Site icon Türkçe Malumatlar

Avrupa Tarihi: Reval Görüşmeleri ve Balkanlar

İngiltere Kralı VII. Edward (Görsel 3.26) (Edvırd) ile Rus Çarı II. Nikola (Görsel 3.27) (Nikola) 1908’de Reval Limanı’nda bir araya gelmiştir. Bu buluşmada Makedonya ve Boğazlar Sorunu ele alınmıştır. Ancak görüşme sonucunda sadece Makedonya’ya ait ıslahat işi açığa vurulmuştur. Osmanlı Devleti’nin meşrutiyeti ikinci defa ilan etmesindeki en büyük dış etken Reval Görüşmeleri olmuştur. Meşrutiyetin yeniden ilanı, Balkan topraklarının elde tutulması için önemli bir adım olarak görülmüşse de yapılan bu karşı hamle, sonuçları itibariyle başarılı olamamıştır.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Bulgaristan, Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinden çıkmıştır. Böylece Balkanlarda Osmanlı Devleti egemenliğinde sadece Arnavutluk ve Makedonya kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki bu son toprakları da Balkan devletlerinin hedefi hâline gelmiştir. I. Balkan Savaşı’nın çıkmasında Rusya’nın takip ettiği Panslavizm politikası ve Balkanları paylaşma konusunda Rusya ile Avusturya arasında yaşanan rekabet de etkili olmuştur.

Savaştan önce Fransa, İngiltere ve Rusya biraraya gelerek Osmanlı Devleti’nden Balkanlardaki Hristiyan halk için reformlar yapmasısını istemiştir. Bu isteği en fazla destekleyen de Almanya olmuştur. Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ta İtalya ile savaştığı sırada Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ birleşerek 1912 yılında Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.

Sultan II. Abdülhamid, tahtta kaldığı sürece Balkan devletleri arasındaki anlaşmazlıkları körükleyerek onların Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak etmelerini önlemeye çalışmıştır.

I. Balkan Savaşı öncesinde Rumeli’deki kuvvetlerinin bir kısmını terhis eden Osmanlı Devleti, zayıf duruma düşmüştür. I. Balkan Savaşı’na hazırlıksız bir şekilde giren Osmanlı ordusu, Balkan devletleri karşısında bütün cephelerde yenilgiye uğramıştır. Yanya ve İşkodra dışında Batı Trakya’yı boşaltmak zorunda kalan Osmanlı Devleti, Çatalca önlerine kadar çekilmiştir. Yunanlar Selanik’i işgal etmiştir. İstanbul’u ele geçirmek isteyen Bulgarların taarruzları (Görsel 3.28) geri püskürtülmüştür. Bu gelişmelerden yararlanan Arnavutluk da bağımsızlığını ilan etmiştir. Nihayet Avrupalı devletlerin araya girmesiyle Londra Barış Konferansı toplanmıştır. Konferans sürecinde Osmanlı Devleti Edirne, Yanya ve İşkodra’yı kaybetmiştir. I. Balkan Savaşı, 30 Mayıs 1913’te imzalanan Londra Antlaşması’yla sona ermiştir.

Londra Antlaşması’na göre

• Midye-Enez hattı Osmanlı-Bulgar sınırı olmuştur.
• Trakya ve Edirne Bulgaristan’a bırakılmıştır.
• Güney Makedonya, Selanik ve Girit Yunanistan’a verilmiştir.
• Sırbistan, Kuzey ve Orta Makedonya’yı almıştır.
• Silistre ise Romanya’ya bırakılmıştır.
• Arnavutluk’un bağımsızlığı kabul edilmiştir.

Londra Antlaşması, Balkan devletlerini tatmin etmemiştir. Özellikle Bulgaristan’ın savaştan büyüyerek çıkması diğer Balkan devletlerini endişeye düşürmüş ve II. Balkan Savaşı’nın çıkmasına neden olmuştur. Bu endişe, Yunanistan ve Sırbistan’ın ittifak yapmasına neden olmuştur. Bunun üzerine Bulgaristan, 29 Haziran 1913’te Yunanistan ve Sırbistan’a savaş açmıştır. Bulgaristan’dan Dobruca’yı isteyen Romanya da savaşa girmiştir. Bulgar kuvvetlerinin zor duruma düşmesinden istifade eden Osmanlı Devleti de Edirne’yi kurtarmak üzere harekete geçmiştir. Osmanlı ordusu Keşan, Enez, İpsala, Uzunköprü, Karaağaç ve Dimetoka’yı alarak Edirne’ye girmiştir. Tüm cephelerde mağlup olan Bulgaristan barış istemiş ve 1913’te Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Edirne ile Kırklareli, Osmanlı Devleti’ne geri verilmiş ve Türk-Bulgar sınırı olarak Meriç Nehri kabul edilmiştir. Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında 1913’te Atina Antlaşması imzalanmış ve buna göre Osmanlı Devleti Girit’in Yunanistan’a ait olduğunu resmen kabul etmiştir (Harita 3.7).

Exit mobile version