eğitim, sağlık ve emeklilik gibi sosyal güvenlik önlemlerine karşı çıkmaktadır.

Son olarak, Friedman, refah devleti uygulamalarının harcamaları arttırdığını bu nedenle tüm yurttaşlar üzerinde ağır bir vergi yükü yarattığını savunmaktadır. Bu nedenle, refah devleti kısa dönemde talebi arttırarak ekonomik canlanma yaratmış gibi görünmekle birlikte, uzun vadede enflasyona neden olmaktadır. Üstelik bu durumu kronikleştirmiş ve 1970’lerde yaşanan krizi hazırlamıştır.

Sonuç olarak, Friedman’a göre, refah devleti politikaları çözmeyi vaat ettikleri hiçbir sorunu çözememişlerdir. Refah devleti politikaları açık bir başarısızlıktır. Üstelik neredeyse bir hiç uğruna piyasanın serbest işleyişi yıllarca rafa kaldırılmıştır. Bu yüzden, devlet acilen küçültülmeli ve ekonomiden geri çekilmelidir. Tüm temel hizmetlerin üretimi özel girişim ve piyasaya bırakılmalıdır. Ayrıca, devlet gelir bölüşümüne karışmamalı ve piyasanın işleyişi önündeki her türlü engeli kaldırmalıdır. Kamu harcamaları ve devlet yatırımları olabildiğince azaltılmalı, vergiler mümkün olan en alt sınıra indirilmelidir. Devletin ekonomik alanda tek işlevi para arzını kontrol etmek olmalıdır. Hatta mümkünse bu görev de özerkleştirilen Merkez Bankası benzeri kurumlara aktarılmalıdır. Bu önlemler yakından tanıdığımız neo-liberal reçetenin sunduğu önerilerdir ve neo-liberallere göre bu önlemler ekonomik büyüme ve istikrarın tek yoludur.

Kaynak: C.Kalfa ATAAY -Hayek ve Friedman’ın Devlet anlayışı

Exit mobile version