Bastırılmış Duygularımızı Ortaya Çıkardı: Sigmund Freud Hakkında Önemli Bilgiler

Bastırılmış duygularımızı ortaya çıkardı; rüyaları sayesinde psikanaliz kuramının temellerini attı / SIGMUND SCHOLOMO FREUD (1856-1939) “Marx ve Freud Hıristiyanlığı yıkanlar arasında en önde gelen isimlerdir. İlki, sevgi yerine nefreti yerleştirmiş; ikincisi ise insani sorumluluk kavramının altını boşaltmıştır.” Malcolm Muggeridge (İngiliz Gazeteci) Bir oda hayal edin. Bir odadasınız, karşınızdaki kişi size sorular soruyor ve arkasından o klasik cümleyi ekliyor: “Çocukluğunuza inelim lütfen…” Bu, daha çok film karelerinde karşılaştığımız bir sahne. Psikiyatr, hastasının sorunlarına çözüm bulabilmek için onunla konuşmaktadır. İşte bu, ünlü tıp doktoru ve ruh bilimci Sigmund Freud’un hayatını adadığı ve temellerini attığı psikanalist kuramının bir parçasıdır. Freut; tıp alanındaki çalışmalarından dolayı, ‘ekstra ordinaryüs’ derecesini alan ve Yahudi olduğu için kitapları Berlin’de Naziler tarafından büyük bir meydanda yakılan isim. Tıbba, özelde ise psikolojiye pek çok kuramı kazandıran ünlü bilim adamı Sigmund Freud, hem yaşadığı dönemlerde hem de ölümünden sonra pek çok konuda çığır açıcı ve üstat olarak kabul edilirken, birçok bilim adamının başına geldiği gibi, eleştiri oklarından fazlasıyla nasibini almıştı. Freud, Avusturya İmparatorluğu’nun Pribor şehrinde (Bugün Çekoslovakya sınırları içinde kalır.) 6 Mayıs 1856’da doğdu. Yahudi bir yün tüccarının tek erkek çocuğu olan Freud, ‘okulda tıntın, sonradan alim’ bilim adamı prototipine karşın, lise yıllarında gayet parlak bir öğrenciydi. Öncelikle okumayı planladığı Hukuk Fakültesi’ne girdi, lakin, bir konferansta dinlediği ve Goethe’ye ithaf edilen ‘Doğaya dair’ (On Nature) isimli denemenin etkisiyle okulunu terk etti. 1873’te Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesine giren geleceğin bilim adamı, mezun olduktan sonra da üniversitede çalışmalarını sürdürdü. 1876’da Viyana Fizyoloji Enstitüsü’nde Ernst Brücke’nin yanında çalışmaya başladı. Bu enstitüde özellikle merkezi sinir sistemi üzerine araştırmalar yaparken, anatomi ve fizyoloji üzerine ilk yazılarını da yayımlamıştı. O dönemde öğretim görevlilerinin aldığı ücretler çok düşüktü. Hem bu yüzden hem de Yahudi olduğu için üniversitede kariyer yapmasının zor olacağını düşündüğünden, üniversiteden ayrılarak Viyana Hastanesi’nde çalışmaya başladı. 1883’te dönemin en büyük beyin anatomisi ve nöropatoloji9 uzmanı sayılan Theodor Meynert’in yönetimindeki psikiyatri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. Onun yaptığı çalışmalardan etkilenerek nöropatolog olmaya karar verdi. Kokain üzerine yaptığı araştırmalarda, bu maddenin ağrı kesici, uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı etkilerini izledi. Bu aşamadan sonra ise, tamamen psikolojiye yönelmesine sebep olan dünyaca ünlü nörolog Dr. Jean Martin Charcot ile tanışacak ve hayatının akışı değişecekti.

Bir Cevap Yazın