İbn Fadlan Rusları Anlatıyor

Ruslar Allah’ın en pis mahluklarıdır. Büyük ve küçük tuvaletten, cünüplükten sonra yıkanmazlar, yemek yedikten sonra ellerini yıkamazlar. Yollarını şaşırmış eşekler gibidirler. Ülkelerinden gelince gemilerini büyük bir nehir olan Etil’de demirlerler. Kıyısına ahşap büyük evler yaparlar. Her evde on, yirmi, daha çok veya az insan toplanır. Her biri bir sedir üzerine oturur. Yanlarında ticaret için getirdikleri güzel cariyeler vardır. Onlardan biri arkadaşlarının gözü önünde cariyesiyle çiftleşir. Bazen birbirlerinin hizasında bir grup bu şekilde çiftleşirler. Çoğu defa bir tacir bir cariye satın almak için yanlarına girer, adamı cariyeyle çiftleştirirken bulur. Adam işini bitirmeden cariyenin üzerinden kalkmaz. Her gün yüzlerini, başlarını en pis, en murdar şekilde mutlaka yıkarlar. Her sabah bir cariye (kadın hizmetçi) büyük bir kapta su getirir, efendisinin önüne koyar. Efendisi bu su ile ellerini, yüzünü, saçlarını yıkar, kabın içine tarar. Sonra sümkürür, tükürür. Bu kaba yapmadığı pislik kalmaz. O işini bitirince cariye kabı onun yanındaki adamın önüne götürür. O da bir öncekinin yaptığı şeyleri yapar. Cariye bu şekilde kabı evde bulunanların hepsinin önünde dolaştırır. Her biri bu su ile yüzünü, başını yıkar, içine sümkürür ve tükürür.

İçlerinden biri hastalanınca uzakça bir yere onun için bir çadır kurarlar. Onu çadıra korlar, yanına bir miktar ekmek ile su verirler. Ona yaklaşmazlar. Hastalığı devam ettiği günler onunla ilgilenmezler. Bilhassa köle ve fakirse böyle muamele ederler. İyileşir, ayağa kalkarsa arkadaşlarının yanına döner. Ölürse onu yakarlar. Eğer ölen hasta köleyse onu olduğu gibi bırakırlar. Köpekler, yırtıcı hayvanlar yer.

Bir hırsızı elegeçirirlerse onu kalın bir ağacın yanına getirirler,boynuna sağlam bir ip geçirip asarlar. İp kopuncaya, rüzgârlar, yağmurlar götürünceye kadar asılı kalır.

Ruslar şaraba (içkiye) çok düşkündürler. Gece-gündüz içerler. Çoğu defa içlerinden elinde kadeh ölenler olur. Aralarından bir reis ölürse ailesi onun cariyelerine ve kölelerine “İçinizden hanginiz onunla ölmek ister” diye sorarlar. Aralarından biri “Ben” der. Bunu söyleyince ölmesi kesinleşir, asla vazgeçemez. Vazgeçmek istese müsaade edilmez. Bunu isteyenlerin çoğu cariyelerdir.

Rus hükümdarlarının geleneklerinden biri sarayında askerlerinin en kahramanlarından, en güvenilirlerinden 400 kişi bulundurmaktır. Onlar onu müdafaa uğrunda canlarını feda ederler. Her birinin hizmetlerini gören, başını yıkayan, yiyecek, içeceklerini hazırlayan bir cariyesi, ayrıca çiftleştiği başka bir cariyesi bulunur. Bu 400 kişi hükümdarın tahtının yanında bulunurlar. Onun tahtı büyük, kıymetli mücevherlerle süslüdür. Tahtı üzerinde çiftleştiği 40 cariyesi vardır. Çoğu defa muhafızlarının huzurunda bu cariyelerden biriyle çiftleşir, tahtından bile inmez. Tuvalet ihtiyacını bir tasa yapar. Tahtından ayrılmak isterse atı tahta yanaştırılır atına öyle biner. Askerleri kumanda eden, düşmanla savaşan, halkın işlerine bakan bir naibi (vekili) vardır.

Kaynak: İbn Fadlan Seyahatname

Bir Cevap Yazın