Laiklik Türkiye’de uzun yıllardır tartışma konusudur. Tanzimat döneminde beri üzerinde tartışılıyor. Aslında bu kadar tartışılması da saçmadır. Halkın çoğu da laikliğin ne olduğunu bilmiyor. Bu kişilerin içinde kendilerini ileri görüşlü olarak gören solcu veya kemalistler olduğu gibi, milliyetçi kesimler ve İslamcı kesimler de vardır. Kısacası büyük bölümü laikliği bilmiyor. Laiklik kısaca Devletin Dini işlere karışmaması ve insanları dini inançlarına göre yönetmemesidir. Kişiler laik olmaz, devlet laik olur. Laik devlet, dini referans almayan devlettir.
Laiklik ne değildir?
Sol veya komünist görüşü benimsemek laiklik değildir.
İçki içmek ve parti düzenlemek laiklik değildir.
Dindar insanlara yobaz demek laiklik değildir.
İnsanların ne giyeceğine karışmak, özellikle başındaki türbana vs. karışmak laiklik değildir.
Kadınların mini etek, erkeklerin smokin giymesi laiklik değildir. Laikliğin bir görünüşü yoktur.
Evlilik dışı ilişki laiklik değildir.
Kısaca bu tarz şeylerin laiklik ile alakası yoktur. Laik olan kişi değil devlettir. Sanıldığı gibi büyük devletlerin hepsi de laik değildir.
Örneğin; Almanya, İngiltere, Norveç gibi ülkeler laik değildir. Ancak bu ülkeler laik olmamasına rağmen vatandaşlarına eşit yaklaşır ve onlara karşı dini bir ayrımcılık içine girmez. Türkiye ise sözde laik bir ülke olmasına rağmen Diyanet Kurumu vardır ve Devlet millete dini konularda fetva verir. Yine aynı devlet (geçmiş dönemde) milletin kafasındaki örtüye de karışmıştır ve maalesef bunun neticesinde İslamcı kesim güç kazanmıştır. A Bunlar olmaması gereken şeylerdir.
Aslında Türkiye, Din Ve Devlet işleri meselesinde Fransa yerine İngiltere’yi örnek alsaydı belki de günümüzdeki İslamcı-Laik gibi kavgalar olmayacaktı.
Unutmayalım ki kendi için bir bütün ülkeleri diğer büyük ülkeler yutar. Türkiye yutulacak bir ülke değildir fakat böyle tartışmalar ülkeye ve ülke insanına zarar vermektedir.