Tedarik Zinciri Talep Tahmini

Tedarik Zinciri Talep Tahmini

Tedarik zinciri yönetimi, sistemin bütün maliyetlerini azaltmayı gözeterek, malların doğru zamanda, doğru miktarlarla, doğru yerlere dağıtımını sağlamak için tedarikçilerin, üreticilerin, depoların ve perakendecilerin etkin bir sekilde entegrasyonuna imkan veren yöntemleri içermektedir. Doğru mal, doğru zaman, doğru miktar vb. koşulların sağlanabilmesi için talebin doğru olarak tahmin edilmesi gerekmektedir. Tahmin sözcüğü içerisinde belirsizliği barındırmaktadır. Amaç belirsizliği en aza indirecek yöntemler ile çalışarak, talebi en az sapmayla tahmin etmektir. Bu amaçla kullanılan bir çok talep tahmin yöntemi bulunmaktadır. Bu ünitede, özellikle tedarik zinciri yönetiminde en sık kullanılan yöntemler üzerinde durulmaktadır Yöntemler genel olarak 2 temel başlık altında incelenmektedir. İlk olarak kalitatif yöntemler açıklanmaya çalışılmıştır. Yöntem, sayısal olarak ifade edilmeyen veriler ile uygulanmaktadır ve pazar analizi, delphi tekniği ve uzman görüşleri olmak üzere 3 başlık altında incelenmektedir. İkinci talep tahmin yöntemi ise, kantitaf temelli olup sayısal olarak ifade edilen verilere dayandırılarak yapılmaktadır. Birçok kantitatif talep tahmin yöntemi olmakla birlikte, en sık kullanılan zaman serisi analizi yöntemleri ve karma yöntemler anlatılmaktadır. Günümüz koşullarında bilgi teknolojileri ile desteklenmiş tedarik zincirlerinde sayısal verilere ulaşmak mümkündür. Talebi etkileyen unsurların çokluğu gözönüne alındığında ve sezgiye dayalı yöntemlerdense, sayısal verilere dayalı olarak yapılan tahminler veya iki yöntemin birleştirilmesi çalışılması, optimum sonuçlara ulaşmayı sağlamaktadır.

BELİRSİZLİK VE TAHMİN

Kamu işletmeleri dışında özel işletmelerin kurulmasında güdülen en önemli veya birincil amaç, kurucularına en düşük maliyetle, en yüksek kârı sağlamaktır, ancak bu amaca ulaşmada, işletme içi ve dışı bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. İşletmeler, gerekli olan bilgilere ulaşsalar bile ticari kararlarını genelde belirsizlik ortamında vermek zorunda kalmaktadırlar. Toplanan bilgiler belirsizliği tam olarak ortadan kaldırmamakla birlikte, belirsizlik ortamını azaltan ve kesinlik içermeyen bilgiler olmaktadır. Belirsizlik ortamında edinilen bilgilere dayalı olarak verilecek kararlar, tahminden öteye gidememektedir. Tahmin, gelecek dönemlerde meydana gelebilecek olayların sonuçlarının önceden hesaplanmasını sağlamaktadır. Diğer bir ifadeyle; tahmin, geçmiş dönemlerde meydana gelmiş olay/olayların sonuçlarını değerlendirerek gelecek dönem/dönemlerde meydana gelebilecek olayların sonuçlarını önceden görebilmeyi hedeflemektedir. Tahmin değerleri ile gerçekleşen değerler arasında farklara “tahmin hataları” denilmektedir. Amaç en az hata ile tahmin etmek olduğu düşünüldüğünde, tahmin için kullanılacak en uygun yöntemin seçilmesi gerekmektedir. Tüm yöneticiler gelecekte yapacakları faaliyetleri önceden belirlemek, bir anlamda planlamak istemektedirler. Çünkü işletmelerin uzun dönemdeki başarısı, yöneticilerin geleceği görebilmeleri ve uygun strateji geliştirmeleriyle yakından ilişkili olmaktadır. İşletmeler, geleceğe yönelik kararlar verirken, doğru ve güvenilir tahminlere ihtiyaç duymaktadırlar. Çünkü doğru olmayan tahminler işletmelerin gelecekteki hedeflerini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluklar sonucunda stok maliyetlerinin artması ve talebe cevap verilememesi gibi nedenler şirketin pazar kaybına neden olabilmektedir Küreselleşme en çok ticari faaliyetleri etkileyen bir unsur olmaktadır. Öyle ki on yıl önce adı duyulmayan birçok ürün pazarın en güçlü rakipleri haline gelebilmektedir. Bu işletmeleri gelecek değişiklikleri takibe ve hazırlanmaya zorunlu kılmaktadır. Bu noktada gelecek değişimlere hazırlanmanın bir anlamı da işletmelerde pazara ilişkin talep tahminlerine bilimsel yaklaşmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Talep ve Talep Tahmini

Talep satın alma isteği demektir. Satın alma arzusunu ve isteğini yansıtır. Ancak, her istek ve arzu talep anlamına gelmez. Bir isteğin ekonomik anlamda talep olması için yeterli satın alma gücü ile desteklenmiş olması gerekir. Alım gücü yüksek olan kişinin villa alma isteği bir taleptir. Ancak alım gücü olmayan kişi için böyle bir istek hayal veya amaç olabilir. O halde talep;” belirli bir piyasada, belirli bir zamanda, belirli bir fiyattan, satın alınmak istenen ve satın alma gücü ile desteklenen mal ve hizmet miktarıdır”. Kişilerin tek tek taleplerine kişisel talep denmektedir. Talep, pazardaki tüketicilerin davranışlarına göre şekillenmektedir. Tüketici davranışları ile şekillenen belli başlı talep türleri şunlardır;

Negatif Talep: Tüketicilerin çoğunluğunun belirli bir ürüne karşı besledikleri isteksizliği ve hatta içten içe bir nefreti yansıttığı talep türüdür. (Örneğin Müslüman ülkelerde domuz ürünlerine karşı oluşan talep)

Sıfır Talep: Bu talep türü tüketicide hiç oluşmamış istek ve gereksinimleri yansıtmaktadır. (Sıcak iklime sahip ülkelerde, kışlık kıyafet talebi)

Gizli Talep: Tüketiciler tarafından özlemi çekilen ancak çoğu kez ortaya konamayan istek ve arzuların toplandığı bir talep türüdür. (Zararsız sigara, şişmanlatmayan dondurma, vb.)

Azalan Talep: Tüketici gelir düzeylerindeki azalmalara, rekabetçi ortamın yoğunluğuna, ürünün yaşam süreci içindeki yerine ve öteki pazarlama stratejilerindeki eksikliklere bağlı olarak ürün taleplerinde azalmalar meydana gelebilmektedir. (Klasik mobilya, video kayıt cihazı, vb.)

Düzensiz Talep: Talebin belirli dönemlere bağlı olarak düzensizlik göstermesi sık görülen bir durum olmaktadır. (Mevsime bağlı olarak dondurma, meşrubat, vb. ürünlere olan talep)

Tam Talep: İşletme satış potansiyelinin, pazar tarafından tümüyle karşılandığı durumu yansıtmaktadır. (Yaz sezonunda turistik tesislere olan talep)

Aşırı Talep: Bir malın ya da hizmetin talebinin o malın arzını büyük oranda aştığı ve işletme tarafından pek de hoş karşılanmadığı durumu yansıtan talep türüdür.

Sağlıklı Olmayan Talep: Toplumun fiziksel ya da ruh sağlığını tehdit eden ürün ve hizmetlere karşı olan talep sağlıklı olmayan talep olarak adlandırılırlar ve çoğu kez devlet ya da benzer otoriteler tarafından yasaklanır. (Diplomasız kişilerin uyguladığı tedaviler)

Tüketici davranışlarından etkilenen talep, işletme faaliyetlerin düzgün bir şekilde sürmesinde işletme girdisi olarak önemli bir veri kaynağı olarak görülmektedir. Talep tahminleri, gelecekteki faaliyetleri işletme amaçları doğrultusunda yönlendirmede, yöneticilere yardımcı olacak bilgileri sağlamaktadırlar. Üretim yöneticileri, genellikle pazarlama fonksiyonu tarafından (veya birlikte) hazırlanan talep tahminleriyle ilgilenmektedirler. Ancak, yöneticiler, hammadde fiyatlarını öngörmek, insan gücü planlaması yapmak, stok düzeyine ilişkin kararı vermek ve diğer birçok faaliyeti yönetmek için başka değişkenlere ilişkin tahminlerden de yararlanmaktadırlar. Böylece kapasiteyi daha iyi kullanma, müşterilere daha iyi hizmet verme ve kârlılığı artırma imkânına kavuşmaktadırlar. Üretim yöneticileri için, müşteri talebinin tahminine ilişkin veriye ulaşmak, planlamada büyük önem taşımaktadır. Müşteri talebinin tahmin edilmesi ne kadar ürünün, ne kadar hammadde, işgücü ve diğer üretim faktörleri kullanılarak üretileceğinin planlanması ve ne kadar stok bulundurulacağının tespit edilmesi bakımından üretim yönetiminde alınacak stratejik kararlarda yol gösterici olmaktadır.

Talep tahminleri sadece işletmelerde üretim yönetiminde önemli bir etkiye sahip olmamakla birlikte, makroekonomi açısından iki tür etkiye sebep olabilmektedir;

  • Birincisi, beklenen talebin, gerçekleşen talebin altında kalması durumunda, üretilmekte
    olan mallara ilişkin yetersiz üretim nedeniyle fiyatlar yükselebilmekte ve
    ithalat zorunluluğu ile karşı karşıya kalınabilmektedir. Buna bağlı olarak işletmeler
    piyasadaki talebi karşılamak üzere kapasitelerinin üzerinde çalıştıklarından dolayı,
    maliyetlerin artması durumuyla karşılaşmaktadırlar.
  • İkinci olarak, beklenen talebin, gerçekleşen talebin üstünde kalması durumunda,
    işletmelerin ürettikleri mallardan bazılarının satılamaması durumuyla karşılaşmaktadırlar.
    Bu durum, büyük miktarda mal stoklarının birikmesine neden
    olmaktadır. Bunun sonucunda büyük işletmeler kapasitelerinin altında çalışmak
    zorunda kalmaktadırlar. Bu durumda, üretim maliyetleri artarak kaynak israfı durumu
    ortaya çıkabilmektedir.

Tahmin hatasının minimizasyonu ile yukarıda açıklanan olumsuz durumlar ortadan kaldırılarak, daha etkin bir kaynak kullanımı ve üretim verimliliği elde edilebilmektedir. Doğru tahmin yapmanın ön koşullarından biri, talep tahmininin hangi kriterlere göre belirlendiği konusudur. Bu kriterlerden bazıları, zaman aralığı, mamul cinsi, hesaplama tekniği gibi kriterler olmakla birlikte, en önemli kriterlerden biri zaman aralığı olduğu düşünülmektedir. Zaman aralığı kriteri gözönüne alınarak talep tahmini yapılmak istenildiğinde, aşağıdaki şekilde ayırmak uygun olmaktadır: (Tablo 6.1)

Zaman kriteri ile tahmin değeri arasında ters yönlü bir ilişki olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir diğer ifade ile zaman aralığı büyüdükçe sonucu etkileyen faktörlerin sayısı artmakta ve zaman-tahmin arasındaki ilişkiler gittikçe karmaşık ve belirsiz bir hal almaktadır. Zaman kısaldıkça da tahminlerin gerçeğe uygunluk derecesi önem kazanmaya başlamaktadır. İşletme zaman kriterini göz önünde bulundurarak planlama sürecini yapılandırması ile birçok tahmin değerine ulaşmaktadır. Ulaşılan tüm tahmin değerleri birbiri ile ilişkili bir sıra ile ifade edilebilmektedir. (Şekil 6.1)

Planlama süreci içerisinde yer alan tahminler, işletmelerde birçok konuya açıklık getirmektedirler. Özellikle tedarik tahmini, önemli bir maliyet kalemi olan stok ile ilgili karşılaşabilecek tüm sorulara yanıt aramaya çalışmaktadır. Stok yönetimi konusunda yaşanacak bir sorun, birçok sorunun başlangıç noktası olmakta ve özellikle işletmenin depolama, taşıma gibi hayati faaliyetlerini etkilemektedir.

Bir Cevap Yazın