Asya Hun imparatorluğunun kurucusu olan Teoman, oğlu Metehan’ın kendisi yerine üvey annesi Yenşi’nin oğlunu tahta çıkarmak istedi.Törelerine göre Türk hatundan olan, has bir Türk’ün tahta geçmesi gerekiyordu. Metehan’ın Üvey Annesi Çinli idi. Yani Çinli kadından olan erkek çocuk tahta geçemezdi. Bu durumdan dolayı üvey annesi Metehan’ın babasını doldurdu ve Meteyi komşu kavim olan Yuezhi’lere rehin olarak gönderdi. Babası, ardından Yuezhi’lere savaş ilan ederek Mete’yi öldürtmek istedi. Mete, babası Teoman Yuezhi’lerin topraklarına girmeden Yuezhi’lerin elinden kaçtı. Ardından düzenlenen suikastlardan da Mete hep kurtuldu. Babası bu kadar zorlukları atlatmasının ardından hakkını vermek için emrine on bin çadırlık bir birlik verdi.
Mete bu gücü aldıktan sonra 10’lu teşkilat sistemi oluşturulmuş ve tarihin ilk düzenli teşkilatlanmış ordusunu kurmuştur. Bu düzende ordu 10, 100, 1.000 ve 10.000 erli olmak üzere kademeli olarak küçülen birliklere ayrılıyordu ve her bölümü ayrı bir kumandan idare ediyordu. Çavuş oku adı verilen ıslıklı okun da mucidi Mete daha sonra Çin kaynaklarına göre iktidarı bu yolla ele geçirmiştir. Eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yok ederdi. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları ok atmakta tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu ava çıkan babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti ve sonunda da Mete öz babasını, üvey annesi ve kardeşlerini öldürüp kağan olmuştur.
Mete Hanın “Birlikten kuvvet doğar” felsefesine inanmıştır ve ilk iş olarak bütün Türkleri bir araya getirmeye çalışmıştır. Sonunda da Türk Birliğini kurmayı başarmıştır. Türk birliğini ilk kez kuran Han Mete daha sonra Türklerin akrabası sayılan Tunguzları ve Moğolları da bir araya getirmiş ve o çağda önünde kimsenin duramayacağı büyüklükte bir ordu teşkil etmiştir. Metehan ülke sınırları Kuzeyde Sibirya, Batıda Hazar Denizi ve Güneyde Hindistan’a kadar olan bütün Asya topraklarını içine almıştır.
Mete Han büyük bir güç ile Türklerin en büyük düşmanı Çin üzerine harekete geçmek için önündeki engelleri sırasıyla aştıktan sonra sonunda Çin’e doğru yaklaşmıştır. Türk ordusunun yenilmezliği ve büyüklüğünden korkan Çin Hakanı ise bu güç karşısında tarihin Türk karşısında ki korkunun temsili olan Çin Seddini yaptırmıştır. Ancak Meta Han 320.000 kişilik ordusuyla bu duvarı aşarak Çin İmparatorunu kuşatmıştır. Çin Hakanının bulunduğu Pateng kalesini ablukaya alan Metehan Türk ordusu karşısında yok olan kaleden çıkamamıştır. Bunun üzerine Metehan kalede kuş uçmasına bile izin vermeyecek şekilde bir disiplinle uzunca zaman orada konaklamıştır. Sonunda da yiyeceği tükenen Pateng kalesinin ve Çin imparatorunun direnci kalmamıştır. Umudu kalmayan Çin imparatoru, kuzeydeki Çin vilayetlerini Türklere bırakmayı ve yıllık vergi ödemeyi kabul etmiş ve sonucunda kuşatma kaldırılmıştır. Kuşatmanın başarılı sonucu ve elde edilen zafer, Mete Han’ın adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Metehan daha sonra son olarak doğu komşuları Donghu’ları ve Yüeçi’leri de mağlup ederek, Hun İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmelerini sağlamış ve Asya’nın tamamına hükmetmeyi başarmıştır. Mekanı uçmağ olsun.