Şeytani Düşünce! Köpeklerden Canlı Bomba!

Komünist Rusya yani Sovyetler Birliği zafere giden yolda her şeyi mübah görüyordu. Bu yüzden özellikle Rus olmayan Sovyet Kökenli askerleri, mesela Kazaklar, Özbekler, Ukraynalılar gibi Kızıl Ordu mensuplarını silah ve cephane vermeden savaşa sürmüştür hatta bunları canlı mayın aracı olarak kullanmıştır. Nedir bu canlı mayın aracı? Komutanın söylediği kişiler en önde gider ve bu önde giden kişiler mayınlara basarak mayınları patlatır ama kendileri de sakat kalır ya da ölür. Böylece arkadan gelen diğer ordu mensupları için yol açılır ve güvenli geçiş sağlanır. Sovyetlerin savaşı kazanmak için yaptıkları bir olay ise şöyledir. Köpekleri canlı bomba yapmak!

“Pavlov’un Köpeği”ne göre köpekler, koşullu ve koşulsuz olmak üzere iki çeşit reflekse sahiplerdi ve bu ayarlanabilirdi. Pavlov, öncelikle laboratuvarında barındırdığı köpekler üzerinde salgı bezlerini incelemiştir. Ardından köpekler üzerinde yaptığı deneyler neticesinde, köpeğin doğal uyaranları (örneğin yemeği) dışında zil veya lamba gibi ilgisiz uyaranlara da tepki verip, salgı salgılama durumunu inceledi. Normal koşullar altında bir köpek et gördüğü zaman salgı bezlerinin çalışması doğal bir durum olduğundan bu tepkiye şartsız tepki (refleks) denir. Bir organizmanın doğal dengesini şartsız refleksler sağlar. Ancak hayvanlar, sadece doğal uyaranlarına tepki vermezler. Örneğin eğer köpeğe et verilirken, bir yandan da zil sesi sunulacak olursa (yani bir zil çalınacak olursa), birkaç denemeden sonra köpek, zil sesi ile almakta olduğu yiyecek arasında ilişki kuracaktır. Buna bağlı olarak köpek, zil sesini duyduğu anda, henüz yemek verilmese bile istemsiz olarak salya salgılamaya başlayacaktır. İşte bu durumda, “yemek yeme davranışı” ile normalde tamamen alakasız olan “zil sesi”ne bağlı olarak salgıların aktifleşmesine şartlı tepki (refleks) denir.

İşte komünist Sovyet ordusu tüm köpekleri eğitmeye başladı. Köpekleri günlerce aç bıraktıktan sonra tankların altına yerleştirilen etleri bulmalarına izin veriliyordu. Böyle köpekler her tan gördüğünden altında et var zannederek tankların üstüne koşuyordu. Köpekler bu şekilde şartlandırıldıktan sonra savaş sırasında Alman tanklarının yoğun olduğu cephelere gönderilir, zavallı ve aç köpekler olayların farkında bile değildir. Komünistler köpeklerin üstüne her türlü bombayı yerleştirir. Köpekler üzerinde taşıdıkları bombalar ile Alman tanklarının altına girerler ve uzaktan kumanda ile bomba patlatılır. Böyle köpekte ölür. Bu sayede pek çok Alman Nazi Tankı imha edildi ve Rusya’da köpek nüfusu iyice azaldı. Hem komünist hem hayvansever olunmaz. Ya komünist olacaksın yada hayvansever. İkisi ters mıktanıslanma yapar. Komünist Ruslar ayrıca Türkler geçmişini hatırlamasın ve asimile olsunlar diye atları da öldürdü. Stalin’in at katliamı meşhurdur. Bununla birlikte Ukrayna’da açlıktan öldürüldü insanlar. Buna Holodomor denir. Milyonlarca Ukraynalı Komünistlerin zulmüne uğradı ve açlıktan öldü.

Holodomor (Ukraynaca: Голодомо́р) ya da Ukrayna Kırımı, 1932–1933 arasında, o dönem Sovyetler Birliği’nde, şimdiki Ukrayna ve Rusya’nın Kuban bölgesinde suni olarak yaratılan kıtlık sebebiyle yaklaşık olarak 8 milyon insanın öldüğü olaylara verilen addır. Sovyet arşivlerinin açılmaması yüzünden, ölü sayısını kesin olarak belirleyebilecek araştırmalar günümüze kadar hâlâ yapılamamış olmasına rağmen, Ukrayna nüfusunun dörtte birinin o dönemde hayatını kaybettiği bilinmektedir. Holodomor’un sebeplerinden en önemlisi, Sovyet döneminin uygulamaya çalıştığı ekonomik ve sosyal politikalardır. Özellikte kooperatif tarım uygulamalarını kabul etmeyen Ukrayna köylüsü zorlamalar karşısında tarım üretiminden vazgeçerek, üretimi durdurmuştur. Durumun gidişatını önceden kestirebilecek olan dönemin yöneticileri, “anti-kolhoz” hareketin yayılmasını önlemek amacıyla, sorunu hafifletecek önlemler almaktan kaçınmış ve bir nevi bölgede diğer direnişçi köylülerce ibret alınabilecek bir olay çıkarmak istemiştir. Açlığın en tepeye ulaştığı dönemde dahi, Sovyet yönetimi, 1932’de 1,7 milyon ton, 1933’te 1,84 milyon ton tahıl ihraç etmiştir. Bölgede artan açlıktan kaçmak isteyenlerin başka bölgelere gitmesine engel olunarak, katliama seyirci kalınmıştır. O dönemde kıtlık haberleri mümkün olduğunca sansürlenerek dünyanın dikkatinden saklanmıştır. Holodomor, Ukraynaca (морити голодом) “açlıkla öldürmek” anlamına gelir.

Sovyetler Birliğinin toprakta özel mülkiyete dayanan üretimi tasfiye ederek, köylüleri kolhoz ve sovhozlarda toplamak istemesi zengin köylülerin ve onların etkisi altındaki kimi köylülerin sert tepkisiyle karşılaştı. Çünkü tarımda kolektifleştirme girişimlerinin başarıya ulaşması demek zengin köylülerin eski ayrıcalıklarını kaybetmesi anlamına gelmekteydi. Bu nedenle zengin köylülerin kolektifleştirme hamlesine tepkisi tarımsal üretimi durdurmak oldu. Bu durumun neticesinde de Ukrayna’da kıtlığa ve kıtlığın tetiklediği salgın hastalıklara bağlı ölümler gerçekleşti. Ölümler neticesinde Sovyet hükûmeti köylülerden aynı miktarda tahıl toplamaktan vazgeçerek toplanan tahıl miktarını düşürmüştür. 1940’ların sonunda Penisilin’in bulunmasıyla önüne geçilen salgın hastalıkların 1930’lu yıllarda önüne geçilmesine teknik olarak imkân yoktu. Penisilin bulunana kadar ABD ve Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere milyonlarca insan salgın hastalıklara yakalanarak hayatlarını kaybetmişlerdi.

Bilgi ve haber akışını önlemek amacıyla bizzat Stalin ve Molotov tarafından imzalanan yönergelerle, seyahat edeceklere izin almaları şartı getirildi. Bölgeden kaçmaya çalışanların aslında Sovyet düşmanlarınca organize edilen kişiler olduğu ve halkın buralardan çıkarılmamaları gerektiği savunuldu. Uygulamaların tam sonuç vermesi için Stalin bizzat Pavel Postişev’i Ukrayna İkinci Sekreteri olarak atadı. Onunla birlikte binlerce Sovyet görevlisi de, “kolektivizmin” gelişimini sekteye uğratacak her tehlikeyi önleme görevi ile Ukrayna’ya geldi. Stalin böylece Ukrayna’da kontrolü tamamen ele aldı.

Olayların soykırım özeliğinde olup olmadığı tartışılsa da, Ukrayna’nın uluslararası alanda Holodomor’un soykırım olarak tanınması yönündeki taleplerine, Rusya şiddetle karşı çıkmaktadır.

Holodomor’u şu an 26 ülke ve 1 uluslararası kuruluş, soykırım olarak tanıyor: Ukrayna, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Andorra, Arjantin, Avustralya, Azerbaycan, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Ekvador, Estonya, Gürcistan, İspanya, İtalya, Kanada, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Macaristan, Meksika, Moldova, Paraguay, Peru, Polonya , Slovakya ve Vatikan ve birçok ülkede çok sayıda eyalet aldıkları kararlarla Holodomor’u soykırım olarak kabul etmektedir. Ukrayna’da her yılın kasım ayının son Cumartesi günü, Holodomor kurbanlarını anma günüdür.

Bir Cevap Yazın