Türk Dili II: Makale Nedir?

Makale, herhangi bir konuda bilgi vermek, bir düşünce ya da konuya açıklık getirmek, yeni bir görüş ve düşünceyi ileri sürmek, ele alınan konu üzerinde yapılan inceleme ve araştırma sonuçlarına göre kanıtlar sunarak bu yeni görüş ve düşünceleri desteklemek ve doğruluğunu kanıtlamak amacıyla kaleme alınan bilimsel ağırlıklı gazete ve dergi yazılarıdır (Birinci, 2009: 368). Bilimsel yanı ağır basan ve bilimsel çalışmaların raporlaştırılmasını içeren bilimsel makaleler, çeşitli uzmanlık dallarının sorunlarıyla ilgili olup genellikle ayrıntılı bir araştırmaya dayanır. Bu tür makaleler gazetelerde yayımlanan güncel konulu makalelerden farklıdır.

Açıklamaya ve bilgi vermeye dayalı anlatım türlerinden biri olan makalenin konu sınırlaması yoktur. Toplumun genelini ya da bir bölümünü ilgilendiren bilimsel ve sanatsal her konuda yazılabilir. Yazar dilediği konuyu seçer. Bir düşünce yazısı olan makale, genellikle canlılığını anlatımın yalınlığından, yoğunluğundan alır. Düşünceyi gölgeleyen anlatım oyunları, diğer bir deyişle sanatsal bir anlatım kaygısı taşımaz. Sözcüklerin mecaz anlamlarından çok gerçek anlamları tercih edilir. Makalede önemli olan, düşüncelerin birbirini bütünleyen ve örüntüleyen bir düzen içinde verilmesidir (Özdemir, 2002:139). Makale yazarı hangi konuda yazarsa yazsın okurlarının düzeyine uygun yazmalıdır. Makalesini okunabilir ve inandırıcı kılmanın yollarını düşünmelidir. Bu amaçla makalesinde öne sürdüğü görüş ve düşüncesini kanıtlamak için karşılaştırmalardan, sayısal verilerden, farklı örneklerden, alıntılardan yararlanabilir.

Makale giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir plan içinde yazılır. Bu bölümler arasında kesin bir çizgi olmamakla beraber bölümler arasında geçişlerin birbiri ile ilgili ve aşamalı olması beklenir. Yazının girişinde, öne sürülen düşünce açık ve okurun ilgisini çekecek biçimde ortaya konmalıdır. Dili anlaşılır nitelikte, ele aldığı görüş ya da düşünce güçlü ve ilgi çekici olmalıdır. Gelişme bölümü makalede ele alınan görüş ya da düşüncenin açıklandığı, ayrıntılı olarak ele alındığı bölümdür. Bu bölümde yazar, düşünceyi geliştirme yollarından, konunun niteliğine uygun örneklerden, karşılaştırmalardan, alıntılardan yararlanarak makaleye nesnellik kazandırabilir. Sonuç bölümünde de gelişme bölümünde yapılan ayrıntılı açıklamaların ışığında bir yargıya varılır. Makale türünde yazarken şu noktalara dikkat edilmelidir:

• Makalede ele alınan konu bilimsel bir tarzda işlenmelidir.

• Yazar savunduğu düşünceyi açık olarak yazmalı, dolaylı anlatımlara ve söz oyunlarına yer vermemelidir.
• Yazar savunduğu düşünceyi kanıtlayıcı belgelerden, örneklerden yararlanmalıdır.
• Makalede yazar, konuya tarafsız bir gözle yaklaşmalı, öznel görüşlerden sakınılmalı ve nesnellik ön planda olmalıdır.
• Makalede üçüncü tekil anlatım kullanılmalıdır.
• Makalede düşünceler planlı olarak sunulmalı ve sonuç bölümünde bir yargıya varılmalıdır.

Makale, gazetecilikle doğmuş, gazetecilikle birlikte gelişmiş bir yazı türüdür. Makale türü, ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’de Şinasi’nin yazmaya başladığı makalelerle Türk basınına girmiştir. Edebiyatımızda makale yazmayı uğraş edinen yazarlar arasında Şinasi’den başka yazarlar da bulunmaktadır: Ziya Paşa, Namık Kemal, Ali Suavi, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, Yakup Kadri, Refik Halid Karay, Falih Rıfkı Atay, Nadir Nadi, Erol Güngör, Zekeriya Sertel, Şükrü Kaya, Vedat Nedim, Hıfsı Topuz, Doğan Hızlan, Emre Kongar, Füsun Akatlı, Berna Moran, Cevat Çapan, Hüseyin Hatemi, Nevzat Yalçıntaş gazete makaleleriyle dikkat çeken isimler arasında sayılabilir. Aşağıdaki örnekte bilimsel bir dergide yayımlanan belgesel tiyatro ile ilgili bir makaleden kısa bir bölüm yer almaktadır.

Günümüzde Belgesel Tiyatro Anlayışının Önemi

Hülya Nutku

(…) Belgesel oyunlar tarihsel malzemeye dayanan oyunlardır ve tarihe dönüp malzemelerini oradan alır. Bernard Shaw parodik bir yaklaşımla “Tarihten hiçbir şey öğrenemeyeceğimizi yine tarihten öğreniriz” der. Çağımızın önemli yazar ve yönetmenlerinden Heiner Müller için tarih, “insanlara yapılan haksızlığın içinde oluşur. Başka türlü tarih asla gerçekleşmez. “Tüm bu yaklaşımlara karşın insanın acısını alan yine de insandır diyebiliriz ve tiyatro sanatının amacı karşıtlıkları ele almada ve tarihi yorumlamada çevrenin insanı, insanın da çevrenin değiştireni olması gerçeğidir. Belgesel oyunlarda düşünsel boyut genişlemesine işlenirken, psikolojik boyut derinlemesine irdelenir. Yaratılan estetik uzaklık yoluyla da seyirci eylemi nesnel bir yolla değerlendirme şansı bulur. Tarihin güncelleştirilmesi sonucunda sağlıklı bir şimdi kavramına ulaşılır. Croce “Her tarihi yargının altındaki pratik gerçekler bütün tarihe ‘çağdaş tarih’ karakteri verir”, der. Geçmişi ele alma bugün adınadır ve böylece dram sanatı tarihten daha felsefi bir görünüm arz eder

Tarihsel oyunlar tiyatroda bir döneme tanıklık etmemizi sağlarken belgesel oyunlar yalnızca tanıklıkla yetinmez, olaylara ilişkin verilere dayanarak kanıtlamaya çabalar. Tarihsel oyunlar için en uygun tanımlamayı Herbert Lindenberger, Historical Drama (Tarihsel Dram) adlı yapıtında yapmıştır. “Tarihsel Dramda, dram sözcüğü tarihin gerçekliğini soruştururken, tarih sözcüğü de dramın düşselliğini sınırlar.” Belgesel tiyatro için bu tanıma şunu ekleyebiliriz: Belgesel tiyatro dram yoluyla gerçekleri sorgular, kanıtlamaya çalışır ve izleyenler tarafından yargıya ulaşılmasını ister.

Belgesel tiyatro oyunları ister yarı belgesel ister tümüyle belgelere dayansın kimi zaman yanılsamaya başvurur kimi zaman da yabancılaştırma etmenlerinden yararlanır. Ama sonuçta belgesel oyunlar kurmacadan çok gerçekliğe önem verir. Yazar, Peter Weiss “Belgesel tiyatro buluş ve kurmacadan uzaktır”, dese de birer sanat yapıtı olma özelliği taşır ama temel ereği politik özünde yatar. Bu da onun tarihsel gerçeğe yakın durma isteğinden kaynaklanır. Bu isteğin yansıması sonucunda, iki dünya savaşı geçirmiş insanlığın politik tiyatroya yönelmesiyle, ülkelerin siyasi kültürünü zenginleştiren bir artış gözlenmiştir. (…)

Kaynak: Hülya Nutku (2009). “Günümüzde Belgesel Tiyatro Anlayışının Önemi”,

Tiyatro Araştırmaları Dergisi, (27) 1, s. 181-188.

Bir Cevap Yazın