Site icon Türkçe Malumatlar

Osmanlı Boğazlar Sorunu

Osmanlı Devleti, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya’ya ve diğer Avrupalı devletlere Boğazlardan ticari geçiş hakkı vermek zorunda kalmıştır. Böylece Rusya, ilk defa Karadeniz’e çıkma ve serbestçe ticaret yapma hakkı elde etmişti. Rusya’ya verilen bu haklar nedeniyle Karadeniz “Türk Gölü” olma özelliğini kaybetmiş ve Boğazlar artık devletlerarası hukukun konusu olmaya başlamıştır. Bununla beraber Boğazlardan yabancı savaş gemilerinin geçişine izin verilmemiştir. Ancak Napoleon’un 1798’de Mısır’ı işgal etmesi üzerine Rus savaş gemileri ilk defa Boğazlardan serbestçe geçmiş ve Akdeniz’e açılarak Osmanlı Devleti ve İngiltere’yle beraber Fransa’ya karşı savaşmıştır. Böylece Rusya, tarihî hedeflerinden en önemlisine geçici de olsa ulaşmıştır. Bunun dışında Ruslar, İstanbul’da bir kilise inşası hakkı kazanmış, kapütilasyonlardan istifade ve savaş tazminatı gibi kazanımlar elde etmiştir. Ayrıca Kırım, Küçük Kaynarca ile bağımsız bir statüye sokulmuştur ki bu ağır madde ile Kırım, ileride bir Rus işgaline de açık hâle gelmiştir. Nitekim 1792’de imzalanan Yaş Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmiştir. Dinyester Nehri’nin Osmanlı Devleti ile Rusya arasında sınır kabul edildiği Yaş Antlaşması sonrası Rusya, İstanbul ve boğazları tehdit eder bir konuma yükselmiştir.

Osmanlı Devleti, İngiltere ile 1809’da imzaladığı Kal’a-i Sultaniyye (Çanakkale) Antlaşması’yla barış zamanında Boğazların yabancı savaş gemilerine kapatılacağını İngiltere’ye kabul ettirmiştir. Boğazlar üzerinde üstünlük sağlamaya ve söz sahibi olmaya çalışan Rusya, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı ile gelişen Mısır Meselesi’ni kendi hedefleri doğrultusunda kullanmasını bilmiştir. Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Rusya’nın İstanbul Boğazı’ndan geçerek Osmanlı Devleti’ne yardım etmesi ve Mehmet Ali Paşa’nın durdurulması nedeniyle İngiltere, Mısır Sorunu’yla ilgilenmeye başlamıştır. Bunun sonucunda Sultan II. Mahmud Dönemi’nde Mehmet Ali Paşa ile 1833 Kütahya Antlaşması imzalanmış ve devleti tehdit eden tehlike geçici olarak önlenmiştir. Ardından Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1833 yılında Hünkâr İskelesi Antlaşması imzalanmıştır. Sekiz yıl geçerli olacak bu antlaşma ile taraflar tehlike anında birbirlerine yardım etmeyi kabul etmiştir. Böylece Rusya, Boğazlardan gelecek bir tehlikeye karşı korunmuş ve Boğazların kontrolünde söz sahibi olmuştur. Bu yüzden Avrupa devletleri, Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı büyük bir tepkiyle karşılamıştır.

1839’da Mısır Meselesi tekrar silahlı bir hesaplaşmaya dönüşmüş ve Osmanlı ordusu Nizip Savaşı’nda Mısır kuvvetlerine mağlup olmuştur (Görsel 3.25). Mehmet Ali Paşa’ya İstanbul yolunun tekrar açılması, Hünkâr İskelesi Antlaşması gereği Rusya’nın Boğazlara inerek Osmanlı Devleti’ni koruma hakkını kullanmaya kalkışmasını da beraberinde getirmiştir. Bu durum üzerine İngiltere harekete geçerek Londra’da bir konferans toplanmasını sağlamıştır. Bu konferansa İngiltere, Osmanlı, Avusturya, Fransa, Rusya ve Prusya katılmıştır. Konferans sonunda imzalanan 1840 Londra Antlaşması’yla Mehmet Ali Paşa’ya Mısır valiliği verilmiş ve Mısır Meselesi çözülmüştür. Mısır Meselesi halledildikten sonra Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın süresinin de dolması üzerine Londra’da Boğazlar Konferansı toplanmıştır. Konferansa katılan İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Prusya temsilcileri arasında 1841 Londra Boğazlar Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti’nin barış zamanında Boğazları yabancı savaş gemilerine kapalı tutması kabul edilmiştir. Böylece Boğazlardan geçiş sadece Osmanlı hukuk kuralları veya Osmanlı Devleti ile diğer devletlerarasında yapılan ikili antlaşmalarla düzenlenmesi aşamasından çıkmıştır. Artık Boğazlardan geçiş uygulaması, uluslararası bir statü kazanmıştır.

Exit mobile version