Site icon Türkçe Malumatlar

Osmanlı’nın Stratejik Politikaları

Osmanlı Devleti 15 ve 16. yüzyıllardaki stratejik rakiplerine karşı kara ve deniz ticaret yollarını kontrol altına alma siyaseti takip etmiştir. Fatih Sultan Mehmed ile başlayan süreç II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim dönemlerinde de devam etmiştir. Yavuz Sultan Selim bu politikasını gerçekleştirmek amacıyla Mısır üzerine sefere çıkmıştır. Ege Adaları, Bizans hâkimiyeti altında iken Venedik ve Ceneviz gibi güçlü denizci devletlerin aralarında mücadele sebebi olmuştur. Bu devletler Doğu Akdeniz’de önem taşıyan ticarete egemen olmak istiyorlardı. 1390 yılında Gelibolu tersanesinin inşasına başlanmasıyla birlikte Osmanlı Devleti Anadolu’nun batısındaki kıyıları ve limanları hâkimiyeti altına almaya başlamışlardır. İstanbul’un Fethi’nden sonra denizcilik faaliyetleri artmaya başlamıştır.

Osmanlı Beyliği’nin teşekkülünde denizciliğe pek önem verilmemekle birlikte beyliğin genişlemesi ile gemicilik faaliyetleri de başlamıştır. Bu faaliyetler sonucunda gözler adalara çevrilmiştir. İstanbul’un Fethi sırasında Bizans’ın elinde İmroz, Limni ve Taşoz Adaları bulunuyordu. Diğer adalar ise Venedik, Ceneviz ve Rodos şövalyeleri arasında paylaşılmıştı. Osmanlı Devleti, Ege’de bulunan adaların üzerine kuvvet göndererek adaların teker teker alınmasını sağlamıştır. Adaların Osmanlı hâkimiyetine girmesi devletin uyguladığı uzun vadeli politikalarının başlangıcını oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti bu politikası sayesinde adaların hâkimiyetini ele geçirerek bütün denizlerin hâkimiyetini sağlamış olacaktır. Denizlerdeki bu yaklaşım Osmanlı Devleti’nin uzun süreli olarak denizlerde hâkim olmasını sağlayacak ve dünya gücü hâline gelmesinde etkili olacaktır.

Exit mobile version