Kızıl Elma Nedir? Rıza Nur Anlatıyor…

Kızıl Elma Nedir? Rıza Nur Anlatıyor…

Türklerin en makbul ve bütün emellerini bağladıkları maddedir. Bu onların en nurlu, en göz alıcı bir gayeleridir. Türkler en eski yüzyıllardan beri «Kızılalma – Kızıl Elma» peşinde koşmuşlardır. Kızılalma Türkler’in milli idealleridir. Türkler Kızılalma’yı bütün hayatlarında en büyük bir servet, en sevgili, en yüce bir vuslat (kavuşma) bilmişlerdir. Onlar için ulu savaşların en büyük kazançları Kızılalma’yı kazanmak olmuştur. Onlarca en büyük savaşların en parlak zaferleri idi ki ancak Kızılalma’yı verebilirdi. O, zaferlerin en son sınırı idi. Kızıl alma, Türk dilinde saltanatlar yıkarak, tahtlar devirerek, padişah taçları ayaklar altında çiğneyerek erişilir bir son zafer demekti. Türk’ün fikrince en uzak ve en son coğrafi nokta Kızılalma’dır. Hatta III. Sultan Selim zamanında Nizamiye askeri kurulurken Yeniçeriler, «Bize düşman göstersinler. Dal-kılıç olup düşmana dalarız. Kralın tahtını başına geçirip Kızılalmaya dek gideriz » demişlerdir ki, bu da Kızılalma’nın manasının ne olduğunu gösterir.

Kızılalma’nın arkasından yalnız Milat’tan önceki eski Türkler koşmamışlardır. Milat’tan sonra da her her Türk’ koşmuştur. Osmanlı Türkleri de bu sevimli sevda ile gayretlenmişler, heyecanlı savaşlara girmişler, yine bu sevda ile şanlı zaferler kazanmışlardır. IV. Sultan Murad zamanında Yeniçeriler daima şunu derlerdi: «Ehl-i Islam Kızılalma’ya dek dünyayı fethedecektir.» Peçevi’ye göre o zaman bu söz halkımızın ağzında da dolaşırmış. Halen Anadolu’da Türkler Kızılalma’dan sözetmektedirler. Macarlar da Kızılalma’yı tanırlar ve ona «Kızıl Kapuna» derler. Kızıl Kapuna’dan söz eden Türkler’de vardır. Macarlar Kızıl Kapuna’nın kendi memleketlerinde olduğuna inanırlardı. Kızılalma acaba hayali bir ideal midi!’? Yoksa maddi bir şey midir? Bugün halkımızda bunun ne olduğu bilinmeden söylendiğine bakılırsa hayali bir emeldir. Fakat bu hayal neden «Alma» (Elma) olmuştur? Bu sorunca bunun maddi bir esasa bağlı olmasını, sonradan mitolojik bir şekle girmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Bu konuda eski kitaplarda bazı. bilgiler vardır: Peçevi’ye göre Macaristan’ da Flume şehrinde «Saynur Taşı», Saynur Alameti» diye konmuş, bir şeydir. Evliya Çelebi «Budin’de «Kızılalma Sarayı» adında bir saray olduğunu, bunun kubbelerinde birer altın top asılı olduğundan. adına «Kızılalma Sarayı» dendiğini söylüyor. Demek Macarlar Orta Asya’dan Kızılalma» inancını da beraber getirmişlerdir. Oğuz Han’ın kurultay kurduğu meşhur çadırın kapısının iki tarafına dikilen direklerin uclarında birer altın top asılıydı. Peçevi’ye ve Evliya Çelebi’ye göre bu Kızılalma Macaristan’dadır. Macarlar’ın, Hunlar’ın, Cengiz Han’ın, Kumanlar’ın ve Osmanlılar’ın Macaristan’a doğru koşmuş olmalarından da Kızılalma’nın orada olduğuna hükmedilebilir. «Kızıl» burada renk değil, Türkçe «asıl altın» demektir. Yani «Kızılalma» demek «Altın Elma» demektir. Türklerde «Altınordo gibi «altın»lı adlar çoktur. Azerbaycan Türkleri de halen «altın»a «kızıl» derler. Bir kısım Türkler «Altınordaya da «Kızılordu» derler.

Kaynak: Rıza Nur Türk Tarihi Cilt 11-12

Bir Cevap Yazın