Simya Hakkında

Eski çağ insanlarının deneme – yanılma yöntemiyle hastalıkları iyileştirme, sonsuz yaşama ulaşmak amacıyla ölümsüzlük iksiri arama ve değersiz metalleri altına dönüştürme, uğraşlarına simya (alşimi) bu uğraşı veren kişilere de simyacı (alşimist) denir. Simyacılar özellikle Felsefe Taşı adı verilen gizemli taşı keşfetme ve böylelikle hem metalleri altına çevirecek hem de ölümsüzlük iksirinin bulunmasının kolaylaşacağı gibi konularla uzun yıllar uğraşmışlardır. Simyacıların faaliyetleri tıp, felsefe, fizik, kimya, astroloji, din, metalurji gibi birçok konuları da içerdiği için simyacı tarih boyunca bazı zamanlar doktor, kahin, filozof hatta büyücü olarak kabul edilmiştir. Simyacılara göre bir madde başka bir maddeye dönüşebilmektedir. Bundan yola çıkarak bazı temel metalleri altına dönüştürme yollarını aradılar. Kurşun kolaycı eriyebildiğinden o dönemde tanrısal su diye adlandırılıyordu. Bu nedenle kurşun başlangıç metali olarak görülüyor ve öteki metallerin kurşundan kolayca elde edilebileceği düşünülüyordu. Altın, günümüzde olduğu gibi eski çağlarda da değerliydi. Bu şekilde simyanın temelleri atılmış oldu.

Simya ile kimya arasındaki temel farklar özetlenmiştir; Simya Kimya Bir bilim dalı değildir. Arayışlar bilimsel değil ruhsaldır. Bir bilim dalıdır. Deneme ve yanılmaya dayalı çalışmalar içerir. Sistematik ve bilimsel yöntemler kullanarak çalışmalar yapar. Çalışmalar teorik temellere dayanmaz. Çalışmalar deneyseldir. Sistematik bilgi birikimi oluşmamıştır. Sistematik bilgi birikimi oluşmuştur.

Bir Cevap Yazın