Osmanlı’da Çifthane Sistemi

Osmanlı toplum yapısı yönetenler ve yönetilenler biçiminde iki sınıfa ayrılmıştır. Reayanın yaşadığı kasaba ve şehirler imaret sitelerinin yanyana gelmesiyle teşekkül etmiştir. Esnaf ve tüccar Lonca Teşkilatına, köylüler ise çifthane sistemine göre teşkilatlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde nüfusun çoğunluğu kırsal kesimde yaşadığı için ekonominin temeli tarımsal üretime dayalıdır (Görsel 3.7). Bundan dolayı Osmanlı nüfusunun büyük bir bölümü köylerde yaşıyordu. Osmanlı Devleti’nde tahıl tarımı yapılan arazilerin mülkiyeti devlete ait sayılmakta ve çiftlik denen birimlere ayrılarak köylü ailelerine verilmekteydi. Devletin köylülere tahsis ettiği raiyyet çiftliklerini işleten, köylü aile (hâne) halklarının oluşturduğu ve üretim içinde yer alan sisteme çifthane sistemi adı verilmektedir. Bu sisteme göre köylü aile birliklerine tahsis edilen bu çiftlikler satılamaz, hibe edilemez, vakfedilemezdi ancak babadan oğula bir işletme olarak geçebilirdi. Köylü bağımsız bir işletme ünitesi olarak toprağını işlerdi. Kanunların belirlediği yükümlülükler dışında hiç kimse kendisine başka bir iş yaptırtamazdı. Bu bakımdan köylü hür ve bağımsız idi. Devlet köylünün haklarını garanti altına almıştır. Köylü bu sistemin kurulmasında ve işletilmesinde önemli rol oynamıştır. Bu sisteme göre köy toplumun teşkilatlı bir yapıya sahip olmuştur. Bu sistemin temelini bir çift öküzle işlenebilecek bir toprak birimine tasarruf eden evli bir köylü aile oluşturmuştur. Tasarruf edilen toprak birimine çift veya çiftlik adı verilmiştir. Çifthane sisteminde ailenin emeği, bir çift öküzün gücü ve tarlanın verimi önemlidir. Çifthane sistemine göre topraklar devletin malıdır. Toprağın işletilmesi çifthane sistemine göre aileye aittir. Devlet çifthane birimlerinin parçalanmadan devam ettirilmesine özen göstermiştir. Bu sistemde köylü, devletin toprakları üzerinde sürekli bir kiracı durumundaydı. Çiftçi ölünce çiftliğin tasarruf hakkı oğluna geçiyordu. Çiftliğin parçalanmaması için oğullar toprağı işleyip vergilerini veriyorlardı. Erkek çocuk kalmamışsa eşi, kızı, yakın akrabaları toprağı işleme hakkına sahipti. Eğer toprağı işletme konusunda kimse kalmamışsa köydeki topraksız köylülere verilirdi.

Toprağı işleten köylü yöreye ve toprağın verimlilik durumuna göre devlete çift resmi veya kulluk akçesi adında bir vergi ödemiştir. Köylü bu vergi dışında ürettiği hububat, sebze, meyve, bal, hayvan vb. gibi mamullerden kanunlarda belirtildiği biçimde devlete vergi ödemiştir. Köylü işlettiği çiftliğinin bir kısmını üç seneye kadar dinlendirme hakkına sahipti. Dinlendirme sürelerinin dışında toprağı boş bırakıp işletmezse çiftbozan adında vergi ödemek zorunda kalmıştır. Çifthane sistemi Osmanlı ekonomik yapısı içinde tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu sistem sayesinde Osmanlı toprakları boş kalmamıştır. Zirai üretimin sürekliliği sağlanmıştır. Böylece üretim-tüketim dengesi sağlandığı gibi fiyat istikrarı da sağlanmıştır.

Bir Cevap Yazın