Genç Osman’ın Lehistan seferine 21 Mayıs günü çıkması; hareketini bir gün geciktirme zahmetine katılmaması, büyük dedikodulara yol açmıştı ve halkla arasının açılmasına yol açmıştı. Türk astrolojisinde güneş tutulması uğursuzluktur”. Bu nedenle “güneş battı” denilir, “Ay doğdu denilir”. Gündüz yaşanan güneş tutulması ise “daha büyük bir uğursuzluktur”. Ay ise geceyi aydınlattığı için, hem atalarımız için hem de kurtlar için kutludur. 21 Mart Nevruz günün de, gece gündüz süreleri eşitlenir ve 21 Marttan itibaren gündüzler uzamaya başlar; işte bu gündüzün uzaması, yani güneşin daha fazla gün içerisinde kalması; biz Türkler için ve daha birçok millet için, “güneşin esaretten kurtulması” olarak yorumlanır. Gündüzün uzaması da bayramdır, “Yeni Gün Bayramı”. Yani Güneşin varlığı bayram sebebidir. Atalarımızın Sibirya gibi yüksek rakım ve daha kuzey enlemlerde yaşaması göz önüne alınırsa, bizim için Güneş’in anlamı bir kat daha artar ve tutulmanın anlamı da ortaya çıkar. Araplar arasında da aynı şekildedir Güneş tutulması uğursuzluktur. İbn Batuta’ın aktardığına göre; İslam Yalvaçı Muhammed’in hutbe okuduğu minberi, kendisinden sonra kullanan Halifeleri; ona saygıdan ilk basamağına oturarak ya da bir basamak kullanarak yaparlardı. Muaviye Halife olunca, hemen bu minberi Şam’a istedi ancak; halk itiraz etti ve gündüz vakti güneş karardı, yıldızlar gözüktü, Muaviye de bunu uğursuzluk saydı.
Kaynak: Türk Şamanizmi Sayfası