Bilim İnsanlarının Yitirdiği Nedir?

Bilim İnsanlarının Yitirdiği Nedir?

Bilim insanları da diğer çalışanlar gibi işle ilgili gerilimleri yaşamaya açıktır. Yeni olansa endüstriyel Ar-Ge örgütlenmesinde seksenlerden beri yaşanan değişimden nasıl etkilendikleridir. Eskiden Ar-Ge ekonomik gelişim ve sosyal refahın anahtarı olarak görülüyordu ve oldukça istikrarlı kaynaklar ayrılıyordu. Ancak, şirketleri etkileyen küresel ekonomideki değişimler yüzünden, Ar-Ge harcamalarındaki artış seksenlerin ortalarından itibaren sabit dolari bazında yavaşladı. 1979’dan 1984’e kadar endüstriyel Ar-Ge harcamaları, sabit dolar bazında yıllık yüzde 7.4’e ulaştı, bu rakam 1984-1989 arası yüzde 3’tür. 1989’dan sonra ise sabit dolar harcamaları yüzde 1.3’e geriledi. 1991 kestirimleri endüstriyel Ar-Ge harcamalarının enflasyon ayarlı dolar bazında yüzde 0.9’a indiğini göstermektedir (NSF 1991, sf. 143-144). Endüstriyel Ar-Ge harcamalarındaki düşüş Ar-Ge yeniden yapılandırmasıyla aynı zaman rastlamaktadır. İkinci Dünya Savaşı’ndan beri var olan özerk modelin yerini seksenlerin ortalarından bu yanda pek çok önde gelen şirketin Ar-Ge laboratuarlarındaki eklemli model almaktadır (Varma, 1993). Bu yeni model laboratuarla şirketin bölümleri arasında dolaysız bir araştırma bağı örgütlendiğini ileri sürmektedir (bkz. Tablo 1). Eskiden kurumsal Ar-Ge laboratuarları şirketlerin işbölümlerinden büyük ölçüde özerkti. Bilim insanları araştırma projelerini şirketlerinin genel amacıyla ilişkili olarak yürütüyorlardı. Yöneticiler bilim insanlarının uzman olmayan kişilerin baskılarından bağışık olarak kendi kararlarını vermek üzere rahat bırakılması gereken profesyoneller olduğuna inanıyorlardı. Seksenlerin ortalarından itibaren Ar-Ge laboratuarları, şirketin geri kalanına kıyasla sahip oldukları göreli özerkliği kaybetmeye başladı; şimdi ise farklı iş alanlarındaki sözleşmelerine bağımlılar. Kurumsal Ar-Ge harcamaları artık şirketin farklı bölümlerinin satışlarındaki/kârlarındaki sabit verginin bir sonu değil. Bunun yerine bilim insanları ve idareciler projeleri için şirket bölümlerinden destek almak zorundalar. İş sahaları ve şirketlerce yaratılan fonların oranı farklı kurumsal Ar-Ge laboratuarlarında değişmektedir; bununla birlikte General Electric ve Bell laboratuarları gibi pek çok önde gelen kurumsal laboratuar fon yapılarını, iş sahalarınca yaratılan fonlar neredeyse üçte ikiye çıkacak biçimde değiştirmişlerdir. Araştırma fonları doğrudan şirketlerin iş sahalarından geldiği için, yalnızca bu alanlarda önemli görülen araştırmalar desteklenmektedir. Bu alanlarda da genellikle acil ihtiyaçlar doğrultusundaki spesifik sorunlarla ilgilenilmekte, temel ve uzun erimli araştırmalardan yüz çevrilmektedir. Kurumsal Ar-Ge laboratuarları yeniden örgütlendiği için, bilim insanları bundan şiddetle etkilenmektedir ve belki de proleterleşmektedir (Varma & Worthington 1993). Proje seçimi kurumsal amaçlar ve bilim insanlarının kariyerleri açısından en önemli şey Ar-Ge etkinliğidir. Bilim insanları projeler üzerinde çalışır ve kurumsal Ar-Ge laboratuarlarındaki araştırmalar projeler uyarınca yürütülür. Özerk modelde çoğunlukla projeler bilim insanlarının kendileri tarafından yaratılırdı; yalnızca bazıları yönetimce belirlenirdi. Yöneticilerin bilimcilere yapılacak şeyi söylemeleri oldukça nadirdi. Eğer projeler yönetimce belirlenmişse de bu bilim insanlarının fikirlerine danışılarak yapılırdı. Yönetimin işi belirli alanlardaki bilimcileri bulmaktı. Bilim insanları kendilerini büyük ölçüde teknik bir açıdan ilgilendiren, ancak şirketin genel amaçlarıyla da uyuşan araştırma projeleri üretirlerdi. Ancak eklemli modelde Bilim insanlarının, üzerinde çalışacakları projeler hakkında söyleyecekleri çok az şey vardır; projeler ticari çıkarlar tarafından dikte edilir. Bilim insanları ya çözülecek problem bulmak için iş sahalarına bakmak zorundadır ya da iş sahalarındaki ihtiyaçlar konusunda yönetim tarafından bilgilendirilirler. “Eskiden kendi projelerimi seçerdim. Amirim gelip ne yapacağımı söylemezdi. Çokça özgürdüm… Şimdi projelerin çoğu önüme geliyor. Ben sadece projeyi nasıl yürüteceğime karar veriyorum. Artık kendi araştırma projelerimi geliştirmiyorum…” (saha çalışmasında bir mühendisin ifadeleri) Eskiden kurumsal Ar-Ge laboratuarları şirketlerin işbölümlerinden büyük ölçüde özerkti. Bilim insanları araştırma projelerini şirketlerinin genel amacıyla ilişkili olarak yürütüyorlardı. Yöneticiler bilim insanlarının uzman olmayan kişilerin baskılarından bağışık olarak kendi kararlarını vermek üzere rahat bırakılması gereken profesyoneller olduğuna inanıyorlardı.

Bir Cevap Yazın