Türk Kadınını Barış Ninnileri Söyleyenler Temsil Edemez!

Yine yola girdik, Suyumuz bitmişti. Bu bitiş bizi hayli yıprandırdı. Fakat şikâyet yoktu. En zayıfımız olan, daima yorulacak sandığımız Mehpare bile duraklarda kendisine verdiğimiz bir iki yudum ılık ve tozlu suya kanarak bir Türk askeri gibi yürüyordu. Saat birde Davut Bey çiftliğine vardık. Çiftlik haraptı. Arnavut olan sahipleri Maydos’a inmişler ve burasını ‐ tabiî – bir Arnavut olan bekçiye bırakmışlardı. İşte yine kanımızı donduran bir tesadüf… Balkan savaşında ordumuzu kancıkça arkadan vuran bir iğrenç unsura biz yurdun ıssız bucaklarında da rastlayacak mı idik?

Buradan Arıburnu’na kadar köye tesadüf etmeyeceğimiz için ekmek bulmak lâzımdı. Çiftlikte ise o gün için hazır ekmek yoktu. Arkadaşımız Musavver bu işi üzerine aldı. Kafile ilerde konaklayacağımız yeri bulmak için hareket etti. Ben Musavverle çiftlikte kaldım. Musavver becerikli elleriyle ekmek işini başarırken bugünkü Türk kadınını düşünüyordum: Bugünkü Türk kadını dünü tamamıyla silkip atmış değildir. Bugünün Türk kadını “dün yok, yarın var” diye haykıran cılız varlık da değildir. Türk kadını kalemini, kafasını kullanmayı bildiği gibi sırasında da sırtında cephane taşımayı, kahpe kurşun yaralarını onarmayı ve yiğit Türk çocukları yetiştirmeyi bilen yüksek bir yaratılıştır. Bugünün Türk kadınını “beşikteki Türk çocuklarını sulh ninnileri söyleyerek büyüteceğiz” diyen Aliye Esat Hanım gibiler temsil edemez. Aliye Esat Hanım nihayet zavallı bir varlıktır, yoklukla müsavi bir varlık.. Çünkü biz artık insaniyet ve barış değil, milliyetçilik ve savaş istiyoruz. İnsaniyetperverlik köpekliktir. İnsaniyet milliyetçilikle asla uyuşamaz. İnsaniyetperverlik yüksek gurur ve haysiyet duygularına zıttır. İnsaniyetperverlik domuz Katolik papazının ve sinsi Protestan misyonerinin kendi alçakça maksatlarına âlet edindikleri bir tuzaktır. Hayır! Biz barışta da değiliz. Biz savaşçıyız. Barışçılığı ilân eden milletler sahihten mi barışçıdırlar? Onun için mi hâlâ boş adaları işgal ediyor ve harıl hani silâhlanıyorlar?

Hey gidi insaniyetperverlik hey!… Senin uğruna Hindistan inliyor. Senin uğruna Şimalî Afrika’da katliâm var… Senin için Amerika’da zenciler yakılıyor… Ve, hey!.. Senin için, kızıl cennete varmak için Türkistan’da, Azerbaycan’da, Kırımda, Ural civarında Türkler açlıktan kırdırılıyor değil mi? Hayır! Aliye Esat Hanımın ninnisi Türk çocuklarına hiç bir zaman söylenmeyecek… Çünkü “Kadınlar Birliği”ni kuran kadınlar Türk kadınlığım temsil edemezler. Onlar dedikodularında devam ededursunlar… Türk çocuğuna ancak savaşçılık telkin eden ninniler söylenebilir.

Nihal ATSIZ Çanakkale’ye Yürüyüş

Bir Cevap Yazın