18 Nisan 1858’de Almanya’da Kiel’de dünyaya geldi.
Fizik öğrenimi için üniversiteye başvurduğunda, dönemin büyük fizikçisi Hermann Helmholtz, kendisine “Fizik’te artık yapılacak fazla bir şey kalmadı; ilerlemeye açık başka bir bilim dalını seçsen daha iyi olur.” demişti.
Kara-cisim üzerinde yürüttüğü kuramsal çalışmasına yönelik çözüm önerisi olarak sunduğu ‘kuantum kuramı’ fiziğin temelini sarstı.
Öncülük ettiği devrime Bohr, Schrödinger ve Heisenberg gibi bilim adamlarının da yaptığı katkılarla bugünkü kuantum mekaniği kuramı oluşmuş oldu.
Enerjinin kuantlaşmış doğasına ilişkin keşfi için 1918’de Nobel ödülünü kazandı.
Einstein, Planck’ın Kuantum Teorisi’ni “Bilimin gelişmesi için fiziğe gönderilen en güçlü titreşim.” şeklinde tanımladı.
Müzikle de arası iyiydi.
Einstein ile birlikte keman çalarlardı.
İkinci karısı, ilk karısının yeğeniydi.
Fizikteki devrimiyle zihinlerde deprem yaratarak insanoğlunun dünyaya bakışını değiştirse de, bilime adanmışlığı, ruha bakışını değiştirmedi.