Zenginler hayatını hoyratça yaşamaya devam ediyor. Her türlü zevki kendilerini hak görüyorlar. Garibanlar ise aldığı asgari ücretle elektrik, kira, gıda ve temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını düşünür. Zenginler ise uyuşturucu partilerinden çılgınca eğlenir. Tangalı Spiker Ela Cebeci’nin ünlülerle ve siyasetçilerle yaptığı konuşmaların hepsi deşifre oldu. Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanı Saadetin Saran ve Ela Cebeci uyuşturucu kullanıp cinsel ilişkiye girdikleri söyleniyor. Telefon mesajlaşmalarında Sadettin Saran’ın Ela’dan Uyuşturucu istediği ortaya çıktı!

PARANIN GÜCÜ, ADALETİN SUSKUNLUĞU: ZENGİNLER YAŞAR, FAKİRLER ÇÜRÜR
Bir ülkede adalet terazisi varsa, bu terazinin kefeleri parayla oynanıyorsa ortada artık hukuk değil, vitrin adaleti vardır. İstanbul’da yürütülen uyuşturucu soruşturması bir kez daha gösterdi ki; isim büyükse dosya konuşur, isim küçükse kelepçe konuşur.
Spiker Ela Rümeysa Cebeci’nin tutuklanmasıyla başlayan süreçte ortaya çıkan iddia edilen yazışmalar, iş ve medya dünyasının “dokunulmaz” isimlerini bir anda gündemin ortasına fırlattı. Telefon ekranında görünen birkaç cümle, yıllardır herkesin fısıltıyla konuştuğu ama yüksek sesle söyleyemediği gerçeği yüzümüze çarptı: Zenginler için her şey bir mesaj kadar kolay.
“Sende esrar var mı?” — Bu Cümleyi Kim Kurarsa Kursun…
İddiaya göre bir mesaj atılıyor: “Sende esrar var mı?”
Karşılık ise alaycı: “Ben Escobar mıyım?”
Bu ülkede sokakta aynı cümleyi kuran bir genç, geceyi karakolda geçirir.
Ama konu servet, şöhret ve network olunca cümle “espri”, olay “yanlış anlaşılma”, dosya ise “inceleme” oluyor.
Asos’taki Çiftlik, Gecekondudaki Genç
Bir yanda Asos’ta çiftlik, öbür yanda kenar mahallede hayatta kalma savaşı.
Bir yanda jandarmanın “geniş çaplı arama” dediği şey, öbür yanda sabaha kadar süren gözaltılar.
Fakir bir çocuk cebinde bir gramla yakalansa hayatı kararır.
Zengin bir isim iddia edilen yazışmalarla gündeme gelince, herkes cümleleri tartar, kelimeleri yumuşatır.
Çünkü bu ülkede bazen suçun ağırlığına değil, soyadının ağırlığına bakılır.
Tanıklar Konuşur, Dosyalar Şişer, Sonuç Beklenir
Tanık ifadeleri, dijital materyaller, laboratuvar incelemeleri…
Hepsi var. Ama kamuoyunun aklındaki tek soru şu:
Bu dosya da mı “yükseklerde” kaybolacak?
Çünkü halk artık şunu görüyor:
Zenginler istediklerini yapar,
ünlüler her ortamda bulunur,
mesajlar atılır, şakalar yapılır…
Ama fakirler aynı ülkede, aynı yasalarla sürünür.
Masumiyet Karinesi Var, Ama Hafıza da Var
Elbette herkes yargı önünde masumdur, karar mahkemelerindir.
Ama toplumun hafızası da vardır.
Ve bu hafıza şunu kaydediyor:
Adalet, paraya yaklaşınca yavaşlıyor.
Soruşturma genişleyebilir, dosya kabarabilir, yeni isimler çıkabilir.
Asıl mesele şu:
Bu ülkede bir gün, zenginle fakirin aynı cümle için aynı muameleyi görüp görmeyeceği.
Şimdilik cevap belli:
Paran varsa mesaj atarsın, paran yoksa kaderine.
Şöhret ve Servetin Arkasına Sığınan Kirli Düzen
Birilerinin “ünlü” olması veya lüks bir hayat sürmesi, onlara yasaları çiğneme veya toplumu zehirleme hakkı vermez. Ortaya çıkan o yazışmalar ve iddia edilen görüntüler, pırıltılı ekranların arkasında ne kadar büyük bir çürümenin olduğunu göstermektedir.
- İkiyüzlü Yaşamlar: Ekranlarda veya sosyal medyada “örnek figür” gibi görünüp, kapalı kapılar ardında uyuşturucu partileri düzenlemek tam bir ahlaki çöküştür. Fakir bir genç madde kullandığında “suçlu” ilan edilirken, zenginlerin ve ünlülerin bu bataklığı bir “yaşam tarzı” gibi pazarlaması, adaletin ve toplum vicdanının en büyük yarasıdır.
- Gençliği Zehirleyen Bataklık: Bu kişiler sadece kendi hayatlarını bitirmekle kalmıyor; ulaşabildikleri milyonlarca gence bu pisliği “eğlence” gibi göstererek büyük bir toplumsal suç işliyorlar. Yazışmalarda geçen ifadeler, bu işin sadece bir “hata” değil, organize bir vurdumduymazlık ve suç zinciri olduğunu kanıtlar niteliktedir.
- Hukuk İmtiyaz Tanımaz: Parası olanın veya çevresi geniş olanın bu tür pisliklerden sıyrılabildiği bir dünya kabul edilemez. Eğer o yazışmalar ve partiler gerçekse, bu kişilerin en ağır şekilde cezalandırılması, toplumdan dışlanması ve adaletin önünde diz çökmesi şarttır. Hiçbir “ün” bu zehrin üzerini örtemez.
Uyuşturucu ile kurulan her türlü ilişki, bir insanın karakterinin bittiği yerdir. Fakir yaptığında ne kadar ayıp ve suçsa, servet sahipleri yaptığında bin kat daha aşağılık bir durumdur; çünkü onlar imkanlarını topluma fayda sağlamak yerine, toplumun köklerini kurutmak için kullanmaktadırlar.
Sadettin Saran Kimdir?
Sadettin Saran, Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinden biri olmasının yanı sıra spor yöneticiliği ve sosyal sorumluluk projeleriyle tanınan bir iş insanıdır. 1964 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan Saran, hem Türk hem de Amerikan vatandaşıdır.
Eğitim ve Spor Hayatı
Sadettin Saran’ın kariyerindeki en belirgin özelliklerinden biri sporcu geçmişidir. Eğitim hayatını şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Yükseköğrenim: Kentucky Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği eğitimi almıştır.
- Yüzme Kariyeri: Üniversite yıllarında okulun yüzme takımında kaptanlık yapmış ve birçok başarı elde etmiştir. Ayrıca Türkiye Milli Yüzme Takımı’nın kaptanlığını yapmış, kırdığı rekorlarla Türk spor tarihine geçmiştir.
İş Dünyası ve Saran Holding
Saran, iş hayatına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda çalışarak başlamış, ardından dünya devlerinden biri olan Lockheed Martin’in Türkiye temsilciliğini yapmıştır. 1990’lı yılların başında temellerini attığı Saran Holding ile medya, yayıncılık, enerji ve savunma sanayii gibi alanlarda dev bir yapı kurmuştur.
- Medya Hakları: Türkiye’de spor yayıncılığı denilince akla gelen ilk isimdir. Dünyadaki birçok önemli spor organizasyonunun (Premier Lig, NBA, Formula 1 vb.) Türkiye yayın haklarını elinde bulundurmuş ve S Sport kanalını kurmuştur.
- Yayıncılık: Radyo Spor, Radyo Trafik gibi radyoları bünyesinde barındırmaktadır.
Fenerbahçe ve Spor Yöneticiliği
Sadettin Saran’ın kamuoyunda en çok konuşulduğu alanlardan biri Fenerbahçe Spor Kulübü ile olan bağıdır.
- Yönetim Kurulu Üyeliği: Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe yönetiminde görev almış ve futbol şube sorumluluğu yapmıştır.
- Başkanlık İddiası: Her kongre döneminde adı başkan adayları arasında güçlü bir şekilde geçmektedir. Kulüp üyeleri arasında ciddi bir destekçi kitlesine sahiptir.
Sosyal Sorumluluk
Saran, özellikle eğitim ve çocuklara yönelik projeleriyle tanınır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında kendi imkanlarıyla yaptırdığı onlarca spor salonu ve okul bulunmaktadır. Her yıl binlerce çocuğu sporla buluşturan etkinlikler düzenlemektedir.