Site icon Türkçe Malumatlar

Mikotoksinlerin Sınıflandırılması

Hayvan ve insan sağlığı açısından önemli olan mikotoksinler bulundukları besin maddelerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.

• Yem ve yem hammaddeleri (Tahıllar, tahıl ürünleri ve benzeri)
• Süt ve ürünleri

Yem ve Yem Hammaddeleri (Tahıllar, Tahıl Ürünleri ve Benzeri)

Tahıl ve ürünleri temel gıda maddeleridir. Yem hammaddesi olarak yaygın şekilde kullanılırlar; mantar üremesi ve mikotoksin oluşumu için uygun ortamlardır. Hasat öncesinde, hasat sırasında ve sonrasında da ciddi boyutta hedef besin maddeleri olmaları nedeniyle mikotoksin açısından önemlidirler. Tahıl olarak başta mısır olmak üzere buğday, arpa, yulaf, çavdar ve pirinçte bulunabilecek başlıca mikotoksinler şunlardır: Aflatoksinler, okratoksin A, trikotesenler, fumonisinler, zearalenon ve penitremler.

Aflatoksinler (AF’ler)

Aspergillus flavus, A.parasiticus ve A.nomius gibi mantarların gıda ve yemlerdeki toksik metabolitleridir. Sıcak ve nemli iklim koşullarında daha çok ürer ve aflatoksinleri üretirler. Yemlerdeki aflatoksinin en önemli kaynakları mısır, yerfıstığı ve küspesi ile pamuk tohumu küspesi gibi yem hammaddeleridir. Başlıca önemli aflatoksinler aflatoksin B1, aflatoksin B2, aflatoksin G1, aflatoksin G2, aflatoksin M1 ve aflatoksin M2’dir.

Genel etkileri: Tüm evcil memeliler aflatoksinlere duyarlıdır. Zehirlilik derecesi hayvanın türü, cinsi, ırkı, yaşı, alınma miktarı, süreci ve rasyonun bileşimine göre değişebilir. Genellikle memelilerden domuz ve tavşanlar aflatoksine daha duyarlıdır. Sığır, koyun, keçi, tektırnaklılar (at, eşek gibi) ve karnivorlar (kedi, köpek gibi) daha az duyarlıdır. Tüm kanatlılar duyarlı olmakla birlikte ördek, hindi ve tavuklarda aflatoksinlere maruziyet fazla olabilmektedir. Ayrıca, alabalık, kedi ve köpekler diğer duyarlı hayvanlardır. Afatoksinlerle zehirlenme akut, subakut ve kronik formda şekillenir. Akut ve subakut zehirlenmede bazı hayvan türlerinde karşılaşılan belirtiler aşağıdaki gibidir.

• Domuzlarda genellikle iştahsızlık, depresyon, sarılık, hemorajik hepatit (kanamalı karaciğer iltihabı), hemorajik gastroenterit ve şiddetli dehidrasyon (canlının çok fazla sıvı kaybetmesi) görülür. Ölüm şekillenebilir.

• Sığırlarda başlıca zayıflama, iştahsızlık, solunum güçlüğü ve depresyonla seyreder, danalar daha çok etkilenebilir. Laktasyonda süt verimi azalır. Ölüm görülebilir.

• Koyun ve keçiler aflatoksinlere karşı daha dirençlidir. Zehirlenme semptomları sığırlara benzer.

• Kanatlılarda iştahsızlık, yorgunluk, gelişmede gecikme, ataksi, konvülziyonlar ve ölüm şeklinde devam eder.

Kronik zehirlenmede, aflatoksinlerin alınış yolu belirleyicidir. Karaciğerde kanser, sindirim kanalı ve akciğerlerde tümörler mikotoksinlerin sindirim ya da inhalasyonla (solunum) alınmaları durumunda görülür. Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin (IARC) yaptığı sınıflandırmada, deney hayvanları ve insanlardaki karsinojenik etkisine göre aflatoksin B1 I’nci grupta, aflatoksin M1 II’nci grupta yer almaktadır. Aflatoksinlerin yem ve hammaddeleri ile sütte en fazla bulunabilecek miktarları Tablo 9.1’de verilmiştir. Zehirlenme semptomları (bulguları) genel olarak anoreksi (iştahsızlık), depresyon, zayıflama ve verim kaybı şeklindedir. Bazen sarılık, asites (karın boşluğunda sıvı toplanması), burun akıntısı, diare (ishal), kolik (şiddetli karın ağrısı) de görülür. Karaciğer fonksiyonları bozulmuş ve pıhtılaşma sorunları olabilir. İmmün sistem baskılanır, mikrobiyal ve paraziter hastalıklar ortaya çıkabilir.

Aflatoksinlerin biyotransformasyonları başlıca karaciğerde olmakla birlikte daha az olarak böbrek, solunum yolları, akciğer ve gastrik mukozada da olabilmektedir. Aflatoksinler vücuttan başlıca dışkı, idrar veya laktasyondaki hayvanlarda sütle (aflatoksin M1 ve M2 gibi) ana bileşik veya metabolitleri olarak atılır.

Okratoksin A

Penicillium verrucosum, Aspergillus ochraceus ve düşük oranlarda Aspergillus niger tarafından üretilir. Okratoksin A, 30oC altında ve %80 nem bulunan ortamlarda daha fazla üretilir. Bu nedenle, daha çok serin iklime sahip bölgelerde (Kanada, Orta ve Kuzey Avrupa gibi), tahıl ve ürünlerinde bu toksin daha yaygın görülür. Okratoksin A sindirim kanalından emildikten sonra daha çok böbreklerde bulunur, karaciğer, kas ve yağ dokusunda da daha düşük miktarlarda bulunur. Rat, tavşan ve insanlarda süte geçmekle birlikte, ruminantlarda rumen mikroflorasından dolayı düşük miktarlarda geçmektedir. Başlıca nefrotoksik etkiye sahiptir, ayrıca hepatotoksik ve embriyotoksik etkiye de neden olabilmektedir.

Trikotesenler

Trikotesenler de Fusarim türüne ait çeşitli mantarlar tarafından üretilir. Değişik iklim şartlarında üretilebilirken, T-2 toksin daha çok soğuk ve nemli iklimlerde üretilir. Başlıca trikotesen mikotoksinler T-2 toksin, HT-2 toksin, nivalenol, deoksinivalenol (DON, vomitoksin) ve diasetoksiskirpenol (DAS)’dür. Toksine bağlı olarak değişmekle birlikte genel olarak hayvanlarda akut ve subakut zehirlenmelerde bulantı, tükürük artışı, kusma, iştahsızlık, kanamalar ve üreme bozuklukları görülür. Kronik zehirlenmelerde ise başlıca sindirim kanalı boyunca kanamalar, kansızlık ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olurlar.

Fumonisinler

Fumonisinler daha çok Fusarim miniliforme ve F.proliferatum tarafından üretilir. Fumonisinlerin B1, B2, B3, B4, A1 and A2 çeşitleri vardır. Fumonisin B’ler yem ve hammaddelerinde daha çok bulunur ve en toksik olanları da B1 ve B2’dir. Daha çok Latin Amerika, Afrika ve Avustralya’da sorun oluştururlar. Atlarda lökoensefalomalasi (sinirsel bir hastalık), domuzlarda akciğer ödemi, kanatlılarda verim düşüklüğü ve ölüme yol açarlar.

Zearalenon (F-2 Toksin)

Östrojenik etkili bir mikotoksindir. Fusarium graminearum, F.roseum gibi çeşitli Fusarium mantarları tarafından, ılıman ve nemli ortamlarda üretilir. Yemlerdeki miktarına bağlı olarak, hayvanlarda östrus siklusunun bozulmasına, kalıcı korpus luteum ve serum progesteron düzeylerinin yüksek olarak devam etmesine yol açar. Zearalenon, farelerde uzun süreli maruziyette karsinojeniteye neden olabildiğinden Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi tarafıdan karsinojen etkenler içinde 3’üncü grupta sınıflandırmıştır

Penitremler

Penicillium cyclopium gibi penisilyum türü mantarlar tarafından hazırlanan bir dizi mikotoksin (A-F) grubudur. Grubun en önemli temsilcisi penitrem A’dır (tremorin A diye de bilinir). Bu mikotoksinle zehirlenen hayvanlarda hareketle şiddetlenen ve ilerleyen titremeler, opistotonus, istemsiz göz hareketleri ve tükürük salgısında artış, dış uyarılara aşırı duyarlılık, sağırlık, yorgunluk ve felç dikkat çeker.

Süt ve Ürünleri

Süt ve ürünlerinde bulunan mikotoksinlerin başlıcaları şunlardır: Aflatoksin M1 ve aflatoksin M2, okratoksin A, siklopiazonik asit. Aflatoksin M1 ve M2 sütte sıklıkla bulunabilen aflatoksinlerdir. Okratoksin A ve siklopiazonik asit de daha az olarak bulunabilmektedir

Aflatoksin M1 ve M2

Aflatoksin B1, toksisitesi en fazla olan aflatoksindir; aflatoksin M1 aflatoksin B1’in, aflatoksin M2 ise aflatoksin B2’nin sütle atılan metabolik ürünüdür. Bu nedenle, “M” “milk toxin (süt toksini)”nin kısaltılmış şeklidir. Dolayısıyla, aflatoksin M1 ve M2 laktasyondaki hayvanların aflatoksin B1 ve aflatoksin B2 içeren yemlerle beslenmesinden sonra sütle atıldığı için süt ile peynir, yoğurt ve süt tozu gibi süt ürünlerinde bulunabilmektedir. Ancak, aflatoksin M1 sütte en fazla bulunan ve daha toksik olan aflatoksindir. Aflatoksin M1 pastörizasyon, UHT gibi ısı işlemlerine dayanıklıdır. Aflatoksinlerin başlıca immunotoksik ve karsinojenik etkileri yanında AFM1’in, genotoksik ve mutajenik etkileri de bulunmaktadır. Bu nedenle Türkiye ve Avrupa Birliği’nde belirlenmiş tolerans limitleri Tablo 9.1’de bulunmaktadır.

Siklopiazonik Asit

Bazı Aspergillus ve Penicillumlar tarafından sentezlenir. Hayvanlarda katalepsi, opistotonus gibi nörolojik semptomlara yol açar. Karaciğer, böbrek ve sindirim sistemi hedef organlardır. İngiltere’de, 1962 yılında meydana gelen “Turkey X (Hindi X)” hastalığı’nın ortaya çıkmasında aflatoksinle birlikte rol oynadığı belirtilmektedir. Yemde bulunan siklopiazonik asit laktasyondaki hayvanlarda süte geçmektedir.

Exit mobile version