İktisada Giriş Ünite 8 Önemli Notlar

İktisada Giriş Önemli Notlar Ünite 8

Yeni bir kişisel bilgisayar (PC) satın aldığınızda, sizin fikriniz sorulmadan, üzerinde Microsoft firması tarafından üretilmiş olan Windows işletim sistemi yüklü olarak gelmektedir. Aslında, bu yeni PC’yi satın aldığınızda belirli bir miktar parayı da Windows işletim sisteminin lisansını satın almak için ödüyorsunuz. Aslına bakarsanız başka bir seçeneğiniz de yok gibi; çünkü yoğun olarak kullandığımız uygulama programlarının çok büyük bir bölümü sadece Windows işletim sistemi altında çalışmaktadır. Microsoft ve benzeri firmalar açıktır ki bir önceki ünitede incelediğimiz tam rekabetçi firmalardan farklılık göstermektedir. Çünkü işletim sistemi piyasasında Microsoft hemen hemen tek başına faaliyet göstermektedir. Sizce bu durum bilgisayar kullanıcılarının (tüketicilerin) yararına mıdır, yoksa zararına mı? Microsoft Windows, işletim sistemi piyasasında katı bir monopol durumunda değildir. Piyasada alternatif işletim sistemleri (BeOS, Linux gibi) de bulunmakta, diğer firmaların piyasaya girerek Microsoft ile rekabet etmeleri için herhangi bir doğal veya yasal engel de bulunmamaktadır. Ancak uygulama programlarının çok büyük bir kısmının sadece Windows işletim sistemi altında çalışıyor olması, diğer firmaların Microsoft ile rekabet etmelerini güçleştirmektedir. Uygulama programlarının büyük bir kısmının çalışmasına olanak tanıyacak bir işletim sistemi geliştirmenin getireceği yüksek maliyet ve risk rakiplerin piyasaya girişine engel olarak düşünülebilir. Piyasaya girişte fiilen oluşan bu engelin ardında faaliyetlerini sürdüren Microsoft, piyasa gücüne sahip olmakta ve fiyatlama kararlarını tekelci gibi verebilmektedir. Yazılım ürünlerinin kopyalanması ve tekrar satışı yasalara aykırı olduğu için, Microsoft bireysel alıcılara ve PC üreticilerine uyguladığı fiyatları farklılaştırmaktadır. Eğer Windows işletim sistemini kendiniz satın almak ve PC’nize kurmak isterseniz daha yüksek bir bedel olmak zorunda kalırken, yeni bir PC ile birlikte gelen işletim sistemini kullanırsanız daha düşük bir bedel ödersiniz. Microsoft her iki piyasada da kârını maksimize edecek üretimi gerçekleştirmekte ve piyasanın kaldırabileceği en yüksek fiyatı uygulamaktadır. Şüphesiz bu üretim miktarı fiyatın marjinal maliyete eşit olduğu etkin retim miktarının altında kalmaktadır.

Monopollerin ortaya çıkmasına piyasa gücü neden olur. Piyasa gücü, bir firmanın ürünlerin fiyatını belirleme gücünü ifade eder. Bu gücün beş kayanağı vardır. Bunlar; ölçek ekonomileri, kritik hammaddelerin özel mülkiyeti, patent ve telif hakkı, lisans ve imtiyazlar ile network dışsallıklarıdır.

Firmaların karşı karşıya kaldıkları talep eğrisi firmaların fiyat belirleme gücü hakkında bilgi verir. Fiyat belirleme gücü olmayan firmalar piyasadaki fiyatı alırlar. Bu fiyat düzeyinden istedikleri kadar mal veya hizmet satabilirler. Bu nedenle talep eğrileri tam esnek talep eğrisidir. Eğrinin eğimi sıfırdır. Fiyat belirleme gücü olan firmaların karşılaştıkları talep eğrileri ise negatif eğimlidir. Firmanın fiyat belirleme gücü arttıkça talep eğrisi dikleşir.

Monopolcü rekabet piyasasının temel özellikleri; i) Piyasada birbirinden bağımsız hareket eden çok sayıda alıcı ve satıcı vardır, ii) Firmalar ürün farklılaştırması yaparlar, iii) Sınırlı ölçüde ve dönemsel olarak farklılık gösterse de fiyat belirleme güçleri vardır, iv) Piyasaya giriş ve çıkışlar göreceli olarak oldukça serbesttir, v) Uzun dönemde hiçbir firma aşırı kar veya zarar durumunda bulunamaz.

Her monopolcü firma fiyat farklılaştırması yapamaz. Monopolcü firmanın fiyat farklılaştırması yapabilmesinin bazı şartları vardır. Bu şartlar; i) Firmanın fiyat belirleme gücü tam olmalıdır, ii) Firma tüketicilerini tam olarak birbirinden ayırabilmelidir ve tanımlamalıdır, iii) Firmanın sattığı malın faydası sadece malı satan alan kişiyle sınırlı olmalıdır.

Monopolcü rekabet piyasasında kısa dönemde aşırı kârların varlığı ve piyasaya giriş çıkışların serbest olması piyasaya yeni firmaların girmesine neden olur. Piyasaya yeni firmaların girmesi ile piyasada faaliyet gösteren firma sayısı artar ve bu artış piyasada üretilen toplam ürün miktarını arttırır. Piyasa arzının (üretilen toplam ürün miktarının) artması malın piyasa fiyatı üzerinde aşağı doğru (yani düşüş yönünde) baskı yaratır. Fiyatlar üzerindeki bu düşüş yönlü baskı, malın piyasa fiyatı ortalama toplam maliyetlerine eşitleninceye kadar devam eder. Piyasaya girişlerin tamamlandığı ve bu eşitliğin sağlandığı uzun dönemde piyasadaki firmalar artık sadece normal kâr elde edecektir.

Çok sayıda firmanın olduğu tam rekabet ve görece çok firmanın olduğu monopolcü rekabette rakiplerin birbirini takip etmesi firma sayısının çokluğu nedeniyle mümkün değildir. Monopolde ise tek firma olduğundan karşılıklı bağımlılık yaratacak bir durum sözkonusu değildir. Oysa oligopolde faaliyette bulunan firmaların sayıca az ve büyük ölçekli olması nedeniyle, firmalar faaliyet ve işletme politikalarını belirlerken rakiplerini de dikkate almak zorundadırlar.

Bir Cevap Yazın