Site icon Türkçe Malumatlar

İktisada Giriş: Talep Nedir?

İktisada Giriş: Talep Nedir?

Günlük hayatta talep kelimesi bir şeye yönelik eğilim, istek veya arzuyu ifade etmede kullanılmaktadır. Diğer taraftan iktisadi anlamda bir mal veya hizmete ilişkin talep için o mal veya hizmeti istemek ya da arzu etmek tek başına yeterli değildir. Ancak söz konusu istek parasal satın alma gücü ile desteklendiği takdirde iktisadi anlamda talep ortaya çıkmaktadır. Tüketiciler bir mal veya hizmet piyasasının satın alıcılar tarafını oluştururlar ve sınırlı gelirleriyle bir mal veya hizmetten ne kadar satın alacaklarına karar verirler. İlgili maldan ne kadar satın alacakları kararına malın fiyatının yanında, tüketicinin gelir düzeyi, diğer yakın malların fiyatları, beklentiler, zevk ve tercihler gibi faktörler de etki etmektedir. Bununla birlikte herhangi bir mal veya hizmete ait talep denildiğinde, diğer faktörlerin (tüketicinin gelir düzeyi, diğer yakın malların fiyatları, beklentiler, zevk ve tercihler v.b.) değişmeyip sabit kaldığı varsayılarak ilgili malın fiyatı ile talep edilen miktarı arasındaki ilişki kastedilmektedir. İktisatta diğer unsur veya faktörlerin sabit sayılması varsayımı ceteris-paribus varsayımı olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda talebi; diğer faktörler sabit iken belirli bir zaman diliminde tüketicilerin bir mal veya hizmetten farklı fiyat düzeylerinde satın almak istedikleri miktar olarak tanımlayabiliriz. Herhangi bir (X) malına ilişkin talep edilen miktar (Qdx) ile bu miktarı belirleyen tüm faktörler arasındaki ilişki, kapalı bir talep fonksiyonu yardımıyla gösterilir. Dolayısıyla X malı için kapalı talep fonksiyonu:

Bu kapalı fonksiyonda, eşitliğin solunda yer alan Qdx fonksiyonun bağımlı (açıklanan) değişkeni olup X malından talep edilen miktarı göstermektedir. İlgili malın talep edilen miktarını etkileyen faktörler ise eşitliğin sağ tarafında bağımsız (açıklayan) değişkenler olarak yer almaktadır. Fonksiyondan da anlaşılacağı üzere, X malından talep edilen miktarın sadece malın kendi fiyatının (Px) bir fonksiyonu olduğu diğer faktörlerin (tamamlayıcı malların fiyatlarının (Pc), ikame malların fiyatlarının (Ps), tüketicilerin gelirinin (I), tüketicilerin beklentilerinin (E), tüketicilerin sayısının (N), tüketicilerin zevk ve tercihlerinin (Z) değişmeyip sabit kaldığının varsayıldığı görülmektedir. Diğer faktörlerden her birinin üzerinde yer alan tire işareti ilgili faktörün değişmeyip sabit kaldığını ima etmektedir. Diğer faktörlerin değişmeyip sabit kaldığı varsayıldığından X malına ait talep fonksiyonu aşağıdaki gibi gösterilebilir:

Yani, diğer faktörlerin sabit olduğu varsayımı altında, Qdx’in bağımlı değişken ve Px’in bağımsız değişken olduğu bu fonksiyona göre X malından talep edilen miktar sadece X malının fiyatı tarafından açıklanmaktadır. Bu iki değişken arasında genel geçerliliğini koruyan negatif (ters yönlü) bir ilişki vardır ve iktisat literatüründe değişkenler arasındaki bu ters ilişki Talep Kanunu olarak adlandırılmaktadır. Talep Kanunu; diğer faktörler sabit iken, belli bir zaman diliminde bir malın fiyatı ile o maldan tüketicilerin satın almak istediği miktar arasında ters yönlü bir ilişki olmasını ifade eder. Diğer bir ifadeyle Talep Kanunu; diğer faktörler sabit iken, belli bir zaman diliminde daha yüksek fiyat düzeyleri için bir mal veya hizmetin talep edilen miktarının daha düşük olacağına işaret ediyor iken daha düşük fiyat düzeyleri için bir mal veya hizmetin talep edilen miktarının daha fazla olacağına işaret etmektedir. Dolayısıyla talep kanunu talep eğrisinin negatif eğimli olacağını ima etmektedir. Talep edilen miktar, belli bir zaman diliminde belirli bir fiyatta bir mal veya hizmetten tüketicilerin satın almaya hazır olduğu miktardır. Bir mal veya hizmetin talep edilen miktarı ile o mal veya hizmetin piyasada gerçekte satın alınan miktarı aynı olmak zorunda değildir. Bazen bir malın piyasada satın alınan miktarı talep edilen miktarından az olabilmektedir.

Talep Kanunu çerçevesinde, yüksek fiyat düzeylerinde bir mal veya hizmetin talep edilen miktarının azalması iki etkiye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunlar ikame ve gelir etkileridir.

İkame etkisi, diğer faktörler sabitken bir malın fiyatı arttığında tüketicinin fiyatı artan bu malın yerine göreceli (nispi) olarak daha ucuz olan diğer malı tercih etmesidir. Bu ikame etme durumunu şöyle açıklayabiliriz: diğer faktörler sabitken, bir malın fiyatı arttığında diğer malların fiyatlarına kıyasla bu malın fiyatı göreceli (nispi) artmış olur, yani söz konusu mal göreceli olarak daha pahalı hâle gelmiş olur. Tüketicilerde rasyonel davranış çerçevesinde pahalılaşan bu malı fiyatı göreceli olarak daha düşük olan bir malla ikame eder. Tüketicilerin bu ikame etme davranışı sonrasında fiyatı artan malın satın alınan miktarı azalırken, göreceli olarak fiyatı daha düşük olan malın satın alınan miktarı da artmış olur ve bu durumda ikame etkisi olarak tanımlanır. İkame etkisi neticesinde talep pahalı maldan göreceli olarak daha ucuz olan mala kaymış olur. Gelir etkisi, diğer faktörler sabitken, bir malın fiyatının artması neticesinde tüketicinin reel gelirinin azalması durumunu ifade eder. Değişmeyip sabit kaldığını varsaydığımız faktörlerden biri olan tüketicinin geliri sabitken bir malın fiyatı arttığında tüketici aynı maldan fiyat artışının olmadığı duruma kıyasla daha az satın alabilecektir. Bu durumda fiyat artışı neticesinde; tüketicinin gelirinin satın alma gücü (reel geliri) azalmış olur çünkü tüketici aynı gelirle ilgili maldan daha az satın alabilir duruma gelmiştir. İkame ve gelir etkileri birlikte talep eğrisinin neden negatif eğime sahip olduğunu açıklamada kullanılır. Bir malın talep edilen miktarı ile fiyatı arasındaki ilişki tablo (şedül) ve grafik yardımıyla açıklanabilir. Şimdi sırasıyla bunları ele alacağız.

Exit mobile version