Romantik aşkla yaygın olarak ilişkili olan kalan dokuz psiko-fizyolojik özellik henüz dopamin, norepinefrin veya serotonin ile doğrudan bir korelasyona sahip görünmüyor. Yine de, henüz tanımlanmamış şekillerde bu nörokimyasallarla ilişkili olabilirler.
- Aşıklar, umut, endişe, sahiplenme, kıskançlık, sevgili ile meşguliyet, kırılganlık, reddedilme korkusu ve ayrılık kaygısı da dahil olmak üzere değiştirilebilir duygularla birleştiğinde, ilişkiye duygusal bağımlılık duygularını bildirir. Yani aşıklar ilişkilerini izler. Robert Graves’in dediği gibi, “kapıyı çalmak için dinlemek; bir işaret bekliyor.”
- Sevgili ile duygusal karşılıklılık ve duygusal birliktelik özlemi çekerler.
- Sevdiklerine karşı güçlü bir empati duygusu hissederler, sevilen kişi için sorumluluk hissi ve onun için fedakârlık yapma isteği de dahil olmak üzere.
- Aşk sahibi olan, sevgilinin kullanımına sunulmak için günlük önceliklerini yeniden sıralar ve giyimlerini, tavırlarını, alışkanlıklarını, hatta değerlerini değiştirerek olumlu bir izlenim bırakmak için çabalar.
- Aşıklar ayrıca psikologların “Romeo ve Juliet Etkisi” olarak adlandırdığı şeyi de yaşayabilirler – zorluklar nedeniyle tutkulu duyguların yoğunlaşması.
- Romantik aşk tarafından etkilenen çoğu insan, cinsel münhasırlık dürtüsü ile birleştiğinde sevgili için cinsel istek yaşar. Aslında, hem erkekler hem de kadınlar romantik bir partnerde sadakatsizlikten şüphelenirlerse ateşli bir şekilde kıskanıyorlar. Bu cinsel münhasırlık arzusu, bu duygu sisteminin en önemli evrimsel işlevi olabilir: ortakları diğer talipleri dışlamaya iter, böylece tohumlama tamamlanana kadar kur yapmanın kesintiye uğramamasını garanti eder.
- Yine de, “aşık” olanlar için, duygusal birliktelik özlemi genellikle sevgiliyle cinsel birleşme arzusundan önceliklidir. Yaptığım ankette her iki cinsiyetin de yüzde 64’ü “Seks ile ilişkimin en önemli parçası” ifadesine katılmadı.
- Aşka sahip olan da genellikle tutkularının istemsiz ve kontrol edilemez olduğunu bildirir. Fransız romancı Stendahl, “Aşk ateş gibidir” diye yazdı; “İraden oldukça bağımsız olarak gelir ve gider.”