İran Türkleri, Elçibey’in Bozkurt Sevgisi ve Turancılık

Ebulfez Elçibey (Əbülfəz Elçibəy) Azerbaycan Türk Devletinin İkinci Cumhurbaşkanıdır. Türkçü ve Turancı olması ile tanınır. Kendisini her zaman Türk askeri olarak tanımlayan Elçibey, birgün bir İngiliz televizyoncu konuşurken, televizyoncunun dikkatini duvarda asılı duran kocaman bir Bozkurt resmi dikkatini çeker. Televizyonu Elçibey’e hayretle ve sorar.



Televizyoncu: Efendim o kurdu niye duvara astınız? Sebebini öğrenebilir miyim?

Elçibey: O gördüğünüz Türk milletinin sembolüdür, Türklüğün yol göstericisidir.

İngiliz televizyoncu biraz düşündükten sonra özür dileyerek tekrar sorar;

”Niçin kendinize vahşi ve yırtıcı bir hayvanı sembol olarak seçtiniz?”

Elçibey’in cevabı şöyledir:


“Siz İngilizler’in sembolü olan aslan hayvanların kralıdır değil mi?Ancak bu kral dediğiniz hayvana sirklerde 3 kilogram sosis verip yanan halkaların içinden sağa sola zıplatırsınız. Vahşi ve yırtıcı dediğiniz Bozkurt’a bunu yaptıramazsınız. Bozkurt, özgürlüğünü ve onurunu hiçbir şeye değişmez. Özgürlüğünü kaybetmektense ölmeyi yeğler. Bozkurt’u zincire vurup kafese atsanız bile, ya üzüntüden ölür ya da zincir ve kafesi parçalayıp gider. Onu yok edebilirsiniz, öldürebilirsiniz ama sindirip esir edemezsiniz. Bozkurt’u kendinize tâbi kılamazsınız. Bozkurt esir olmaz! Esir hayatı yaşamaz. İşte bu nedenle Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir. O biz Türkler için hayvan değildir, o bizim yol göstericimizdir, atamızdır.”

Elçibey 22 Ağustos 2000’de 62 yaşında prostat kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Türkiye’de (Ankara) maalesef hayatını kaybetti. Defin törenine sekiz yüz bin kişi katılmış ayrıca Haydar Aliyev’in törene geldiği an “En büyük Elçibey, başka büyük yok!” tarzında protesto sloganlarıyla karşılamışlardır. Bunun üzerine Haydar Aliyev bir süre sonra töreni terk etmek zorunda kalmıştır.

Elçibey Neden Sakallarını Kesmedi?

Elçibey, Güney Azerbaycan azad (Bağımsız) olana dek sakallarını kesmeyeceğine dair yemin etti. Elçibey’e göre Türkiye ve Azerbaycan hemen birleşmeli ve Güney Azerbaycan’ı kurtararak tek devlet olmalıydı. Böylece Turan’ın önündeki en büyük engellerden biri kalkmış olacaktı.

Güney Azerbaycan İran Devletinin sınırları içinde kalan bir bölgedir. 2020 yılında İran Nüfusunda yaklaşık olarak 20 ile 35 milyon arası Türk kökenli halklar vardır. Bu Türk kökenli halkların çoğunu Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadır. İranlılar buradaki Türklere hamam böceği diyerek hakaret etmekte ve dillerini yasaklamaktadırlar. Ermeni diline izin veren İran, Türk dilini yasaklamaktadır. Çünkü İran yani Farslar, Ermeniler ile Farsları aynı familyadan görüyorlar. Türkleri ise düşman olarak görüyorlar. Pek çok Türk, İran Devletinin baskısı ile hayatını kaybetti veya asimile oldu. İran, asırlarca Türkler tarafından yönetildi, fakat ilk defa 1900’lü yılların başlarında İran’ı Farslar yönetmeye başlayınca yaptıkları il iş Türkleri asimile etmek oldu. Türklere karşı büyük bir savaş başlattılar. Burada Türkler de suçlu çünkü Türkler Farsları korudu, Fars dilini ve edebiyatını geliştirdi. Boşuna dememişler, besle kargayı oysun gözünü.

Gerçek İranlılar yani Farsların en ünlü destanında bile baş düşman olarak Türkler gösterilir. Bu ünlü destanın adı Şehname’dir.

Farslar İran’daki Türkleri asimile etmek için özellikle Moğolların gelip zorla oradaki halka Türkçe öğrettiğini fakat aslında Türkçe öğrenenlerin etnik olarak Türk olmadığı tarzında propaganda yapmaktadır. Özellikle siz Türk değil Azerisiniz. Azeriler de Farsların bir koludur demektedirler. Gerçekte de zaten Azeri Türkü diye bir şey yoktur. Oradaki Türkler genellikle Türkmen kökenlidir.

İran’da ve Çin’deki Türkler çok zulüm görmektedir ve bu yüzden Turan’ın en çok kurulmasını onlar istemektedir.

Bir Cevap Yazın