Krallıkla Yönetilen Avrupa Ülkeleri

Türkçeye, Slav dillerinden geçmiş olan “Kral” unvanı aslında Cermenik kabilelerin kullandığı bir unvandır. Kral, belirli bir ulus ya da bölge üzerinde egemen olan hükümdar. İmparatordan sonraki en yüksek seküler hükümdarlık makamıdır. Dünyanın pek çok bölgesinde karşılaşılan krallık çoğunlukla ebeveynlerden çocuklara geçer. Bununla birlikte Ortaçağ Almanya’sındaki gibi seçimle başa gelen krallar da mevcuttur. Krallık mutlak veya anayasal olabilir. Krallıklar genellikle monarşi şeklindedir ancak antik Sparta’daki gibi iki kralın ortaklaşa yönettiği diarşi şeklinde olduğu da görülür.

Avrupa Orta Çağları boyunca, Avrupa krallıklarına genel bir merkezileşme eğilimi uygulandı, bu nedenle Geç Orta Çağ’da Avrupa’nın büyük güçlerine dönüşecek olan birçok büyük ve güçlü krallık vardı.

Krallar genellikle Tanrı ile tebaa arasında bir aracı olarak görülürler. Antik Sümerler gibi bazı toplumlarda tanrının temsilcisi olarak görülürlerdi. Bazı toplumlarda kralın kendisi ilahî kabul edilir ve verimlilik ayinlerinde ana figür olarak kullanılırdı. Genellikle bu ayinlerin sonunda kralın kendisi veya onu temsilen başka bir canlı kurban edilirdi. Antik Mısır kökenli olan bu “krallığın ilahî bir makam olduğu” inanışı Helenistik dönemi şekillendirdi ve sonradan Roma imparatorları tarafından yeniden canlandırıldı. Romanın Hristiyan imparatorları Tanrının temsilcisi olarak otoritelerini ondan aldıklarını iddia ettiler. Ortaçağ siyasî teorisinde krallık neredeyse rahiplik ile eşanlamlı olarak görülüyordu ve kralın taç giyme esnasında kutsal bir sıvı ile kutsanması töreni bu dönemde çok önem kazandı. 16-18. yüzyıllarda mutlak monarşiler millî kiliseler kurarak güçlerini artırdılar. 17. yüzyılda önce İngiltere’de, sonrasında bazı diğer monarşilerde krallık anayasal hale getirildi ve monark yetkisini tanrıdan değil, halktan almaya başladı.

Şu anda (2019 itibariyle), onbeş kral, egemen devletlerin devlet başkanları olarak tanınmaktadır.

Krallıkla yönetilen Avrupa Ülkeleri:

1-) Andorra
2- Belçika
3-) Liechtenstein
4-) Danimarka
5-) İngiltere
6-) Monaco
7-) İsveç
8- ) İspanya
9-) Hollanda
10-) Norveç
11-)Lüksemburg

Türkiye’de birbiriyle beslenen iki güruh var. Cumhuriyetçiler yani Kemalistler ve İslamcılar. Bunlar tutturmuşlar bir İslam, bir Cumhuriyet diye gidiyorlar. Bir taraf Yunan adetlerini benimserken diğer taraf ise Arap’ın Çöl kanunlarına bel bağlamış. Bugün İslam ülkelerinin halini görüyorsunuz. Ayakta duranları ise sadece petrolle ayakta duruyor. Onu bile aslında beceremiyorlar ya neyse…

Teferruata girmeden konuya gireceğiz. Ne Cumhuriyet ile ne de İslami yönetim ile bir yere varılmaz. Belki bunlar başka milletler için güzel bir seçenek olabilir lakin Türk ırkının karakter yapısına zinhar uymaz. Bugün 7 Türk Devleti Cumhuriyet Rejimi ile yönetilmektedir. Bu 7 Türk Devletinden Türk Keneşine üye olanların toplam GSMH’si 17 bin ABD dolarıdır. Lakin Krallıkla yönetilen Norveç’in GSMH’si ise 65 bin Dolar. Şimdi size soruyoruz, madem keramet Cumhuriyet’te o zaman niye 4 tane Türk Cumhuriyeti bir tane Krallıkla yönetilen Norveç kadar olamıyor ulan? Hadi her şeyi geçtik, Norveç’in yeraltı ve yerüstü kaynakları bizden çok mu zengin? Kat-î suretle hayır. Ama sonuçları görüyoruz işte.Tek bir Krallık 4 tane Cumhuriyet’in 3 katı kadar milli hasılaya sahip. Sadece milli hasılada üstün olsalar neyse. Yaşam standartlarında bile adamlar bize fark atmış. Sadece 4 tanesi değil, diğer Türk Cumhuriyetlerini de işin içine katınca koskoca 7 tane Türk Cumhuriyeti bir tane Krallıkla yönetilen Norveç kadar olamıyor. Tüm Cumhuriyetlerin toplam milli hasılası Norveç’in yarısı kadar dahi olamıyor.

Bir Cevap Yazın