
Okumanın temel niteliklerini sıralayabilmek
Okuma anlam kurma sürecidir. Okuyucu ön bilgilerini kullanarak onu çözmeye çalışır. Anlam kurma sürecinde karşılaştırma, analiz ve sentez yaparak farklı düşüncelere ulaşma söz konusu olduğundan okuyucu metindeki anlamı değiştirirken kendisi de değişmektedir. Okuma akıcı olmalıdır. Akıcı okuma; noktalama işaretleri, vurgu ve tonlamalara dikkat edilen, geriye dönüş ve kelime tekrarına yer verilmeyen, heceleme ve gereksiz duruşlar yapılmayan, anlam ünitelerine dikkat edilerek, konuşurcasına yapılan okumaya denir. Okuyucuların kelime tanıma ve ayırt etme işini doğru ve çabuk yapmaları zamandan tasarruf sağlamakta ve metni daha kolay çözmelerine katkıda bulunmaktadır. Okuma stratejik olmalıdır. Stratejik okuma; okuyucunun konuyla ilgili ön bilgilerini harekete geçirmesi, okuma türüne en uygun amaç ve yöntemi kullanarak okuma eylemini gerçekleştirmesi, zaman ve enerjiden tasarruf sağlamasıdır. Çocuk okumaya güdülenmelidir. Okuma eyleminde güdülenmenin önemli bir yeri vardır. Güdülenme bireysel farklılıklar gözetilerek çok çeşitli yollardan yapılabilir. Okuma yaşam boyu devam etmelidir. Okuma yaşam boyu devam eden bir etkinliktir. Günlük yaşamın bir bölümü düzenli olarak okuma etkinliğine ayrılmalıdır. Bunun bir alışkanlık haline getirilmesiyle ancak etkin ve iyi okur olmanın temelleri atılabilir.
Okuduğunu anlama kavramını değerlendirebilmek
Okumanın temel amacının anlamayı sağlamak olduğu söylenebilir. Anlama ile sonuçlanmayan bir okuma etkinliğinin amacına ulaştığı söylenemez. Anlama, yazılı ve basılı işaretlerin temsil ettiği anlamın kavranmasıyla mümkündür. Bu da beraberinde bir dizi zihinsel işlemi gerektirmektedir. Okumada anlam kelimelerde saklıdır. İyi bir okuma, iletilmek istenen mesajın doğru anlaşılmasıyla gerçekleştirilebilir. Kelimeleri seslendirmek okuma değildir. Anlama, metinde iletilmek isteneni doğru olarak algılamak ve yorumlamaktır. Anlama gerçekleşmişse okuma etkinliğinin başarıya ulaştığı söylenebilir. Dolayısıyla okuma, temel niteliği ile bir anlama surecidir.
Okuma alışkanlığı kavramını irdeleyebilmek
İyi konuşmak ve yazmak için önce iyi bir okur olmak gerekmektedir. Çünkü okuma alışkanlığı diğer dil becerilerindeki başarıyı etkileyecek şekilde insanların görüş ve düşünce ufuklarını genişletmektedir. Anlayarak okumak, insanın hayatı boyunca vazgeçemeyeceği bir çalışma şeklini oluşturur. Okul çağıyla başlayan ve yaşam boyu devam eden okuma etkinliği öğrenmenin temel aracıdır. insan gelişimindeki önemi yadsınamaz. Düşünen ve konuşan, paylaşan toplum olmanın yolu, okuma-anlamadan; kitap okumaktan geçmektedir.
Okuduğunu anlama stratejilerini sıralayabilmek
Strateji genel olarak bir şeyi elde etmek için izlenen yol, amaca ulaşmak için geliştirilen planın uygulanmasıdır. Okuduğunu anlama stratejileri; okuyanların bir işlemi nasıl kavradıklarına, okuduklarından nasıl anlam çıkardıklarına ve okuduklarını anlamadıklarında ne yaptıklarına işaret ederler. Bu stratejiler okuduğunu anlamayı geliştirmek, kolay kavramayı gerçekleştirmek için kullanılır. Genel olarak okuduğunu anlama stratejileri; okuma öncesi kullanılan stratejiler (güdüleme, beyin fırtınası, öngörüde bulunma vb.), okuma sırasında kullanılan stratejiler ( yordama, not alma, gözünde canlandırma vb) ve okuma sonrasında kullanılan stratejiler (özet yapma, soruları cevaplama, resim çizme vb.) olarak gruplandırılmaktadır.
Eleştirel okuma kavramını açıklayabilmek
Eleştirel okuma; okunan herhangi bir metin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları üzerinde kafa yorma ve konuyu yorumlama olarak ifade edilebilir. Burada okuma eylemi yalnızca anlamış olmakla sınırlı değil; aynı zamanda okurun metni okurken düşünmesi, konuyu yorumlaması ya da konuya eleştirel bir gözle bakmasını da içermektedir. Eleştirel okuma, okunan metinle ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapabilmek, metnin yazarıyla iletişime geçebilmektir. Metinde sunulan bilgiyi olduğu gibi kabul etmemektir. Kişinin bilgiyi kendi zihinsel süzgecinden geçirmesi, önceden edindiği bilgilerle ilişkilendirmesi, sorgulaması, kendi iradesiyle bir sonuca ulaşabilmesi, yorum yapabilmesidir. Ayrıca eleştirel düşünceye odaklı bir eylem, zihinsel bir süreçtir. Bu süreçte okurun önyargılardan uzak olması ve doğrudan metni anlamaya odaklanması gerekmektedir. Önyargı ile eleştirel okuma birbirine ters kavramlardır, birinin olduğu yerde diğerine yer yoktur.
Dinlemenin temel niteliklerini sıralayabilmek
Dinleme, konuşan ve dinleyen olmak üzere iki uçlu bir süreçtir. Konuşanın iletmek istediği bir mesajın dinleyiciye engele takılmadan ulaşması önemlidir. Dinleyici, doğru, pürüzsüz şekilde iletilen mesajı alır, zihinsel süreçten geçirdikten sonra anlamlandırır ve buna uygun bir tepki verir. Alınan mesajın zihinsel süreçte anlamlandırılması yoğun bir çabayı gerektirir. Mesajın doğru algılanması yoğun bir dikkati gerektirir. Dikkat, dinleme eyleminin temelidir. Dinleyicinin kelime dağarcığının zenginliği ve bilgi birikimi dinlemenin gerçekleşmesinde, anlam kurmayı kolaylaştırmada önemli etkenlerdir. Dinleyicinin konuşmacıdan gelen mesajı aldıktan ve zihinsel süreçten geçirip yapılandırdıktan sonra sözlü ya da jest ve mimiklerle geri bildirimde bulunması sürecin sağlıklı işleyip işlemediği hakkında önemli bilgiler içerir.
Dinleme sürecini etkileyen etkenleri değerlendirebilmek
Kaynak (Konuşmacı) Temelli Etkenler: Mesajda kullanılan sözcükler, terimler, yanlış anlaşılmaya yol açacak cümle kuruluşları, yanlış vurgu ve tonlamalar; konuşma bozuklukları; konuşmayı etkileyen fiziksel etkenler; konuşma hızı; ses tonu; jest ve mimikler; bilgi birikimi; konuyla ilgili hazırlığı ve konuyu sunuş şeklidir. Alıcı (Dinleyici) Temelli Etkenler: Alıcının zihinsel ve fizyolojik yetileri, dikkat ilgi, istek, kelime dağarcığı, bilgi birikimi, ön yargı, dinleme sürecinde uygun dinleme davranışları gösterme (dik oturma, konuşanla göz teması kurma, not tutma, soru sorma, dinlenenlere uygun geri bildirimlerde bulunma, vb.), dinleme hızıdır. Çevre- Ortam Temelli Etkenler: Isı, ses, ışık, fiziksel konfordur.
Dinleme türlerini sıralayabilmek
Aktif dinleme, pasif dinleme, not alarak dinleme, grup halinde dinleme, empatik dinleme, yaratıcı dinleme, amaçlı dinleme, sorgulayıcı dinleme, seçici dinleme, eleştirel dinleme.
Okuma-dinleme ilişkisini betimleyebilmek
Okuduğunu ve dinlediğini anlama birbirine çok benzeyen süreçlerdir. Okuma ve dinleme arasında yakın bir ilişki vardır. Bu ilişki benzerlikler ve farklılıklar çerçevesinden ele alınabilir. Her ikisi de anlama becerisinin temel bileşenidir. Başka bir deyişle bir tür “alıcı dil etkinliği” dir. Okuma ve dinlemenin her ikisi de zihnin anlama süreciyle ilgilidir. Okuduğunu anlama becerisi üst düzeyde olan bir kişinin, dinlediğini anlama becerisi de üst düzeyde olacaktır. Bu yüzden okuma becerisinin, dinleme becerisine doğrudan etkilediğini söylemek mümkündür. Zihnin ve beynin aktif olmasını gerektirir. Anlamanın gerçekleşmesi için ortak bir dile, dilsel birikime gereksinim vardır. Kaynakta (konuşmacı/ yazılı metin) kullanılan dilin niteliği (pürüzsüz, yalın, anlaşılır) anlamanın gerçekleşmesinde önemli hatta belirleyicidir. Ortamın özelliği, anlamın oluşumu sürecinde her iki bileşen için de çok önemlidir. Isı, ışık, ses gibi fiziksel etkenler anlam kurma sürecini etkileyen önemli değişkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Okuma/dinleme öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışlar her ikisi için de anlama sürecini etkilemektedir. Her ikisinde de anlamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, anlama sürecinin aksadığı yönler alınan geri bildirimler sayesinde anlaşılabilir. İlgi ve istekler de yine her iki bileşen açısından anlama sürecini etkileyen ortak birer etken olarak ifade edilebilir.