Eşya Fetişizmi Ve Et

1998’de iki domuz Wiltshire’daki bir mezbahadan Avon Nehrini karşıdan karşıya yüzerek geçerek ve çevredeki kırlara koşarak kaçmıştı. Bir haftalık kaçışları esnasında, Tamworth İkilisi hareretli medya sirkinin bir odağı haline geldi; yakalandıklarında mezbahaya verildiler ve bir gazete domuzu sahiplerinden satın aldı ve onlara güvenli bir yuva buldular. Bu domuzlara karşı özel duygusallaşma ve diğer domuzların eşzamanlı olarak kitlesel tüketimi arasındaki çelişki sadece Marx’ın eşya fetişizmi teorisi referans alınarak açıklanabilir. Eşya fetişizmi, eşyaların gizli çalışmanın ürünü olarak kendi yaşamlarını kökenleriyle doldurduğu bir süreçtir. Bu, kökenleri süpermarket paketlemesi ve dilbilimsel geride bırakma (domuz değil domuz eti, inek değil sığır eti gibi) tarafından sistematik olarak reddedildiği hayvan ürünlerine ilişkin olarak bilhassa geliştirilmiştir. Bu sırasıyla, bu hayvan eşyaları çevresinde yarı-sihirli sembolik bir dizi anlamın dolaşımı için bir boşluk açmıştır. Et fabrika çiftliklerin ve mezbahanın ürünü olarak görülmemekte, erkekliğin simgesi (“gerçek erkek et yer”) veya ulusal bir totem olarak görülmektedir. Büftek, boğazın karşısında hiçbir şey ‘rosto eti kadar tamamen İngiliz’ değilken, Fransa’da ‘vatansever değerlerin göstergesidir: et onların savaş zamanlarında yükselmelerine yardımcı olur, Fransız askerlerinin cesetlerinin ta kendisidir’ (Barthes). Son zamanlarda bu fetişizm, sağlık korkularından kaynaklanan hayvan üretim süreci hakkında ifşa edilenler tarafından kırılmaktadır. Fransa’da, hayvan leşlerinden, lağım suyundan ve işlemden geçirilmemiş sudan gelen kan ve sakatat, kümes hayvanlarının ve domuzların beslenmesinde kullanıldığı ortaya çıkmıştır; Belçika’da kümes hayvanlarında dioksin kirlenmesi bulunmuştu. Britanya’da kirli etten E.Coli yiyecek zehirlenmesi, ek olarak ineklerin tavuklardan kalanlardan yapılan protein haplarıyla beslenmesine bağlı olarak ineklerde (ve bazı insanlarda) BSE salgını olmuştu. Sağlık etkisi et yiyenlere bağlanmaktadır. Mikrobiyolojik yiyecek güvenliği üzerine İngiliz hükümetinin istişari komitesi bile son zamanlarda tarım endüstrisinde antibiyotiklerin aşırı kullanımlarının ‘felaket getiren sonuçları’ konusunda uyarmıştı (Guardian, 19.8.99). Büyümeyi ve hastalığı önlemek için bütün hayvan sürüleri için rutin emirleri hızlandırmak için ilaçların kullanımı antibiyotiklere dirençli mikro-organizmaların geliştirilmesine öncülük etmektedir. Bunlar yanlız başına kapitalizmin et üretiminin problemi midir? Şüphesiz kara susamış olmak temel bir faktördür ve belirli uygulamalar düzeltilebilir ve gerçekten düzeltilmektedir. Fakat bugünkü ölçekteki gibi et üretimi yoğun tarım endüstrisi olmadan mümkün olmayacaktı. Hayvan kesimiyle, kanla ve cesedi yemeyle ilgili endüstriyel bir süreci daimi olarak sıhhi hale getirmenin ne kadar mümkün olabileceğini konusunda bir sınır vardır. Et yemek eğer insan ihtiyacını karşılıyorsa, bu ihtiyaç birçok insan kültürünün ve gittikçe artan orandaki bireylerin hissetmediği bir ihtiyaçtır. Bu kesinlikle buna bağımlı olan büyük yiyecek şirketlerinin bir ihtiyacıdır. Modern kapitalizmde, insanlar, hayvanlar ve çevre üzerindeki kendi etkisine bakmayarak pazarlama tarafından sürekli olarak desteklenmesi gereken, sigara içmek gibi bir ihtiyaçtır.

Kaynak: Yük Hayvanları

Bir Cevap Yazın