Nurbanu Sultan ve Venedik’e karşı tutumu

III. Murad’ın 1574’te tahta çıkmasıyla birlikte valide sultan olan Nurbanu’nun, oğlu üzerindeki büyük nüfuzundan dolayı devlet işlerine ve hatta dış ilişkilere dahi müdahale edebildiğini biliyoruz. Valide sultanların devlet işlerine müdahale eğiliminin saray kadınlarının Topkapı Sarayı haremine intikal etmeleriyle birlikte iktidarın merkezine yaklaştıkları bu dönemle iyice belirginleştiği söylenebilir. Kadınların devlet işlerine karışmaması gerektiği düşüncesinde olan Veziriazam Sinan Paşanın 1582’de görevinden alınmasında valide sultanın baş rolü oynadığı görülmektedir. Aslen Venedik kökenli bir cariye olduğu iddia edilen ve işine geldiği için kendisinin de bu iddiayı benimsediği anlaşılan Nurbanu’nun, dış politikada Venedik Cumhuriyeti nin çıkarlarını kollayan bir siyaset izlediği anlaşılıyor.
Ancak Venedik Senatosu’nun kendilerine gösterdiği iyi niyet için Nurbanu Sultana 2.000 Venedik altınlık bir hediye gönderme kararı alması, bu yöndeki siyasetinin sadece mensubiyet iddiasıyla sınırlı olmadığını göstermektedir.
Valide sultanın, ölümünden kısa bir süre önce Kapudan-ı Derya Kılıç Ali Paşanın o sırada Venedik’e ait olan Girit’e karşı yapmayı düşündüğü seferi, bu savaşın Osmanlı Devleti için zararlı olacağı gerekçesiyle önlemesi de bu nedenledir.