Türklerin Bilimde Geri Kalmasının Gerçek Nedeni

Çin-Orta Asya-Ortadoğu yani Doğu, ilmen batıdan üstündü. Osmanlıda da bu ilim mirası vardı. Selçuklunun kurduğu Nizamiye medreselerinin benzerleri Osmanlıdada kurulmuştu hatta ana eğitim yerleri külliyelerdi. Anadolu halkı medreseler de eğitiliyordu. Ortaçağ da Avrupalılar Karanlık Çağlarını yaşarken Osmanlı Türkleri Aydınlık çağını yaşıyordu. Buhara’dan Anadolu’ya, Mısır’a, Fizan’a kadar gelişmiş Türk-İslam devletleri vardı. Mezopotamya devletlerinden kalma eserler Arapça ve Farsçaya çevrildi, ardından üstüne eklemeler yapılarak bu iş edevam edildi. Türk, Arap, Fars Alimleri kendi eserlerini üretmeye başladı hatta üretilen bu eserler sonraki yüzyıllarda Avrupa dillerine çevirildi. Daha önce Müslümanların yaptığı, Avrupada’ki ilim ile ilgili eserleri alıp üstüne ekleme işini, bu sefer Avrupalılar Müslümanlardan alıp ekleme yapmaya başladı ve böylece bilgi daha da büyüdü. 16 yüzyıla doğru Türkler ve tüm Müslüman milletler hatta Çin’de dahil tüm doğu, bilimsel gelişmelerde üstünlüklerini kaybetti. Türk tehdidi, batıyı Amerika’ya kadar sürükledi. Kolonilerden gelen zenginlikler batılı devletleri refaha kavuşturud. Refahın olduğu yerde de bilim yapmak tabii ki daha kolaydır. Türkler ve Müslümanlar vergilerle boğuşurken, batıya ise yeni dünyadan gümüş ve altın akıyordu. Bir yandan bunlar olurken diğer yandan da batı dinde reformlar yapıyordu. Türklerle yapılan savaşlarda da koalisyonlar kurup Türk tehdidine cevap veriyorlardı. En kötüsü ise maalesef Avrupa’da yükselen protestanlık akımının sponsoru da Türklerdir. Türkler, protestanlığın Avrupayı iyice zayıflatacağını düşünerek Kanuni devrinde büyük destekler verdi, fakat bu kısa vadede işe yarasa bile uzun vadede bizim zararımıza oldu. Çünkü Protestanlık mezhebi özgür düşüncenin yolunu açtı. Protestanlık mezhebinde çalışmak ibadet sayıldı. Bu ise Protestanlığı kabul eden toplumların yükseltti. Almanya, İngiltere aynı doğrultuda ilerlemeye başladı.

Türk devletindeki Medreselerin içindeki adamlar yozlaştıkça içeri ajanlar, çıkarcılar doldukça medreseler ve anadolu insanıda yozlaştı. Kula kulluk etmeye başladılar, saçma fetvalara inandılar. Fatih Sultan Mehmed rasathane açarken, İran’dan ve Turan’dan ilim adamı davet ederken, Avrupa’dan ressamlar çağırırken, sonradan gelen padişahlar bu kadar vizyonlu değildi. Özellikle 1. Ahmed’den sonraki padişahlar kafes sistemi ile psikolojik sorunlar yaşadığı için devleti iyi idare edemedi. Torpil, adam kayırma, rüşvet gibi her türlü pislik hakimdi. Yapılan yeniliklere de karşı çıkılıyordu. İslam kılıfıyla her yenilik batıl ilan edildi. Batı, doğudan aldığı ilimi geliştirirken Türkler ise yaptıklarını da yıkmaya başladı. Yozlaşan eğitim yerleri düzene sokulmadı, eğitim sistemi oluşturulmadı. Yeni Dünya (Amerika) kıtasına gitmeyerek büyük hata yaptık. Sanayi devrini kaçırdık. İslam’da reform yapamadık aksine daha çok taassuba battık. Tüm bunlar birleşince pek çok alanda geri kalmamız da kaçınılmaz oldu.

Abüdlaziz Devrinde ciddi anlamda ordumuz geliştirildi, Abdülhamid devrinde ise donanmamız çürüdü fakat eğitim öğretim alanında büyük gelişmeler kaydetttik, her yere okullar açıldı, hastaneler yapıldı, fakat yapılan savaşlar belimizi büktü, 1. Dünya Savaşı ile özellikle Türkiye’nin pek çok okumuş kesimini savaşlarda kaybettik. Günümüzde 1. Dünya Savaşı gibi bir savaş vermesek bile maalesef çok fazla beyin gücü veriyoruz. Eğer beyin göçünün önüne geçilirse ve Türkiye vatandaşlarına refahı sağlarsa dünyanın en güçlü ülkesi olacaktır. Bilhassa coğrafyamızdaki enerji kaynaklarından yararlanmak çok önemlidir.

Türkiye, Fatih Dönemindeki gibi bilimle barışık, öğrenmeye aç ve emperyalist bir bakış açısı ile hareket etmelidir. Fatih’de ve dönemin devlet adamlarında bunların hepsi vardır. Emperyalist olmak kötü bir şey değildir, tabii ki size karşı yapılmadığı sürece. Unutmayın ki eğer siz sömürmezseniz gelir başkası sömürür. Artık günümüzde bu tarz cümleler kullanılmasa bile Türkiye nerede olursa olsun her yerdeki enerji kaynaklarında payını almalıdır. Ancak sürekli geçmişe söven Kemalist kafa ile sürekli geçmişi öven İslamcı kafası ile bir yere varılmaz. Kemalizm ve İslamcılık fanatikliği bizi daha da dibe batırır.

Bir Cevap Yazın