Çin ve Moğol İmparatorlukları

Çin: Asya’nın doğu ucuna doğru Çin 317-589 tarihleri arasında kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrıldı. Kuzeyde yabancı kavimlerin akın etmelerine rağmen Çin yönetimiyle medeniyetine sahip 16 devlet; güneyde ise 6 hanedan Çin geleneğini sürdürdü. 580 yılında Suy hanedanı Çin’de birliği sağladı. 618’de başlayan Tang hanedanı döneminde Çin en parlak dönemini yaşadı. Göktürkler yok edilirken kuzeye doğru 88 Asya kavmi Çin egemenliğine girdi. Deniz aşırı Arap ticareti ile Çin kara ticareti çok gelişti. Çin (907-960) beş hanedan döneminde tamamen dağılmıştır. Song hanedanı (960-1127) döneminde Moğollara haraç verilerek bağımsızlıklarını zar zor koruyan Çin’de kültürel ve ekonomik olarak ikinci en parlak dönem yaşanmıştır. Güherçile, barut, fişek, kitap basımı ve porselen imalatı bu döneme ait ileri gelişmelerdir. Song hanedanı devrinde Çin kültürü tesis edilmiştir. Tüm Orta Çağ boyunca Çin’de kesintiler olsa da parçalı feodal bir monarşi idaresi yaşanmıştır. Soy dayanışması ve silahlı güç ile otoritesini kurmuş hanedanlıklar gerek kendi aralarında gerekse istilacı kuzey kavimlerine karşı mücadele etmişlerdir.

Moğol İmparatorluğu: Orta Çağ dünyasında, XIII. yüzyılda Asya’nın bir başka güçlü siyasi oluşumu da Moğollardır. Timuçin(Cengiz Han, 1155-1227) Türk-Moğol boylarını bir araya getirerek son derece disiplinli Boylar Federasyonu oluşturdu. Bu sistemde akraba aileler soyları, soylar birleşerek boyları, boylar birleşerek hordaları ( milleti/devleti) oluşturmuştur. Bozkır inanç sistemine göre “kaderin gönderdiği kişi” Cengiz Han’ın kağanlığında Pasifik Okyanusu’ndan Volga Nehri’ne kadar tüm Asya kıtası üzerindeki Türk Moğol ve Tatar boyları, beyleri aracılığı birleşti. Bozkırın uçsuz bucaksız genişliğinde Moğol imparatorluk düşüncesine göre göçebeler, göğün dört yönündeki bütün kavimlerine egemen olmayı ve onlara baş eğdirtmeyi görev saymışlardır. Konargöçer bozkır hayat tarzına sahip son derece iyi savaşçı Türk –Moğol kavimlerinin lideri için korku salma ile yönetme tarzı, egemenliğini yayma araçlarının başında geliyordu. Ölünce de mülkü veraset sistemi (saltanat sistemi)gereği hükümdar ailesinin erkek üyeleri arasında paylaşıldı ve her birinin başında oğullarından birinin bulunduğu Çin, Türkistan, İran ve Rusya olmak üzere dört ayrı Moğol İmparatorluğu doğdu. Moğol İmparatorluğu’nda gücün meşruiyet kaynağı, karma bir yapı arz eder. Meşruiyetini, Türklerden etkilendikleri kut anlayışından alan Cengiz Han, güç paylaşımını ailesinin erkek üyeleri öncelikli olmak üzere güvendiği diğer beyler arasında dağıtmıştır.

Bir Cevap Yazın