Galileo Galilei (1564- 1642) kimdir?

Galileo Galilei (1564- 1642) kimdir?  

Galileo adıyla bildiğimiz büyük bilimci Pisa’da 1 5 Şubat 1 564’te dünyaya geldi. Galileo, Floransalı köklü bir aileye mensup ünlü besteci, lavtacı ve müzik kuramcısı Vincenzo Galilei ile kendisini sosyal statü olarak kocasından daha üstün gören Pisalı Giulia’nın (kızlık soyadı Ammananti) en büyük oğullarıydı. Çiftin Galileo dışında beş ya da altı çocukları daha vardı. Dante, Leonardo, Michelangelo ve o dönemin diğer büyük İtalyanları gibi o da soyadından çok ilk adıyla tanınır. 1574’te aile Floransa’ya taşındı.

Arno’nun yukarı kısımlarındaki Camaldoli Vallobrosa manastı- 11. ve 12. yüzyıl manastır reformu hareketinin bir parçası olarak 1012’de kurulan Benedikren tarikatının bağımsız bir kolunda aldığı dört yıllık eğitimin ardından Galileo’nun meslek yaşantısına kilisede devam edeceği düşünülüyordu. Ne var ki babası Galileo’nun Pisa’daki kuzeninin yanına taşınmasını ve burada yün ticaretiyle uğraşmasına karar verdi. Çok geçmeden genç adamın bu işte son derece yeteneksiz olduğu anlaşılınca Galileo on yedi ya şında babasının istekleri doğrultusunda tıp öğrenimi görmek üzere Universita di Pisa’ya girdi. Ne var ki Galileo burada verilen derslerden hoşnutsuzdu ve dört yılın ardından diploma almaya hak kazanmadan okuldan ayrılarak matematik çalışmak üzere memleketine döndü. Görünen o ki Galileo’yu matematikle tanıştıran Ostilio Ricci’ydi. Ricci’nin bir zamanlar Toskana grandükünün sarayında matematikçi olan Tartaglia’nın öğrencisi olduğu söylenirdi. Galileo birkaç öğrenciye özel dersler verdi, Siena ve Floransa üniversitelerinde matematik üzerine konuşmalar yaptı.

Galileo 1587’de Roma’daki Pontificia Universita Gregoriana’da önemli Cizvit astronomlardan matematikçi Peder Christopher Clavius’u ziyaret etti. Clavius, Galileo’nun biri katı cisimlerin ağırlık merkezlerinin belirlenmesine, diğeri özgül ağırlıkları hassas bir şekilde belirlemek için zekice tasarladığı teraziye (La bilancetta) ilişkin ilk araştırma makaleleriyle ilgilenmişti. Galileo 1589’da papazların hakimiyeti altındaki, o dönem için entelektüel açıdan sıkıcı ve hareketsiz Universita di Pisa’da matematik alanında öğretim üyeliğine getirildi. Burada geçirdiği dönemde mermilerin havadaki hareketi ve benzer dinamik problemlere ilişkin De motu adlı bir makale kaleme aldı ama bunu yayımlamadı. Galileo üç yıl sonra, Copernicus’un ders vermiş ve Dante’nin eğitim görmüş olduğu Avrupa’nın en önemli üniversitelerinden biri olan üniversiteye profesör olarak geçiş yaptı. Vene- dik Cumhuriyeti’ne bağlı Padova’daki bu üniversitede profesörler çok düşük ücretler alıyor ve bu mütevazı ücreti, verecekleri özel derslerle desteklemeleri bekleniyordu. Galileo öğrencilerinin candan bağlandığı mükemmel bir öğretmendi. Askeri mimari, temel astronomi ve perspektif gibi uygulamalı konularda dersler verdiği birkaç gencin yaşadığı hareketli bir evi çekip çeviriyordu. Aynı zamanda bilimsel aletler üreten bir atölye işletiyordu. turkcemalumatlar.wordpress.com Bu girişimciliği sayesinde Galileo bir servet sahibi oldu. Bu durumda bile Galileo babasının 1591 ‘deki ölümünün ardından kendisinden sık sık para istemeye gelen müsrif kardeşine karşı sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanıyordu. Üstelik kız kardeşleri evlenirken drahomaya gereksinim duyuyorlar, Galileo da borçları yüzünden zaman zaman tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu. Galileo yakınlardaki Venedik kentindeki soylularla dostluklar kurdu. Bunlardan en önemlisi gençlik yıllarındaki sefahat döne lerinden yorgun düşmüş müzmin bekar Gianfrancesco Sagredo’ydu. Ne var ki Sagredo yaşı ilerledikçe Branta Nehri kıyısındaki kır evinde verdiği çılgın partiler gibi daha uysal zevklerin peşine düşmüştü. Sagredo bilime de ilgi duyuyordu. Galileo’yla, 1 608’de diplomatik bir görevle Dük tarafından üç yıllığına Halep’e gönderildiğinde bile mektuplaşarak devam ettirdikleri ömür boyu süren bir dostluk kurdu. Galileo hiç evlenmedi ama güzel olduğu söylenen, öfkesi burnunda, canl ı ve muhtemelen okuma yazma bilmeyen Marina Gamba adında yirmi bir yaşındaki Venedikli bir hizmetçiyle uzun süreli bir ilişkisi oldu. Galileo’nun huysuz annesi bu ilişkiyi hiçbir şekilde onaylamadı ve bazı sorunlara neden oldu. Marina’nın Galileo’dan Vincenzo, Virginia ve Livia adlarında üç çocuğu oldu. Galileo oğlunun eğitimiyle yakından ilgilendi. Kızlarınıysa belirli bir yaşa geldiklerinde Floransa’nın biraz dışındaki Arcetri’de bulunan San Matteo rahibe manastırına yerleştirdi. Galileo Copernicus’un günmerkezli sisteminin Aristoteles ve Ptolemaios’un yermerkezli sisteminden daha akla yatkın olduğu düşüncesine inanmaya başlamıştı. Galileo bu konuda bir sonra- ki yaşam öyküsünün kahramanı Alman astronom Johannes Kep- ler’den etkilenmişti. İcat ettiği çok sayıda şeyin arasında akifer- lerden büyük miktarda suyun çekilmesini sağlayan bir makine, havalı termometre ve basılı ilk eseri Le operazioni del compasso geometrico e militare’de (Padova, 1606) açıkladığı geometrik ve balistik amaçlar için kullanılan bir hesap aleti vardı. Galileo bu ilk eserinde Venedikli bir alet yapımcısıyla birlikte tasarladığı basit bir askeri pusulanın işleyişini açıklamıştı. Temel bilimlerdeki çalışma- larıysa 1 602 dolaylarında Galileo’yu sarkacın eşzamanlılığı bulu- şuna ve düşen cisimler yasasının ilk ama hatalı bir açıklamasına ulaştırdı. 1 609’da Galileo yeni icat edilmiş teleskopu astronomik 6 gözlem için kullanan ilk kişi olmuştu. Galileo bu gözlemlerinde aydaki dağları, çıplak gözle görülmeyen çok sayıda yıldızı, Saman- yolu’nun yapısını ve Jüpiter’in Medici yıldızları adını verdiği dört uydusunu ortaya çıkarmıştı. Galileo heyecan uyandıran bu buluş- larını bir anda tüm Avrupa’da tanınmasını sağlayan ve on yedinci yüzyılın en önemli bilim kitaplarından biri olan Sidereus nuncius (Yıldızların Habercisi; Venedik, 1610) adlı kitabında açıklamıştı. Kitap geniş kitleleri çok büyük bir heyecana sürüklemişti. Papa yeni yüzyılın ilk yılının af yılı olacağını bildirmişti. Bu hem bir kutlama yılı hem de reform dalgasını önlemeye yönelik kararlılığın yenilenme yılı olacaktı. Roma Katolik Kilisesi’nin en önemli fikir adamı Kardinal Roberto Bellarmino dine göre sapkın düşünceleri bastırma işinin başındaki kişiydi. ilk kurbanlardan biri düşüncelerinden dolayı hapse atılan, işkence gören ve bir kazığa bağlanarak yakılan Dominikan keşiş Giordano Bruno oldu. Bru- no’nun savı şöyleydi: “Sayısız takımyıldız, güneş ve gezegen var ama ışık saçtıkları için biz yalnızca güneşleri görebiliyoruz. Küçük ve karanlık olduklarından gezegenler gözle seçilemez. turkcemalumatlar.wordpress.com Ayrıca güneşlerin çevresinde dönen sayısız dünya vardır.” Avrupa’nın pek çok yerinden aralarında Fransız, İngiliz, Alman ve Polonyalı soylular ile İsveç kralı Gustav Adolf’un da olduğu insanlar öğrencisi olmak için Galileo’ya geliyordu. Toskana’nın yeni grandükü Cosimo de Medici de (il. Cosimo) eski öğrencilerinden biriydi. Galileo Venedik Cumhuriyeti’nde yeterince takdir edilmediğini düşünerek engin bir yaratıcılıkla geçen on sekiz yılın ardından 1610’da Universita degli Studi di Padova’daki kürsüsünü bırakarak Mediciler’in sarayında başmatematikçi ve filozof olma görevini kabul etti. Yeniden Floransa’ya dönen Galileo grandükün cömert koruması altında tüm enerjisini bilimsel araştırmalara ada- dı. Sosyal yaşantısında Sagredo’nun yerini Filippo Salviati adında- ki varlıklı ve başarılı genç aristokrat almıştı. Salviati’nin Arno’nun aşağı kısımlarında, tepelerin üzerindeki inziva evi Le Selve, felsefe tartışmalarının merkezi konumuna gelmişti. Genç öğrenciler bu toplantılarda Galileo’nun çevresini sarıyordu. Galileo bir kez daha Roma ‘ya gitmenin zamanı geldiğine karar verdi. Bu seferki ziyaret grandükün himayesinde bir tür bilimsel elçilik niteliğindeydi. Galileo, VIII. Clement’in ardılı Papa V. Paul ta- rafından kabul edildi ve genel itibariyle hoş karşılandı. Yaptığı son keşifleri ortaya koyarak yeni evrenbilimini geliştirmek için canla başla işe koyuldu. Bu keşifler arasında hepsi de Istoria e dimonstrazioni intorno aile macchie solari (Güneş Lekelerinin Tarihi ve Kanıtları; Roma, 1613) adlı eserinde açıklanan Venüs ‘ün evreleri, Satürn’ün karmaşık yapısı ve güneş lekelerinin varlığı bulunuyordu. Bununla birlikte Pontificia Universita Gregoriana’daki Cizvitler eski evrenbilime bağlılıklarını sürdürüyordu. Bu kişilerden biri de yirmi dört yıl önce Galileo’nun yanına gittiği Peder Clavius’tu. Alman matematikçi, Galileo’nun buluşlarıyla ilgilenmiş ama Kopernikçiliği benimsemeyi reddetmişti. Galileo kendine yeni bir hami bulmuştu. Federico Cesi doymak bilmez bir meraka ve yetiştiği aristokrat çevrenin sınırlarını aşma cesaretine sahip nüfuzlu genç bir soyluydu. Cesi henüz on yedi yaşındayken muhtemelen on yedinci yüzyılda kurulan tek başarılı bilim derneği Accademia dei Lincei’nin• temellerini attı. Lincei’nin kuruluş amacı “Gerçek bilgiye ulaşmaya hevesli ve kendilerini doğa çalışmalarına, özellikle de matematiğe vermek isteyen felsefecileri bir araya getirmektir. Aynı zamanda dernekte bilimi hoş birer giysi gibi bir bütün olarak bezeyen zarif süsler edebiyat ve filoloji de göz ardı edilmeyecektir,” şeklinde belirtilmiştir.

ilk başta derneğin hiçbiri bilimci olmayan ve hepsi de otuz yaşın altında yalnızca dört üyesi vardı. Bu dönemde Lincei’nin üstüne gizem ve yalancı bilim, hatta dedikodu havası yapışmıştı. Derneğin toplantıları Cesi’nin çok sayıda yasaklı kitap, bilimsel aletler, örnekler ve antika eserlerin yer aldığı görkemli kütüphanesinin bulunduğu evinde yapılıyordu. Derneğin ilk dönemlerinde adını duyurması Galileo’nun derneğe katılımıyla olmuştu. Dernek de daha sonra Galileo’nun çok gereksinim duyduğu destek, teşvik ve cesareti kendisine vermişti. Cesi, Pontificia Universita Gregoriana’daki Cizvitlerin ne düşündüğünü umursamayacak denli güçlü biriydi. Galileo, yeni gökcisimleri bilgisinin geleneksel astronomiyle arasındaki uyuşmazlığa vurgu yapma konusunda giderek daha cüretkar oluyordu. Kepler’e yazdığı bir mektupta da belirttiği gibi Kopernikçi görüşlerini açık bir şekilde ortaya koyarken bir yandan da Discorso intorno aile cose ehe stanno in su l’acqua (Suda Yüzen Nesneler Üzerine Söylev) adlı eserinde hidrostatiğe ilişkin güncel görüşlere başarıyla saldırıyordu. Galileo giderek buluşlarını ve görüşlerini bilim çevresinden rakipleri ve kıskanç akademik düşmanları karşısında savunma durumunda kalır olmuştu. Galileo’nun çöküşünü hedefleyen akademik çevrelerin bir komplosu sonucu ilk olarak 1614’te Floransa’ da Galileo’ya yönelik kötü sözlerle dolu bir vaaz verildi. Gerçek düşmanları olsa da Galileo’nun davranışlarında paranoya belirtileri görünüyordu. Düşmanlarının en güçlüsü, Kopernikçi sistemi ulu orta savunmaması konusunda kendisini uyaran Giordano Bruno’nun takipçisi Kardinal Bellar- mino’ydu. Sonuçta Galileo grandükün annesi Cristina’ya, bilim ile din arasındaki doğru ilişkinin nasıl olması gerektiğine ilişkin titizlikle ele aldığı görüşlerini içeren bir mektup yazdı. Grandüşes Cristina’ya Mektup 1 636’ya dek yayımlanmadı. Galileo elli yaşına gelmişti. Uzun zamandır devam eden eklem iltihabı sorunu ile göğsündeki ve böbreklerindeki ağrıdan şikayetçiydi. Roma’dan dönünce önce Salviati’nin Le Selve köşkünde bir süre kaldı. Ardından Floransa’yı tepeden gören ve kızlarının yaşa- dığı manastırın bulunduğu Arcetri’nin yakınlarındaki Bellosguardo’da mütevazı köşküne yerleşti. Ne var ki, sonraki yıllarda bilim- sel etkinliğinde gözlenen düşüş pek de şaşırtıcı değildi. Bu dönem- de daha çok Jüpiter’in uydularının hareket ve tutulmalarına ilişkin hesaplama tablolarıyla uğraştı. Bu bilgi denizde boylam bulmakta kullanılabilecekti. Bu düşünceyi İspanya ve Hollanda yönetimlerine satmaya çabalasa da bundan bir sonuç elde edemedi. Galileo 1618′ de kuyrukluyıldızların doğasına ilişkin tatsız bir tartışmanın içinde yer aldı. Galileo bu tartışmayla daha önce kendisini anlayışla karşılayan kimi Roman Cizvitlerin desteğini yitirdi. Bu anlaş- mazlığı n sonucunda Galileo, bir yandan ölçüme dayalı deneylerin ve gözlemlerin gerekliliği ile kuramsal tümdengelim yöntemiyle usavurmanın gücüne dikkat çekerek epistemolojik ve yöntembi- limsel sorular üzerine düşüncelerini ifade ettiği tartışmalı eseri Il saggiatore’yi (Ayarcı; Roma, 1 623) yayımladı.

İtalya’nın Roma kentindeki bilim akademisi. Sözcük anlamı Vaşaklar Akademisi’dir. 1623’te eski destekçilerinden Kardinal Maffeo Barberini, VII. Urban adıyla papa oldu. Galileo Roma’ya yaptığı dört ziyaretin ardından astronomi üzerine uzun yıllardır kafasında planladığı bü- yük çalışmasını derleme cesaretini buldu. Eser, Dialogo sopra i due massimi sistemi del mondo (İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog) adıyla yayımlandı. Bu eser, Simplicio adı verilen Aristo- telesci-Ptolemaioscu geleneğin taraftarı, sorgulayıcı bir zihne sahip genç Sagredo ile yeni astronominin savunucusu Salviato arasında geçen diyaloglar şeklinde düzenlenmiş teknik bir rapordu. Galileo Simplicio’nun üstün gelmesini sağlayarak ve kitabı kilise yetkileri- nin verdiği izinle yayımlayarak kendini güvence altına almaya ça- lışmıştı. Bununla beraber Salviato’nun ortaya koyduğu iddiaların gücü çok açıktı. Kitap ilk başta olumlu karşılanmış olsa da Galileo’nun düş- manlarına bekledikleri fırsatı vermişti. Papa baskı izninin hiç ve- rilmemesi gerektiğine inanarak kitabın yayılmasını engellemeye çalıştı ama bunun için artık çok geçti. Papa, Galileo’nun yargı- lanması gerektiğine karar vererek onu Roma’ya çağırdı. Grandük, Galileo’yu Papa’nın gazabından koruyabilecek denli güçlü değildi. Galileo sağlık sorunlarını gerekçe göstererek davanın Floransa’da görülmesini talep etti. İsteği reddedilen Galileo’ya bir ayrıcalık ta- nınarak Roma’ya gittiğinde davaya dek geçen günleri hapishane- de değil de Toskana elçiliğinde geçirmesine izin verildi. Galileo’ya yöneltilen suçlama resmi olarak itaatsizlikti. Davacıları Bellarmi- no’nun 1616’da Galileo’yu Kopernikçiliği yaymaması konusunda resmi olarak uyardığını öne sürdüler. Galileo buna ilişkin bir bel- ge olmadığını, Bellarmino’nun da hayatta olmaması nedeniyle bir kanıt sunamayacağını söyleyerek bu iddiayı reddetti. Yargılama süresince hastalıklı Galileo Vatikan’da hapishanede tutuldu. En sonunda işkence tehditleri altındaki yarı ölü Galileo, engizisyon yönetimi huzurunda Copernicus öğretisinden resmi olarak vazgeç- tiğini söylemeye zorlandı. Galileo ayrıca ömür boyu hapsin yanı sıra başka cezalara da çarptırılmıştı. Galileo ilk önce, geniş ilgi alanlarına sahip Siena Başpiskopo- su Ascanio Piccolomini’nin sarayında tutuldu. Burada kendisine onur konuğu gibi davranıldı. Ne var ki çok geçmeden papanın 10 ajanları piskoposluk sarayının Galileo’yu yeterince denetim altın- da tutmaya uygun olmadığını bildirince Bellosguardo’daki evine taşınmasına izin verildi. Kızlarını görmeye gitmek Galileo için git- tikçe zorlaşınca 1631 ‘de Arcetri’deki bir eve taşınmak istediğini söyledi. Papa fiilen ev hapsinde tutulan Galileo’nun bu isteğini kabul etti. Galileo’nun çok yakındaki Floransa’ya bile izin alma- dan gitmesi mümkün değildi ve bu izin de kimi zaman verilmiyor- du. Küçük kızı Livia depresyon nedeniyle rahatsız olsa da Galileo yaşlılık zamanlarında büyük kızı Virginia’nın yanındayken huzur buluyordu. Virginia’nın “Rahibe Maria Celeste” adıyla her hafta gönderdiği mektupların sade güzelliği içinde babasını rahatlatmak ve ruhunu yeniden canlandırmak için gösterdiği çabaların izini sü- rebiliriz. Ne yazık ki bu yazışmalar devam edemedi. Galileo’nun Arcetri’ye yerleşmesinden kısa bir süre sonra Virginia henüz otuz üç yaşındayken dizanteriden yaşamını yitirdi. Galileo’nun kendi sağlık durumu da çok iyi değildi. Fıtık ve kalp çarpıntısı sorunu yaşıyor, uykusuzluk çekiyor ve bir yandan da melankolik dönemler yaşıyordu. Sürekli sevgili kızının kendisi- ni çağırdığını düşünüyordu. Floransa engizisyon mahkemesi üyesi, yaşlı Galileo’nun Kopernikçi düşünceyi bir daha asla yayamayacağı konusunda haklıydı. Galileo daha da i leri giderek Kopernikçi düşüncenin hiçbir şekilde şüpheye yer vermeyecek biçimde özellik- le de Katolikler açısından yanlış olduğunu söylüyordu. Kopernikçi tüm savlar Tanrı’nın kudretiyle gelen sağlam iddialarla çürütülmüştür diye yazmıştı. turkcemalumatlar.wordpress.com Kendi inancı aynı şekilde devam etse, çok sayıda kişi lanetlenmesine ve aldığı cezaya karşı hoşnutsuzluğunu dile getirse de Galileo Kopernikçiliği yerleştirmek için verilen çabanın kendi açısından sona erdiğini düşünüyordu. Galileo bir yandan nihayetinde tamamen kör olmasına neden olan katarakt ve glokomla boğuşurken bir yandan da engizisyo- nun sürekli gözetimi altında yeni bir araştırmaya daldı. Son ve en önemli eseri Discorsi e dimonstrazioni matematiche intorno a due nuove scienze’yi ( İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler ve Matematiksel Kanıtlar; Leiden, 1638) tamamlamayı başardı. Eser engizisyonun elinin ulaşamayacağı bir yerde yayımlanmıştı. Bu eser, içeriğindeki pek çok şeyin yanı sıra düşen bir cisme ilişkin yasaların kanıtı, kuvvetlerin bağımsızlığı ilkesi ve bütüncül parabolik balistik kuramıyla bir kuşak sonra Huygens ve Newton’un klasik mekaniği üzerine inşa ettikleri en temel unsur olacaktı. Düşüş yasaları iv- meli hareketin incelenmesini olanaklı kıldı. Simplicio, Sagredo ve Salviati tıpkı 1632’de olduğu gibi bir başka diyalogda görüşlerini ortaya koymak üzere yeniden sahne aldı. Galileo’nun bu sunuş tar- zına olan düşkünlüğü 1581’de Dialogo della musica antica e mo- derna (Antik ve Modern Müziğin Diyaloğu) adlı eseri yayımlamış babasından gelmiş olabilir. Galileo 8 Ocak 1642 gecesi yaşamını yitirdi. Galileo’nun naaşı pek çok ünlü Toskanalının da mezarı- nın bulunduğu büyük Santa Croce kilisesine gömüldü. Papalığın onaylamayacağı korkusuyla aile mezarlığı tercih edilmemişti. Ken- di mezarına defnedildiği 173 7’ye dek onuruna herhangi bir anıt dikilmedi. Cenazenin nakli sırasında asıl mezarın altında genç bir kadına ait kemikler bulundu. Bu kemiklerin sevgili kızına ait ola- bileceği düşünülmüştü. Galileo çok yönlü bir zihne sahipti. Yetenekli amatör bir mü- zisyen, anadiline çak hakim biriydi. Tartışmalı eseri Il saggiatore İtalyan klasikleri arasında sayılır. Fiziğin hemen hemen tüm dalla- rıyla ilgilenmiş olsa da asıl olarak nicel deneylerle birleştirilmiş hi- potezle-tümdengelim yönteminin etkinliğine ilişkin verdiği örnekle hatırlanır. Galileo, doğal bilimler ile Reform karşıtlarının ruhanili- ği arasındaki yarılmanın artmasında önemli bir etken olan kişisel yazgısı nedeniyle tarih sahnesinde de önemli bir yere sahiptir. Resmi makamlarda Copernicus karşıtı görüşlerin izleri 1822 ‘ye dek silinemedi. Yermerkezlilik resmi öğreti olmayı sürdürürken Cizvit- lerin kontrolü altındaki okul ve üniversitelerde günmerkezliliğin işe yarayan bir varsayım olarak öğretilmesine hoşgörüyle yaklaşılıyordu.

Kaynak: Büyük Fizikçiler

Bir Cevap Yazın