Demircilik Türklerin en eski mesleğidir. Türkler demire ayrı bir önem verir. Demir (Temir) adı da Türkler arasında sıkça kullanılan bir isimdir. Demirin Orta Asya’daki keşfi, demiri işleyen kişiye de yeni bir toplumsal mevki kazandırmış ve demirci, bu katmanların en üstünde kendine yer edinmiştir. Nitekim Moğollar demirciye “darhan” unvanını vermesi ve dokuz atası demirci olan kişiyi Şaman sayması, Şaman büyüklerine de “tarhan” demesi, Moğolların Gizli Tarihi’nde “darhan” sözünün, “memur, usta, demirci” anlamlarıyla kaydedilmesi ve bu sözün Uygurcada da “memur” anlamına gelmesi; yine darhanın, “serbest, vergiden kurtulan” anlamlarının yanında demircinin karısına da saygı göstermek için söylenmesi demirin ve demircinin ne kadar saygıdeğer olduğunu göstermektedir. Türkler her ne kadar çoğunlukla İslam’a geçse bile eski inancının kalıntılarını taşır. Hiç bir din tamamen bitemdi ve tüm dinler bütünüyle yeni değildir. Bir sonraki din, bir önceki dinin anılarını muhafaza eder, ama eksik ama fazla… Günümüzde yaptığımız pek çok ritüel eski Türk dini Tengricilik ile alakalıdır. Orjinal Türk dini Tengri İnancında, Erlik Han ölenleri sorguya çeker. Fakat ölen insanın yanında kılıç, makas ve bıçak gibi “Demirden” yapılmış bir alet olmalıdır. Çünkü Erlik Han sadece Demirden ve Demirci Şamanlardan çekinir .Türk geleneklerinde yeni doğum yapmış kadınların ve hamilelerin yanına ya da yastığının altına da demirden yapılmış bir alet konur ki, yer altına ait olan ruhlar onu rahatsız etmesin. Çünkü eski Türk inancında Al Karısı, Erlik Han gibi varlıklar ancak Demirden ve Demirci Şamanlardan çekinirler. İşte bu yüzden safkan Türkler ölülerin üzerine demirden bir alet koyar.
