Su Aygırları Hakkında Malumat

Su aygırları otobur olamalarına agresif bir canlıdır. Otoburdurlar fakat yanlarındaki diğer canlılara zarar vermekten çekinmezler. Saldırgan canlılardır. Omurgalı sınıfına girer. Su aygırına hipopotam da denir. İsmine rağmen su aygırı, atlardan çok balinalara ve yunuslara daha yakın akrabadır. Su aygırı sütü pembe olan tek memelidir. Su aygırının bir bardak sütü yaklaşık 500 kaloridir. En büyük üçüncü kara hayvanıdır. Yetişkin bir su aygırı yaklaşık 1.5 ton ağırlığındadır.

Su aygırları 20’ye kadar hayvandan oluşan sürüler halinde yaşarlar. Grupların su ve karada sabit olarak sınırlandırılmış egemenlik alanları vardır. Alanın işaretlenmesi, erkek tarafından dışkısını dairesel kuyruk hareketi ile fırlatmasıyla olur. Yaşlı erkekler bazen tek başlarına olsalar da alışılmış olan, gruba liderlik yapmasıdır. Gruplar, dişiler ve yavrular bazen de genç erkeklerden oluşur. Su aygırları, lezzetli etleri, fildişine benzer dişleri ya da sadece zevkine insanlar tarafından her zaman avlanmışlardır. Su aygırı yaygın görüşün aksine barışçıl bir hayvan değildir. Afrika’da timsah ya da aslan gibi pek çok büyük hayvandan daha fazla ölüm vakasına sebep olur. Saldırı sırasında başını kafasını bir şahmerdan gibi kullanırken, 50 cm bulan köpek dişleri aynı şekilde tehlikeli silahlarıdır. Bunlar yetişkin bir timsahı bir ısırıkta ikiye ayırabilirler. Su aygırı kayıklara saldırmaktan da çekinmezken, küçük olanlarını ters-yüz edebilecek durumdadır.

Su aygırları kuraklık zamanının başlangıcında çiftleşir ve sekiz aylık bir gebeliğin ardından yağmur zamanı tek bir yavru doğururlar. Doğum da döllenme gibi su içinde gerçekleşir. Döllenme sırasında dişi neredeyse tamamen suya bastırılır ve sadece hava almak için yüzeye çıkar. Yeni doğan aygır 30 ile 50 kg arasında olup, doğumdan hemen sonra yürüyebilir ve kendini zeminden su yüzeyine itebilir. Anneler su içinde yavrularını emzirdikleri ve yavrunun gece otlamaya giden annesini takip edebilmesi için bunu yapabilmeleri gerekliliktir. Yavrusuna şekil vermek, kendisine bağlamak için anne yavrusunu, ilk günlerde özellikle güçlü bir şekilde savunur ve hiçbir su aygırını yaklaştırmaz. Sonradan ikisi de gruba katılır. İlk haftalarda yavru sadece anne sütü ile beslenir, yavaş yavaş buna bitkisel besinler eklenir. Yaklaşık bir yılın sonunda genç, sırf bitkisel gıda ile beslenir. Genç bir hayvan yedi yıla kadar bir süre annesinin çevresinde kalır. Yaklaşık 6 yıl sonra genç dişi su aygırı cinsel erginliğe ulaşır. Dişiler her iki yılda bir ürerler. Erkekler 6 ile 8 yıl arasında ergenliğe ulaşsalar da kendilerine ait bir alanları olmaz. Bu yüzden 20 yaşında veya daha geç çiftleşirler. Vahşi hayattaki su aygırları 30 ile 40 yıl yaşarlar. Alışılmışın dışında uzun yaşayarak 53 yaşına ulaşmış su aygırı Bulette 1952–2005 yılları arasında, Berlin Hayvanat Bahçesi’nde yaşamıştır.

Bir Cevap Yazın