Talep Esnekliği ve Hayansal Ürünlerde Talep

Talep Esnekliği ve Hayansal Ürünlerde Talep

Bir iktisadi mal veya hizmetin fiyatlarında meydana gelen değişmeler karşısında tüketiciler tarafından talep edilen miktar değişikliği talep esnekliği ile açıklanır. Bir malın talep miktarını etkileyen çeşitli değişkenler vardır. Bu değişkenlerden sadece fiyatın değişmeleri karşısında talebin duyarlılığını ortaya koyan kavrama talep esnekliği veya talebin fiyat esnekliği denir. Burada değişimler mutlak değer olarak değil oransal olarak değerlendirilir. Bu tanım gereği talep esnekliği katsayısı’nın (Te) hesaplanmasında kullanılacak formül aşağıda gösterilmiştir.

Talebin fiyat esnekliği daima negatiftir. Çünkü fiyatla miktar arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Yani fiyatlar düşünce, talep miktarı artmakta, fiyatlar yükselince ise talep edilen miktar azalmaktadır. Talep esnekliği katsayısı 0 ile -∞ arasında çeşitli değerler alabilmektedir. Örneğin; peynir fiyatlarında %10 oranında bir artış olduğu zaman, talep miktarı %7 oranında düşüyorsa, talep esnekliği katsayısının değeri -0.7 olarak hesaplanır. Talep esnekliği hesaplamaları sonucunda ulaşılan değer -1 değeri referans alınarak değerlendirilir. Mal fiyatı ve buna bağlı olarak talep miktarındaki artış veya azalışların oranı aynı ise talep esnekliği -1’e eşit olup, birim esnek olarak adlandırılır. T e<-1 bulunursa, yani talep miktarı, fiyatta meydana gelen değişiklikten daha düşük oranda değişiyorsa düşük esnek (az esnek), Te>-1 olması halinde ise yani talep miktarı, fiyatta meydana gelen değişiklikten daha yüksek oranda değişiyorsa esnek (çok esnek, elastik) talep ortaya çıkar. Talep esnekliğinin sıfır olması, bir malın fiyatı ne kadar artarsa artsın tüketici talebinin değişmeyeceğini ifade eder. Ölümcül bir hastalığa ait ilaçların durumu buna örnek olarak gösterilebilir. Te=0 olan bir malın talep eğrisi, fiyat eksenine paralel seyreder. Eğer Te=-∞ ise esnekliği sonsuz bir taleptir. Bunun anlamı belli bir fiyatta o malın talebinin sonsuz olduğudur. Talep esnekliğinin sonsuz olması halinde ise eğri miktar eksenine paralel seyreder. Türkiye’de süt ve yumurta gibi hayvansal ürünler için talebin fiyat esnekliği genellikle birim esneklikten düşüktür. Dana eti, kuzu eti gibi ürünlerde ise 1’den büyük olup esnek bir talep özelliği göstermektedir. Örneğin; piyasada düşen kırmızı et ürünleri fiyatlarına, tüketiciler daha duyarlı bir şekilde tepki vermekte ve talep edilen miktar fiyat düşüşüne göre daha yüksek bir oranda artmaktadır. Talep esnekliği hesaplanmasına ilişkin örnek bir problem aşağıda verilmiştir.

Genel olarak, bir malın talep esnekliğini diğer bir deyişle talebin fiyat esnekliğini etkileyen başlıca faktörler arasında; malın tüketici bütçesi içindeki yeri ve önemi, malın zorunlu mal veya lüks mal olup olmaması, ikame olanaklarının bulunup bulunmaması, toplumun tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler ve zaman unsuru bulunmaktadır. Bu kapsamda, bir malın aile bütçesi içindeki payı ile ihtiyaçlar içindeki yeri önemsiz ve fiyatı düşük ise bu mala (örneğin; tuz, sakız, toka, kibrit gibi) karşı oluşan talep esnekliği düşüktür. Tüketicilerin zorunlu ihtiyaçları çerçevesinde temel mal olarak nitelendirilen bazı ürünlerden (örneğin; ekmek, süt, su vb.) vazgeçmesi mümkün olmadığından temel mallar düşük esnek talep özelliği gösterir. Bir mal yerine bir başkası kolayca ikame edilebiliyorsa (örneğin; dana eti, kuzu eti, tavuk eti vb.) söz konusu mal için talep esnekliği yüksek olacaktır.

Bir malın fiyatı dahil olmak üzere diğer etkenlerin değişmediği koşullarda, tüketicinin gelirinde meydana gelen değişmelerin tüketici talebi üzerinde yarattığı etkiye talebin gelir esnekliği adı verilir. Talebin gelir esnekliği katsayısı (Ge) özel durumlar dışında pozitiftir. Gelir esnekliği pozitif olan yani talebi gelirle aynı yönde değişen mallara üstün mal adı verilirken, gelir esnekliği negatif olan yani talebi gelirle ters yönde değişen mallara düşük mal denilmektedir. Margarin, lor peyniri gibi ürünler düşük mal olarak görülmektedir. Tüketiciler gelirleri arttıkça bu tür ürünler yerine bunu ikame edebilecek nitelikte daha kaliteli diğer mallara (örneğin; tereyağ, kaşar peyniri) yönelmektedir. Ge>1 ise, talebin gelir esnekliği yüksek demektir. Böyle bir durumda gelirde meydana gelecek olan yüzde artış oranı, talep edilen miktarda daha yüksek bir yüzde artışına neden oluyor demektir. Bu gibi mallarda gelir arttıkça talep artacaktır. Bu mallar yüksek kalite mallardır. Ge<1 ise talebin gelir esnekliği düşük demektir. Böyle bir durumda da talep miktarında meydana gelecek olan yüzde artış oranı gelir miktarında meydana gelecek yüzde artış oranından az olacaktır. Bu grup mallar düşük kalite mallardır. Talebin gelir esnekliği üzerinde, tüketicilerin gelir seviyesi ve talep edilen malın zorunlu veya lüks mal olmasının önemli etkisi bulunmaktadır. Çok düşük gelir seviyesinde, bütün malların gelir esnekliği yüksektir. Yüksek gelir seviyelerinde ise esneklik değeri temel mallar için düşük, lüks mallar için ise yüksek olmaktadır. Bazı hayvansal ürünlerde artan gelir düzeyi ile birlikte tüketicilerin yaptıkları harcamalarda miktardan ziyade kalite ön plana çıkabilmektedir. Örneğin; geliri artan bir tüketici daha fazla kıyma tüketmek yerine, bonfile, pirzola gibi daha değerli ve kaliteli et ürünlerini tüketmeyi tercih edebilmektedir. Alman İstatistikçi Ernst Engel (1821-1896), tüketicilerin ilave her gelir artışının ihtiyaç mallarından çok lüks mallara harcanma eğiliminde olduğunu belirlemiş olup, buna ekonomi literatüründe Engel Kanunu adı verilmektedir. Engel Kanunu’na göre, gelir seviyesi arttıkça, gelirin gıda maddelerine (düşük kalite) ayrılan dilimi giderek küçülmektedir (Şekil 4.6).

Bir Cevap Yazın