Özel Hukuk Karşısında Bağımsızlık

Genel Vergi Hukuku: Özel Hukuk Karşısında Bağımsızlık

Vergi hukukunun bağımsızlığı sorunu, esas olarak, özel hukuk karşısındaki konumu açısından düşünülmektedir. Çünkü, özel hukuktan kaynaklanan ilişkilerin vergilendirmeye ilişkin sonuçlarının kamu hukuku çerçevesinde düzenlenmesi, vergi hukuku için yeni bir disiplin olarak ortaya çıktığı dönemlerde bir kimlik sorunu hâline gelmiştir. Oysa vergi hukuku, özel hukukun kavram ve kurumlarından kendi bünyesine ve niteliğine uyduğu ölçüde yararlanmakta ve gerekirse bunları değiştirerek bünyesine uygun hâle getirmektedir. Aynı kavramlar ayrı hukuk dallarında farklı içerikler taşımakta, farklı anlamlar kazanmaktadır. Örneğin, özel hukukta borca ehil olabilmek için kanuni ehliyet denilen medeni hakları kullanma, yani fiil ehliyetine sahip olmak gerekmektedir. Oysa, verginin de bir borç olmasına rağmen, vergi mükellefi ve/ya da sorumlusu olabilmek için kanuni ehliyet/fiil ehliyeti aranmamaktadır (VUK.m. 9/I). Bu itibarla, küçük ya da kısıtlı bir kişi de vergi mükellefi/sorumlusu olabilmektedir. Ayrıca, kanuna ve ahlâka aykırı hukuki işlemler özel hukukta batıl işlemlerdir ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmazlar. Vergi hukukunda ise, bu tür işlemler gelir unsurlarıyla ilişkilendirilmek şartıyla vergi mükellefiyeti ya da sorumluluğu doğurabilmektedir (VUK.m.9/II).

Vergi kanunları bazen özel hukuk hükümlerine doğrudan atıf yaparak orada geçerli olan kurum ve kuralların aynen uygulanmasını sağlamakta; bazen bu atıf dolaylı biçimde olmakta; fakat, yine de özel hukuk kurumlarının nitelikleri ve geçerliği korunmaktadır. Oysa bazı durumlarda vergi hukukunun, özel hukuka özgü bir kısım kavram ve kurumu alıp değiştirdiği, yeniden ve özel biçimde tanımladığı görülmektedir. Bu sonuncu hâlde, vergi hukuku diğer hukuk dalları karşısında, bir tür bağımsızlık kazanmaktadır. Bu bağımsızlık, geniş ölçüde, vergi hukuku alanında dış görünümün (şekil şartlarının), içerik lehine önemini kaybetmesi sonucunu doğurmaktadır. Nitekim, vergi hukuku bakımından önemli olan, işlemlerin, olay ve olguların gerçek nitelikleri, yani hukuki kalıpların ötesinde taşıdığı anlamlardır. Bu özellik, vergi hukukuna, özel hukukun belli kavramlarını yeniden belirleme imkânı yanında delil, isbat vb. hususlarda ona, özel hukuktan ayrılıp kamu hukukunun bir alt dalı yapan nitelikler kazandırmaktadır. Özel hukukun vergi hukuku üzerindeki önceliğinden söz etmek mümkün değildir. Vergi hukuku, özel hukuk dallarıyla aynı düzeyde yer almaktadır. Vergi hukuku kavram, yorum ve uygulamalarını, anayasa normlarının/hükümlerinin güttüğü amaca uygun olarak, bağımsız bir biçimde oluşturmaktadır. Bu anlamda, vergi hukuku özel hukuktan bağımsız bir nitelik taşımaktadır. Başka bir deyişle, vergi hukukunun kendine özgü değerlendirme ölçüleri bulunduğundan, “vergi hukukunun özel hukuk karşısında bağımsızlığı ilkesi” vergi hukukunun özelliklerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.

Vergi hukuku alanında başvurulan özel hukuka özgü kavram ve kurumların, vergi hukukuna egemen olan ilkelere ve özellikle işlem ve olguların gerçek mahiyetlerine göre değerlendirilmesi, yani ekonomik yaklaşım ilkesine aykırı olmadığı ölçüde, bu alanda kabul edilen genel anlam ve kapsamlarıyla uygulanması da, hukuk düzeninin birliğinin bir sonucudur. Bu bağlamda, vergi hukukuna özgü amaç, yöntem ve ilkelere aykırı olmadıkça, atıf yapılan özel hukuk kavram ve kurumlarının özel hukuktaki gibi anlaşılması, bağımsızlık ilkesini zedelememektedir. Günümüzde vergi hukukunun özel hukuka karşı bağımsızlığı konusunda herhangi bir sorununun kalmadığını söylemek mümkündür. Çünkü, vergi hukuku artık bir bilim dalı olarak rüştünü isbatlamıştır. Fakat bu durum, vergi hukukunun tüm hısımlık ilişkilerinin bertaraf edilmesi anlamına gelmemektedir. Gerçekten vergi hukuku, aslında kural olarak özel hukuk alanında ortaya çıkan/gerçekleşen hukukî işlem, olay ve olguların vergilendirilmesine ilişkin kuralları düzenlerken ve bunları geliştirirken, bir yandan özel hukuk kavramlarıyla ilgilenmekte ve onlardan yararlanmakta; fakat gerektiğinde, kendine özgü kavram, kural ve kurumları da sisteme dahil etmektedir. Vergi hukukunun, bu anlamda, özel hukuktan bağımsız olduğu kabul edilmektedir.

Bir Cevap Yazın