Osmanlı’da El Sanatları

Ahşap İşlemeciliği: Anadolu’da ahşap işlemeciliğinin temeli Selçuklular’a dayanmaktadır. Selçuklular döneminde ahşap işlemeciliği daha çok mimari alanda kendisini göstermiştir. Osmanlı döneminde ise ahşap işlemeciliği, mimarinin yanı sıra gündelik hayatta da kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin denizlerde gelişmesiyle birlikte ahşap işlemeciliği de gelişmeye başlamıştır. Gemi inşaasının sürdürüldüğü Tersane-i Amire’de, tersane halkı olarak anılan marangoz, kalafatçı, kumbaracı, oymacı ve burgucu gibi ustalar görev yapmıştır.

Taş İşlemeciliği: Taş işlemeciliğinin en güzel örnekleri Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminde görülmektedir. Osmanlı Devleti döneminde taş işçiliği oldukça ileri bir düzeydedir. Cami, medrese kapılarında, sütun başlıkları, minare şerefeleri, mihrap ve minberler, çeşme, sebil, şadırvan gibi yapılar taş işçiliği ile imal edilmişlerdir. Bu mimari eserlerin üzerinde geometrik örüntüler, bitki motifleri, kabartmalı hayvan figürlerine yer verilmiştir. Cami, türbe, kale gibi mimari eserlerin dışa bakan duvarlarında örgüler yer almaktadır.

Dokumacılık: Osmanlı Devleti’nde dokumacılık ekonomik faaliyetlerin önde gelen kollarından biridir. Osmanlı şehirleri kendilerine göre değişik dokumalarıyla ün yapmıştır. Osmanlı Devleti’nde dokumalar yoğun olarak pamuklu-keten, yünlü ve ipekli olmak üzere üç hammadde kullanılarak dokunmuştur. Osmanlı kaynaklarında bogası, kirpas, alaca, bez, mendil, dimi, yemeni, tülbent, basma, çit, yazma gibi pamuklu dokumalar arasında geçmektedir. Osmanlı döneminde pamuklu dokuma merkezi olarak Denizli ön plana çıkarken, ipek ve ipek dokumacılığı konusunda Bursa ilk sırayı almıştır. Bursa, tarihi boyunca Osmanlı Devleti’nin dokuma merkezi olarak faaliyetini sürdürmüştür. Ankara’da sof adı verilen yünlü kumaşlar dokunmuştur. Uşak, Konya, Gördes, Kütahya gibi yerlerde halı ve kilim dokumacılığı ön plana çıkmıştır.

Çinicilik: Türk sanatının en başarılı süsleme sanatlarından biridir. Dış süslemeye renk katmak amacıyla serpiştirilen sırlı tuğlalarla başlayan bezeme türü Anadolu’da zamanla iç bezeme ağırlıklı bir sanata dönüşmüştür. Bu süsleme sanatına Osmanlı mimarisinin erken dönemlerinden itibaren rastlanmaktadır. İznik’te 1335 tarihli Orhan İmareti’nde yapılan kazılarda tek renkli çini levha parçaları bulunmuştur. Bursa’da Yeşil Cami, Yeşil Türbe ve Medrese, Muradiye Camii ve Medresesi çiniciliğin yaygın olarak kullanıldığı mimari mekânlar arasındadır.

Osmanlı çiniciciliğinde renkli sır tekniği kullanılmıştır. Bu teknikte renkler kullanılan sırlarla sağlanmıştır. Renkleri ayıran çizgiler, fırınlama sırasında kabararak renklerin birbirine akmasını önleyen bir malzeme ile çizilmiştir.

Hat Sanatı: Osmanlı Devleti’nde güzel yazı yazma sanatı anlamına gelmektedir. Bu sanat ile uğraşanlara hattat adı verilir. Hattatlık, Osmanlı Devleti’nde aynı zamanda bir meslek hâline gelmiştir.

Bir Cevap Yazın