Vergi Hukuku Kavramı

Vergi Hukuku Kavramı

Ülke ekonomileri, özel ve kamu kesimi olmak üzere, iki farklı kesimden oluşmaktadır. Özel kesimde, özel nitelikteki mallar, piyasa mekanizmasının belirlediği şartlar altında üretilmektedir. Kamu kesiminde ise kamu malı ve hizmetleri ile yarı-kamu malı ve hizmetlerinin üretimi, siyasî karar alma mekanizması içinde gerçekleşmektedir. Özel kesimde üretimin finansmanı ve dolayısıyla devamlılığı, kişilerin ve işletmelerin sahip oldukları ve ürettikleri mal ve hizmetleri bir fiyat karşılığında satmaları yoluyla sağlanmaktadır. Kamu kesiminde sunulan mal ve hizmetlerin, kural olarak, bir fiyatının bulunmaması kamu kesiminin finansmanı sorununu gündeme getirmektedir.

Kamu hizmetlerinin temel ve genel bir kaynak olan vergi gelirleri ile yerine getirilmesi, devletlerin uzun bir evriminin sonucudur. Devlet yetkisini kullananın özel mülk ve teşebbüs gelirleri ile savaşlar sonrası boyun eğdirilen devletlerden alınan haraçlar ve ülkelerarası mal hareketlerinden alınan gümrük gelirlerinin kamu hizmetlerinin karşılanmasında yetersiz kalması nedeniyle halkın da kamu hizmetlerinin karşılanmasına katkıda bulunmasına ihtiyaç duyulmuştur. Zamanla, devletin mülkiyet ilişkisine dayanmaksızın, kişilerin mali güç göstergesi sayılan gelir, servet ve/ya da harcamalarından alınan payın, yani vergilerin toplam kamu gelirleri içindeki oranının yükselmesi, giderek vergilerin devletin en temel ve genel gelir kaynağı olması sonucunu doğurmuştur. Bu bağlamda vergi, devletin ve/ya da devletten vergilendirme yetkisi alan diğer kamu idarelerinin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla, kanuna dayanarak ve usulüne uygun olarak, gerçek ve tüzel kişilerden, hukuki cebir altında, karşılıksız olarak ve geri vermemek üzere aldıkları iktisadî değerler/paralardır.

Kamu gelirlerinin elde edilmesi ve bunların harcanması biçiminde ortaya çıkan mali olaylar çok değişik açılardan irdelenmektedir. Nitekim bu olaylar iktisadi, siyasi ve hukuki yönleri itibariyle inceleme konusu yapılmaktadır. Ancak, yapılan bu incelemelerin birbirinden tamamen bağımsızolması mümkün değildir. İşte, bu olayları ve bunlardan kaynaklanan sorunları inceleyen kamu maliyesinin hukuki yönü, mali hukuku ilgilendirmektedir. Malî hukuk, mali yükümleri, kamu gelirlerinin toplanmasını, kamu harcamalarının yapılmasını, bütçeyi, kamu mallarını ve kamu borçlarını ilgilendiren kuralları ve bunlardan kaynaklanan anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları inceleyen bir hukuk dalıdır. Bu bağlamda, kamu gelirleri hukuku, kamu harcamaları hukuku, bütçe hukuku, kamu malları hukuku, kamu icra hukuku ve kamu borçları hukuku mali hukukun alt dallarını oluşturmaktadır. Kamu gelirlerinin elde edilmesinin ve harcamaların yapılmasının belirli kurallara bağlanması gerekmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, kamu maliyesini bir bütün hâlinde düzenleyen ve kamu hukukunun bir dalı olan mali hukukun birbirinden farklı iki alt dalı niteliğiyle gelir hukuku ile gider hukuku ortaya çıkmaktadır. Gelir hukuku, vergiler ile devletin egemenliğine, üstün gücüne dayanarak topladığı diğer kamu gelirlerinin (harç, resim, harcamalara katılma payı, fon gelirleri ve benzeri mali yükümler) talep ve tahsil edilmesine ilişkin kuralları düzenlemektedir. Gider hukuku ise mali hukukun, kamu harcamalarının gerçekleştirilmesinde uyulması gereken usul ve kuralları düzenleyen alt dalını ifade etmektedir. Vergi hukuku, vergilendirmenin hukuki yönü ve düzeniyle ilgilenmektedir. Bu çerçevede vergilere ilişkin hukuk kuralları, bunların sistematik olarak değerlendirilmesi, yorumlanması, uygulanması ve bunlardan kaynaklanan anlaşmazlıkların/ uyuşmazlıkların çözümlenmesi vergi hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Vergi hukuku için verilen tanımlar, genellikle vergi kavramından hareketle, verginin özellikleri esas alınarak yapılmaktadır. Vergi hukukunu “vergi ödevine, vergi borcunun doğması ve sona ermesine, vergi ödevine aykırı davranışlara uygulanacak müeyyidelere/yaptırımlara, vergi ödevinin yerine getirilme(me)sinden kaynaklanan anlaşmazlıkların/uyuşmazlıkların çözümüne ve mükellef haklarına ilişkin maddi ve/ya da şeklî hukuk kuralları aracılığıyla ulaşılması istenen hak ve adalet duygusu/ olgusu/algısı” olarak tanımlamak mümkündür. Bu tanım soyut ve genel içeriğiyle, vergi hukuku ilişkisinin çeşitli yönlerini ve aşamalarını olduğu kadar vergi hukukunun belli bölümlenmelerini de kapsamaktadır.

Bir Cevap Yazın