Glukosinolatlar

Yapılarında kükürt bulundurdukları için tiyoglikozitler diye de bilinirler. Bunlar bitkinin mantar ve diğer zararlılara karşı savunma sistemini oluştururlar ve çoğu yönden siyanogenetik glikozitlere benzerler. Bu grupta başlıca irkiltici yağlar (sinigrin, allilizotiyosiyanat, sinalbin, akrinilizotiyosiyanat), guvatır yapıcı maddeler (progoitrin) ve sisteinsülfoksitler (alliin, S-metilsisteinsülfoksit) bulunur. Glukosinolat içeren bitkilerin başlıcaları ise; kolza, kara hardal, yabani şalgam, yabani hardal, beyaz hardal, roka ve lahana türleri’dir ve bu bitkilerin yapraklarından ziyade tohum ve yumrularında bulunurlar. Glukosinolatlar, hasarlı bitki dokusunda enzimatik olarak hidrolize olduklarında; şeker(ler), potasyum hidrojen sülfat ve son derece zehirli bazı maddelere (izotiyosiyanatlar, tiyonlar gibi) ayrışırlar. Hasarlı-bereli bitki ve yumrular son derece itici ve keskin kokuludurlar. Glukosinolatlar içerisinde irkiltici yağlardan olan hardal yağı; deri ve mukozalar için son derece irkiltici olması yönüyle ayrı bir öneme sahiptir. Bu madde fazla miktarda alındığında doku ve organlarda şiddetli irkilti, yangı ve hasara neden olur. Ağız yoluyla alınmasını takiben 3-4 saat içerisinde anoreksi, güçsüzlük ve sancıya neden olur. İlerleyen olgularda ise 4-5 gün içerisinde değişik şiddette kanlı sürgün görülür. Ayrıca gebelerde yavru atmaya da neden olabilir.

Fenolik Bileşikler

Bitkiler aleminde 800’den fazla fenolik bileşik bulunur ve bunların başlıcaları; kaffeik asit, ferulik asit, ellagik asit, gallik asit ve türevleri, flavonoitler, antosiyanidin, gossipol, komarinler, miristisin, urishioller ve katekolaminler’dir. Bitkilerde bulunan fenolik maddelere etçil hayvanlar, otçul hayvanlardan daha duyarlıdırlar. İnsan, sıçan gibi hem etçil hem de otçul canlıların fenolik bileşiklere duyarlılığı ise orta derecededir

Bir Cevap Yazın