Site icon Türkçe Malumatlar

Türk Dili II: Ünite 5 Sınav Soruları ve Cevapları

Türk Dil 2 Sınav Soruları ve Cevapları Ünite 5. Soruların Cevapları Altı Çizili ve Kalın Puntolu olarak belirtilmiştir.

1- Aşağıdakilerden hangisi sanatsal yazıların özelliklerinden biri değildir?

a. Sezdirmek, hissettirmek, bunların çerçevesinde düşündürmek esastır.
b. Anlam birimleri, somut anlam düzeyinde gerçek yaşamda karşılıklarını bulurlar.
c. Dil yan anlam, mecaz anlamla örülü olabilir.
d. Sanatsal yazılarda kullanılan dil nesnel değildir.
e. Sanatsal yazılarda sözcükler soyut anlamda kullanılabilir.

2- “Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.” cümlesinde anlatılmak istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca bir yakınlık yoktur?

a. Şiirde her sözcük, bulunduğu yerde güzeldir.
b. Sözcük, şiirin en önemli öğesidir.
c. Şiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır.
d. İmgeler, şiir için en önemli ögedir.
e. Şiirin güzelliği, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.

3- “Bir kimseyi, bir düşünceyi, bir durumu açık ya da kapalı biçimde, iğneli bir dille, eleştirmek amacıyla yazılan şiirlere ……… denir.” Tanımda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

a. Lirik şiir
b. Pastoral şiir
c. Satirik şiir
d. Didaktik şiir
e. Dramatik şiir

4- Aşağıdakilerden hangisi öykü türünün özelliklerinden biri değildir?

a. Özgün söyleyişlere yer verilir.
b. İroniden geniş ölçüde yararlanılır.
c. Anlatılanlar iç konuşma tekniğiyle verilir.
d. Senli benli ve içtenlikli bir dil kullanılır.
e. Düşünceler kesin yargılara bağlanmaya çalışılır.

5- Aşağıdakilerden hangisinde durum öyküsünün özelliklerinden biri yer almaktadır?

a. Serim, düğüm ve çözüm aşamalılığı vardır.
b. Konusunu tarihten, ulusal duygulardan ya da toplumsal gerçeklerden alır.
c. Kişiler, belirgin özellikleri olan ya da üstün niteliklidir.
d. Öykünün bir sonucu, bir çözümü olmayabilir.
e. Okurun merak duygusu canlı tutulmaya çalışılır.

6- I. Yaşanmış ya da yaşanabilir izlenimi veren olayları anlatır.
II. Kişi, zaman, yer ögelerini içerir.
III. Yaşamın bir kesitini ya da tümünü anlatır.

Yukarıda özelliklerinden bazılarının yer aldığı edebî tür aşağıdakilerinden hangisidir?

a. Şiir
b. Roman
c. Tiyatro
d. Dram
e. Masal

7- Aşağıdakilerden hangisi ilk Türkçe roman olarak kabul edilmektedir?

a. Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
b. Karabibik
c. Aşk-ı Memnu
d. Sergüzeşt
e. Eylül

8- Aşağıdakilerden hangisi söz ve eyleme dayalı yazınsal anlatı türüdür?

a. Roman
b. Öykü
c. Anı
d. Tiyatro
e. Günlük

10- Aşağıdaki sanatçılardan hangisi Türk edebiyatında ilk tiyatro eseri veren yazardır?

a. Ziya Paşa
b. Namık Kemal
c. Şinasi
d. Tevfik Fikret
e. Muallim Naci

10- Aşağıdakilerden hangisi geleneksel Türk tiyatro türlerinden biri değildir?

a. Orta oyunu
b. Meddah
c. Köy seyirlik oyunu
d. Bağ bozumu şenlikleri
e. Karagöz

Düşünce yazıları insanları, farklı alanlardaki bir konu üzerinde düşündürmeyi, tartıştırmayı, bu yolla gerçeklere ulaştırmayı, amaçlarken; sanatsal yazılarda amaç okurda estetik bir duyuş yaratmaktır. Düşünce yazıları bir gözlem, deneyim ya da araştırmaya dayalı yazılardır ve sözcükler gerçek anlamlarıyla kullanılır. Oysa sanat yazıları kurguya dayalıdır ve bu türde insanlara duyarlık kazandırma ön planda olduğu için sözcüklerin anlamlandırılmasında söz sanatlarından yararlanılır ve okurun anlam çıkarması beklenir. Düşünce yazılarında genellikle açıklayıcı, kanıtlayıcı ve zaman zaman da betimleyici anlatım biçiminden yararlanılırken sanatsal yazılarda öyküleyici ve betimleyici anlatım ağır basar. Sanatsal yazı türleri içinde ele alınan şiir hem düşünce yazılarından hem de sanatsal düz yazı türlerinden farklılık gösterir. Kurmacaya dayalı olması yönüyle sanatsal düz yazı türüyle benzerlik gösterse de şiirin kurgusu düz yazıdan farklıdır. Şiirde biçim ve anlam bütünlüğü aranır, imgeler ve çağrışımlar sözcüklere yeni boyutlar kazandırır.

Olay öykülerinde giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır ve öykü bir olay etrafında örgütlenerek anlatılır. Durum öykülerinde klasik bölümler yoktur, okur öykünün bitmediğini zanneder, ama öykü çok defa sonuç istemeyecek biçimde sonlanmıştır. Durum öykülerinde ise yazar, yaşamın içinden bir kesiti, bir anı anlatır. Yazar durum öyküsünde istediği bir yerde anlattıklarını keser. Olay öykülerinde okurun merak duygusunu canlı tutmak çok önemliyken durum öykülerinde böyle bir kaygı yoktur. Olay öykülerinin kahramanları ideal insan tipleriyken durum öykülerinin kahramanları sıradan insanlardır. Buna bağlı olarak da durum öykülerinde konuşma daha içten daha yalındır.

Her ikisi de kurgusal anlatıya dayalı bu iki tür arasında benzer ve farklılıklar vardır. Temel benzerlikleri şunlardır: Her ikisinde de anlatılanlar gerçeğe uygunluk taşır, olaylar bir yer ve zaman içinde geçer. Her ikisinin anlatımında da öznellik hâkimdir. Farklılıkları ise şöyledir: öyküde olay tek, romanda birbirine bağlı birden çok olay bulunur. Öyküde kişi ya da kahraman sayısı az, romanda fazladır. Öykü kısa anlatılır, roman ayrıntılara iner.

Serüven romanları, okuru heyecanlandırmak amacıyla olağanüstü kişi ve serüvenlerin anlatıldığı romanlardır. Türk edebiyatında bu türe, Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı romanı örnek gösterilebilir. Tarihsel romanlar, konularını tarihi konulardan alan romanlardır. Türk edebiyatında, Kemal Tahir’in Devlet Ana ve Tarık Buğra’nın Küçük Ağa adlı romanları bu türde yazılmıştır. Biyografik roman, alanında tanınmış birinin yaşamının anlatıldığı romanlardır. Türk edebiyatında bu tür için Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı adlı romanı örnek gösterilebilir. Sosyal roman, toplumsal sorunları ele alan romanlardır. Türk edebiyatında Yakup Kadri’nin Kiralık Konak ve Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü adlı romanları bu türdedir. Köy romanı, köy yaşamını anlatan romanlardır. Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü ve Mahmut Makal’ın Onuncu Köy adlı romanları köy romanları olarak örnekledirilebilir. Psikolojik roman, derinlemesine ruhsal çözümlemeleri içeren romanlardır. Bu türün ilk örneği Mehmet Rauf ’un Eylül adlı romanıdır. Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanı da bu türdedir. Egzotik roman, yabancı ülkelerin doğa ve insanını anlatan romandır. Refik Halid Karay’ın Nilgün adlı romanı bu türün özelliklerini yansıtır.

Tragedya konusunu tarihten ya da mitolojiden aldığı halde komedya konusunu günlük yaşantıdan alır. Tragedya kişileri bilinen tanınmış insanlardır, komedyada ise sıradan kişiler bulunur. Tragedyanın öyküsü mutlu başlayıp yıkımla sonuçlanır. Oysa komedyada olaylar bunun tersi yönde gelişir, karışık başlayan öykü mutlulukla biter. Tragedya oyun kişilerinin soylu ve erdemli olmasına karşın, komedya ortalamadan aşağı kişileri, kusurlu ve eksik olanları ele alır. Tragedya seyircide korku ve merhamet duyguları uyandırarak seyirciyi bu duygulardan arıtır, oysa komedya kusurlara güldürerek, seyircinin bu gibi kusurlardan kaçınmasını sağlar.

Exit mobile version