Hijyenin Önemi

Ruh ve beden yönünden sağlıklı bireyler, sağlıklı toplumu oluşturur. Gelişmişlik düzeyinin belirleyicisi olan yaşanabilir ve konforlu hayat standartlarının oluşturulması bireysel olarak başlayan ve toplum olarak da devam ettirilmesi gereken çabalarla mümkün olur. Bunların başında hiç şüphesiz hijyenik yaşam koşullarının oluşturulması bir toplumda dikkat edilen ilk gelişmişlik belirleyicisi olarak göze çarpar. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre dünyada gelişmekte olan ülkelerde görülen başlıca bulaşıcı hastalıkların %80’inin hijyenik koşulların yetersizliğinden kaynaklandığı bildirilmektedir. Enfeksiyonlardan korunmak, hastalıkları azaltmak, olumsuz sağlık koşullarını ortadan kaldırmak hijyenik yaşam şartlarının sağlanması ile mümkündür. Bireysel olarak; el ve yüz yıkama, boyun, ayak, kulak, burun temizliği, ağız ve diş temizliği, saçların bakımı ve tuvalet alışkanlığının tekniğine uygun ve temizliği tam olarak sağlayacak şekilde yaşam içinde uygulanması, hijyenik koşulların oluşmasında ilk basamağı teşkil etmektedir. Bu uygulamalar ile ilgili olarak bir evdeki aile fertlerinin, okul çağındaki çocukların ve iş yerlerinde çalışan personelin bu konularda bilinçlendirilmesi ve günlük yaşamda alışkanlıkların kazandırılması, yapılacak en önemli faaliyetlerin başında gelmektedir. Hijyen eğitiminin çocukluk çağı itibariyle verilmesinin gerekliliği üzerine Türkiye 1995 yılında “Avrupa’da Sağlığı Geliştiren Okullar Ağı Projesi” (ASGOP) kapsamına dâhil olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile 1996 yılında kabul edilen “Okul Sağlığı Hizmetleri İşbirliği Protokolü” kapsamında yapılacak faaliyetler belirlenmiş ve 2006 yılında “Beyaz Bayrak İşbirliği Protokolü” imzalanmıştır. Bu protokol 2015 yılında da 4 yıl geçerli olmak üzere yeniden imzalanmıştır. Buna göre “Geleceğimizi emanet edeceğimiz bugünkü çocuklarımızın beden ve ruh sağlığını korumak, geliştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek, temizlik ve hijyen konusunda yeterli eğitim almış sağlıklı nesiller yetiştirmek, öğrencilerimizin hijyenik bir ortamda eğitim-öğretimini sürdürmek amacıyla” “Beyaz Bayrak Projesine” başlanmış ve çalışmalara hâlen devam edilmektedir. Ayrıca iş yerlerinde çalışan personelin de hijyen eğitiminin yapılması 2013 yılında yayımlanan “Hijyen Eğitimi Yönetmeliği” kapsamında zorunlu hâle getirilmiştir.

Hijyen, gelişen teknoloji ve ekolojik koşullar ile birlikte devamlı değişim hâlindedir. Hijyenik koşulların sağlanması için kalıplaşmış hijyenik kuralların olduğunu düşünmek ve her zaman diliminde bunu uygulamaya çalışmak yanlıştır. Öyle ki üretim tesisleri, endüstriyel işletmeler ve gıda işletmeleri gibi bir çok alanda hizmet veren kuruluşlar kendi kalitelerini artırmak ve hijyenik kuralları sağlayabilmek adına uygun sağlık koşullarının oluşturulduğunu belgeleyebilmek için kalite güvence ve güvenlik sistemleri adı altında geliştirilen programlara başvurular yaparak bu belgeleri almaktadırlar. Bunların haricinde iş hijyeninin, gıda güvenliğinin ve hijyeninin sağlanmasına ilişkin her türlü riskin ortadan kaldırılması amacıyla mevzuat ve sistemler geliştirilmekte; üretim, konaklama, eğitim gibi hizmet veren bütün kurumlar belirlenen kurallar dâhilinde denetlenmektedir. İlgili mevzuatlara ilerleyen ünitelerde konularına göre değinilecektir.

Bir Cevap Yazın