Site icon Türkçe Malumatlar

Sanatsal Yazılar: Şiir

Ortak bir tanıma ulaşılamayan türlerden biri olan şiir, genel olarak, “Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk” (www.tdk.gov.tr) olarak tanımlanmaktadır. Şiirin tanımlanan özelliklerine karşı çıkarak şiir yazan şairler, kendileri tanımlar şiiri. Yahya Kemal şiiri kalpten gelen bir durumun dile yansıması olarak nitelerken Recaizade Mahmud Ekrem şiiri düşünce, duygu ve hayal olarak kabul eder (Birinci, 2001: 355). Cahit Sıtkı’ya göre “şiir, kelimelerle güzel biçimler kurmak sanatıdır.” Şiiri tanımlamaya çalışmanın boş bir çaba olduğunu belirten Melih Cevdet’e göre “Tanım akıl işidir. Şiir ise akıl dışıdır.” Valery şiiri düz yazı ile karşılaştırmakta ve düz yazıyı yürüyüşe, şiiri raksa benzetmektedir. Valery’nin tanımından yola çıkarak Suut Kemal Yetkin (1969) şiirden düz yazıya düz yazıdan da şiire varılamayacağını, şairin başarısını sözcüklere gerçek anlamlarını unutturan sezişe ve ustalığa bağlar. Nurullah Ataç’ın “Günler geçtikçe şiir şudur şiir budur demekten uzaklaşıyorum, bana şiir zevkini verecek söz arıyorum” demesi şiir anlayışının kişiden kişiye, toplumdan topluma farklılık göstermesi ile açıklanabilir. Ortak bir tanımına ulaşmakta zorlanılan şiirin ölçütleri, toplumlara ve dönemlere göre değişse de belirgin bazı ortaklıkları bulunmaktadır.

Sanatsal yazı türleri içinde şiir en eski tür olarak nitelendirilmektedir. Şiirde çağrışım, imge, duyular, sezgi, duygular önemli yer tutmaktadır. Anlatım ise düz yazı türlerine göre daha kapalı, söyleyiş daha ritmik ve algılar daha ön plandadır (Gökalp-Alpaslan, 2009: 174). J. Cocteau şiirde gerçeğin imgelerle anlatılması gerektiğini “Ne masayı anlatacağım diye masa sözcüğünü kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş sözcüğünü; ne de aşkı anlatacağım diye aşk sözcüğünü.” sözleriyle ifade eder. Şiir, sanatsal yazı türleri içinde daha yoğun estetik değerler taşıyan ve daha çok dikkat gerektiren bir yazı türüdür. Şiirin düz yazıdan farkları arasında çağrışımlar, imgeler kadar şiirde dizelerin kümelenişi, uzunluk kısalık durumu ve uyak dizilişi gibi yapısal özelliklerdeki farklılık da büyük önem taşır. Biçim olarak adlandırılan bu özelliklerle yani uyak ve ölçü ile şiirde müzikal bir etki yaratmaya çalışır şair. Şairler şiirde müzikal etkiyi sözcüklerin kullanımıyla da sağlamaya çalışırlar. Sözcükler şiirde gizemli bir hâl alırlar. Bu yönüyle Sabahattin Eyüboğlu (1997: 55) şiiri büyüye, şairi ise büyücüye benzetir. Şiirin ayırt edici özellikleri düşünüldüğünde şiirin büyüsünün sadece sözcüklerin seçiminden değil, şiirin sesi ve anlamının bütünlüğünden kaynaklandığı görülür.

Şiirler içerdikleri konulara göre; lirik, epik, didaktik, pastoral, satirik, dramatik olmak üzere altı türe ayrılmaktadır. Şiirin düşünceden çok duyguya seslendiği düşünüldüğünde, bu türlerin birbirinden kesin çizgilerle ayrılaması zordur. Ancak temel ayırt edici özellikleri göz önünde bulundurularak ünitede konularına göre şiir türleri genel olarak ele tanıtılmıştır.

Exit mobile version