Feminizm, kadınların da erkekler gibi siyasete atılması gerektiğini, iş hayatında erkekler gibi çalışabilmeyi, daha çok sosyalleşmeyi amaçlayan, cinsiyet ayrımcılığın azalmasını isteyen bir akım olarak ortaya çıkmıştı. Hatta Ziya Gökalp gibi bazı Türk milliyetçileri de feminizmi savunmuştur. Çoğu ülkede eskiden oy hakkı sadece erkeklere aitti ancak zamanla kadınlar da oy hakkını kullanmaya başladı. Kadınların oy hakkına sahip olduğu ilk ülkelerden biri de Türkiye’dir. Çoğu Avrupa ülkesinde kadınlar oy hakkına sahip değilken Türkiye’de ise oy hakkına sahipti. Ancak feminizmde zaman içinde değişmeye başladı. Önce anlaşılamaz bir şekilde erkek düşmanlığını bünyesinde barındırmaya ve cinsiyet ayrımcılığına başladı. Eğer bir kadın ve erkek tartışsa suçlu olan taraf kadın olsa bile feministler kadını savunmaya başladı. Kadının hırsız, katil, şerefsiz olması feministler için önemli değil. Sadece kadın olduğu için kadınları savunmaya başladılar. Sonra ise feminizm internette para karşılığı şov yapan insanların tekeline geçti. Maalesef Türkiye’de feminizm ayrıca PKK ile de özdeşleşmeye başladı. Özellikle bazı feminist grupların muhaliflik arkasına saklanarak PKK propagandası yapması gözlerden kaçmıyor. Feminizm yabancı ülkelerde de çok değişik bir yapıya büründü. İnsan bu feministleri görünce gerçekten hayret etmiyor değil. Nereden nereye…
