Ela Cebeci Mehmet Akif İle İlişkiye Girdi mi? Uyuşturucu Kullandı mı? Gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un yargılandığı grup seks partileri ve uyuşturucu davasında adı geçen ünlülerden biri olan haber spikeri Ela Rümeysa Cebeci İmam Hatip Mezunu çıktı. Ailesinin koyu AKP’li olduğunu söylenen Ela Rümeysa Cebeci İmam Hatip okumuş. Dindar ve takva sahibi bir kadınmış.
Ela Rumeysa Cebeci’nin arkadaşı Kurretülayn Matur:
Ela’yı 16 yıldır tanıyorum. 2002 İmam Hatip mezunu. Muhafazakar bir ailenin kızı. Cem Yılmaz’a gönderilen video bugün gündem oldu. O video iki yıl öncesine ait. İçtiği şey uyuşturucu değil. Elektronik sigara. Elindeki elektronik sigarayla iki yıl önce Instagram DM üzerinden gönderilmiş bir mesaj, tamamen farklı bir bağlama çekilerek ‘uyuşturucu kullanıyor’ gibi başlıklarla servis ediliyor. Ela, hayatı boyunca sağlıklı yaşam konusunda neredeyse takıntı derecesinde titizdir. Yediğine, içtiğine, uykusuna, bedenine inanılmaz dikkat eder. Ela günlerdir ağlıyor, ilaç tedavisi görüyor. Aslında izlenen o görüntülerde bir suç değil; bir insanın en çok korktuğu şeyle imtihan oluşu var. Ela, Mehmet Akif Ersoy ile de iş dışında yakınlığı bulunmayan birisi. Onun yaşadıkları için de üzülüyor. Bu yaşananın bir magazin konusu değil; insan onuru, masumiyet karinesi ve vicdan meselesi olduğuna inanıyorum.
Ela Rümeysa Cebeci Mehmet Akif İle İlişkiye Girdi mi? Uyuşturucu Kullandı mı?
Ela Rümeysa Cebeci meselesi, basit bir “yanlış anlaşıldım” hikâyesi olarak geçiştirilemeyecek kadar çok soru işareti barındırıyor. Asıl problem video ya da elektronik sigara tartışması değil; bu olayın nasıl ele alındığı, nasıl yönetildiği ve hangi söylemlerle savunulduğudur. Çünkü kamuoyuna düşen her görüntü, özellikle de kişi kendini belirli bir ahlaki, kültürel veya ideolojik çerçeve içinde konumlandırıyorsa, kaçınılmaz olarak sorgulanır.
Ela Rümeysa Cebeci, yıllardır muhafazakâr kimliğiyle, “dikkatli yaşam”, “sağlıklı hayat”, “ölçülü duruş” gibi kavramlarla anılan bir profil çizdi. Tam da bu nedenle ortaya çıkan görüntü, içerikten bağımsız olarak bir çelişki algısı yarattı. Burada kimse “elektronik sigara uyuşturucudur” gibi teknik bir tartışmanın peşinde değil. Asıl mesele şu: Topluma sunulan imaj ile özel alanda sergilenen davranış arasındaki mesafe neden bu kadar büyük?
Savunmalarda sürekli olarak “İmam Hatip mezunu”, “muhafazakâr aile kızı”, “hayatı boyunca titiz” gibi kimlik vurgularının öne çıkarılması da ayrı bir sorun. Çünkü bu söylem, farkında olmadan şunu ima ediyor: “Bizden olan biri yanlış yapmaz.” Oysa ahlak, diploma ya da mezuniyetle sabitlenen bir şey değildir. Bir insanın muhafazakâr olması, onun otomatik olarak eleştiriden muaf olacağı anlamına gelmez. Tam tersine, yüksek ahlaki iddia, daha yüksek sorgulamayı da beraberinde getirir.
Ela Rümeysa Cebeci cephesinde dikkat çeken bir diğer nokta, mağduriyet dilinin hızla devreye sokulmasıdır. Günlerdir ağladığı, ilaç tedavisi gördüğü, psikolojik olarak yıprandığı özellikle vurgulanıyor. Elbette bir insanın ruhsal olarak etkilenmesi anlaşılabilir. Ancak burada şu soru sorulmadan geçilemez: Eleştiri ile linç arasındaki fark bilinçli olarak mı bulanıklaştırılıyor? Her eleştiri, her sorgulama otomatik olarak “vicdansızlık” ya da “insanlık dışı saldırı” olarak mı etiketlenmeli?
Kamuoyunda görünür olan, sosyal medya üzerinden mesaj gönderen, belli çevrelerle temas hâlinde olan bir kişinin “özel alan” savunmasına sığınması da ikna edici durmuyor. Eğer özel alan mutlak dokunulmazsa, o alan kamuya taşındığında bunun sonuçlarını da göze almak gerekir. İki yıl önce çekilmiş olması da meseleyi otomatik olarak masumlaştırmaz. Zaman, davranışın niteliğini değiştirmez; sadece gündeme geliş şeklini değiştirir.
Bir başka eleştirilmesi gereken nokta, olayın sürekli olarak “başkaları üzerinden” anlatılmasıdır. Arkadaşların açıklamaları, üçüncü kişilerin tanıklıkları, dolaylı savunmalar… Bunların hepsi, doğrudan ve net bir yüzleşmenin yerini tutmaz. Kamuoyu, aracıların süzgecinden geçen duygusal metinlerden çok, açık ve sade bir duruş görmek ister. “Evet bu görüntü bana ait, evet bu tercihi yaptım, ama bunun abartıldığı kanaatindeyim” gibi netlikler yerine, kimlik kalkanlarının arkasına saklanmak eleştiriyi daha da büyütür.
Ela Rümeysa Cebeci üzerinden yürüyen tartışmada rahatsız edici olan bir diğer unsur da seçici hassasiyettir. Aynı çevreler, başkalarına yönelik çok daha ağır ithamlarda “ifade özgürlüğü”nü savunurken, iş kendi içlerinden birine gelince “onur, vicdan, masumiyet” söylemine sarılıyor. Bu çifte standart, savunulan değerlerin samimiyetini de tartışmalı hâle getiriyor.
Sonuç olarak Ela Rümeysa Cebeci meselesi, bir video ya da bir elektronik sigara meselesi değildir. Bu, temsil iddiası olan insanların daha dikkatli olması gerektiğinin; yüksek ahlak vurgusu yapanların, sıradan insanlardan daha az değil, daha çok hesap vermek zorunda olduğunun somut bir örneğidir. Eleştiri, düşmanlık değildir. Sorgulama, linç değildir. Ve mağduriyet dili, her zaman haklılık üretmez.
Asıl sorun, yapılan bir tercihten çok, o tercihin ardından sergilenen kaçak güreşen, dolambaçlı ve kimlik merkezli savunma refleksidir. Çünkü kamuoyunu asıl rahatsız eden şey görüntü değil; tutarsızlıktır.
Ela Rümeysa Cebeci: Detaylı Biyografi ve Kariyer Özeti
Ela Rümeysa Cebeci, Türk medya dünyasının farklı alanlarında görev almış, radyo, televizyon, oyunculuk ve sunuculuk kariyerlerini bir arada yürütmüş çok yönlü bir isimdir.
Kişisel Bilgiler ve Doğum Yeri
Ela Rümeysa Cebeci, 31 Mayıs 1988 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İstanbul doğumlu olan Cebeci, eğitim hayatının önemli bir bölümünü ve kariyerinin başlangıcını da bu şehirde şekillendirmiştir.
Ailesi ve Etnik Kökeni: Ela Rümeysa Cebeci’nin ailesinin etnik kökenine dair kamuya açık ve teyitli biyografik kaynaklarda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ünlü isimlerin kişisel ailevi detayları genellikle özel yaşam sınırları içerisinde tutulduğundan, bu konuda kesin bir açıklama mevcut değildir.
Eğitim Hayatı
Cebeci, akademik eğitimine büyük önem vermiş ve medya alanındaki çalışmalarını sağlam bir temele oturtmuştur:
- Lisans Eğitimi: İlk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra, Yeditepe Üniversitesi İletişim Bölümü’nden mezun olmuştur. İletişim alanındaki bu eğitimi, medya sektöründeki farklı rollerinde ona teorik bir altyapı sağlamıştır.
- Yüksek Lisans Eğitimi: Lisans eğitiminin ardından akademik kariyerini ilerletmiş ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde oyunculuk alanında yüksek lisans (master) programını tamamlamıştır. Bu eğitim, kariyerinde ilerleyen dönemde yer alacağı dizi ve film projelerine olan hazırlığını göstermektedir.
Kariyer Gelişimi
Ela Rümeysa Cebeci’nin kariyeri radyo ile başlayıp, oyunculuk ve sunuculukla genişleyen çeşitli aşamalardan geçmiştir:
1. Radyoculuk Yılları
Medya kariyerine ilk olarak radyo dünyasında adım atmıştır. 2011’li yıllarda İstanbul FM radyolarında sunduğu programlarla tanınmaya başlamış ve burada edindiği tecrübe, onun kitle iletişimi becerilerini geliştirmesini sağlamıştır.
2. Televizyon ve Sunuculuk Kariyeri
Radyodan sonra televizyon ekranlarına geçiş yapan Cebeci, farklı haber kanallarında görev almıştır:
- Kariyerine ilk olarak TRT 1 ekranlarında muhabir olarak başlamıştır.
- Daha sonra Show TV ve Beyaz TV gibi kanallarda sunuculuk ve spikerlik görevleri üstlenmiştir.
- İlerleyen dönemlerde Habertürk kanalına geçerek güncel haber programlarında ve sabah kuşağında spikerlik yapmıştır.
- En son görev aldığı kanallardan biri ise TV100 olmuştur.
3. Oyunculuk Çalışmaları
İletişim ve oyunculuk alanında aldığı yüksek lisans eğitimiyle birlikte, dizi ve film projelerinde de yer almıştır:
- İlk oyunculuk deneyimlerinden biri, 2011 yılında yayımlanan Kanıt isimli dizidir.
- Aynı yıl Nuri adlı dizide de rol almıştır.
- 2012 yapımı büyük bütçeli sinema filmi olan Fetih 1453’te yer almıştır.
- Televizyon kariyerinin daha güncel dönemlerinde ise Şevkat Yerimdar dizisi gibi yapımlarda rol alarak oyunculuk kariyerini sürdürmüştür.
Ela Rümeysa Cebeci, medya sektöründe hem haber sunuculuğu gibi ciddi ve bilgi gerektiren bir alanda hem de oyunculuk gibi sanatsal bir alanda aktif olarak yer alarak çok yönlü bir profesyonel kimlik sergilemiştir.

