Türk İnancında Putçuluk-Putperestlik Var Mı?

Gerçek Türk dini olan, Türklüğün özünü, karakterini yansısan Gök Tanrı (Tengricilik-Tegnrizm) inancında putperestlik yoktur. Bundan dolayı da aslında putları muhafazaya mahsus yapılar olan tapınaklar inşa edilmiyordu. Putçulukta putların temsil ettikleri kişilerin manevi güç ile dolu olduğuna inanılmıştır ve bu yüzden bol bol tapınaklar ve heykeller yapılmıştır. Türklerde ise manevi gücün tek kaynağı Ebedi Gök Tengri (Tanrı-Tengri-Tangre-Tigir-Tenger) idi. Bu yüzden Türkler gösterişli tapınaklar inşa etmemiştir ancak din değiştirdikten sonra gösterişli tapınaklar inşa etmeye başlamıştır. Her toplumun ayrı bir putperestlik öyküsü vardır. Mesela Araplar helvadan put yapar sonra bunları yerdi. Araplar İslam’a geçtikten sonra da put kültüründen tamamen kopmadılar. İslam her ne kadar putperestliği yasaklasa da Kabe’nin önünde dönmek, kabedeki taşa dokunmakta aslında bir putperestlik ritüelidir. Aynısını Hintliler ineklere de yapmaktadır. İneklerin etrafında dönerler ve onlara dokunarak ibadet ederler. Eski Türk inancında ise bu tip adetler yoktur. Bazı Göktürk kağanları yazıtlar diktirmiştir hatta taştan yapılma kendi heykelleri veya balbalları bile vardı ancak bunların hiçbirine halk tapmadı zaten bunlar tapınma amacı ile dikilmemiştir. Türkler sadece Tanrıya tapmıştır ve Tanrı önünde eğilmiştir. İslam’ın gölgesi olarak bilinen Osmanlı padişahlarının da kabeye gitmemesi bu konuda manidardır. İslami konuda hassas olan arkadaşlar bu paylaşıma biraz kızabilirler ancak paylaşımda bir yanlış yoktur. Eğer bu konudan farklı düşünüyorsanız yorum kısmına belirtebilirsiniz. Ayrıca maalesef Anıtkabirde de yapılan bazı ritüeller putperestliği andırmaktadır…

Türkler çeşitli dinlere ve kültürlere yaklaşınca din değiştirmiş hatta değiştirdiği din yetmiyormuş gibi bir de mezheplere bölünmüştür ve bundan dolayı sürekli birbiriyle savaşmıştır. Gök Tanrı ise Türklerin bu durumuna çok kızmıştır. Bugün tüm Türkler parça parça yaşamaktadır hatta Orta Asya’da Türk adını hakaret olarak kullanan Türk kökenli toplumlar bile vardır. Tüm bunların ortadan kalkması ve tek bir Türk Kağanlığı ya da Turan Kağanlığı kurmak için dilde, fikirde, işte birlik gerekir.

Her ne kadar Gök Tanrı değil de İslam dini üzerinde hareket etse de, Yavuz Sultan Selim, İmparatorlukta herkesi tek mezhep ve dine sokacaktı fakat devlet adamları Yavuz’a engel oldular. Eğer Yavuz’un dediği gibi birlik sağlansaydı İmparatorluğa yapılan ihanetler de daha az olur ve bu kadar toprak kaybedilmezdi. Çünkü bu sayede İmparatorluktaki etnik azınlıklar daha kolay Türkleşir ve İmparatorluğa bağlı olurdu. Osmanlı Padişahlarının asırlarca Avrupa ve Arap topraklarına hükmetmesi ancak oradaki halkları kendine bağlayamaması gerçekten üzücü bir durumdur.

Günümüz de ise bu birlik sadece kendi öz kültürümüz ile olabilir. Gök Tanrı inancı Türkün özünü oluşturan bir inançtır.

One comment

  1. Hac ve kabe etrafında dönmek islamlandan önce de vardır. zaten arapların festival dedikleri şey ve turizm geliri kaynaklarından da biriydi. himyar kırallığı zamanında yaşayan tubbalar zamanında bile kabe’yi ziyarete gittikleri hakkında metinler mevcuttur. OSmanlı padişahları hacca çok uzun sürdüğü için gitmemişlerdir fakat yerlerine vekil göndermişlerdir. Oğuz Kapan’nın duasına bakarsanız zaten tengriciliğin büyük ihtimalle Türklere gönderilen bir peygamberin zamanla değişime uğramasından türeyen bir din olduğunu fark ederseniz.

Bir Cevap Yazın