Veteriner Genetikte Moleküler Tekniklerin Kullanıldığı Diğer Alanlar

Veteriner Genetikte Moleküler Tekniklerin Kullanıldığı Diğer Alanlar

Teknolojinin günden güne gelişmesi ve buna parallel olarak da yeni moleküler tekniklerin geliştirilmesi birçok alanda olduğu gibi Veteriner Genetik alanında da yeni araştırma alanlarının oluşmasını sağlamıştır. Örneğin filogenetik çalışmalar, kalıtsal hastalıkların belirlenmesi ve populasyonlarda taranması ile ilgili çalışmalar ve adli olayların aydınlatıldığı çalışmalar bunların başlıcalarıdır. Filogenetik teriminin sözlük anlamı, bir türün ya da yüksek taksonomik grupların soy gelişimi ve evrim geçmişidir. Bir grubun evrimsel tarihi, onun filogenisi olarak adlandırılmaktadır. Türler arasındaki ilişkiler, ırkların tarihi ve genetik çeşitlilik çalışmaları ise filogenetik çalışmalardır ve populasyonlar arasındaki fenotipik ve genetik farklılıkların belirlenmesini amaçlarlar. Kalıtsal hastalıklar sonraki nesillere kalıtım yoluyla geçen hastalıklardır. Kromozom ya da genlerdeki mutasyonlar nedeniyle meydana gelmektedirler. Eğer letal (öldürücü) etkiye sahip değillerse dölden döle aktarılmaktadırlar. Özellikle ekonomik değeri olan hayvanlarda her iki durumda da belirlenerek, ilgili mutasyonun eradike edilmesi gerekmektedir. Sığırlarda 9. Bölümde anlatılan, BLAD, DUMPS, Sitrulinemi, Arap atlarında SCID önemli kalıtsal hastalıklar için iyi birer örnektirler. İlgili mutasyonların belirlenmesine yönelik RFLP gibi moleküler tekniklere dayanan testler geliştirilmiştir. Ayrıca kalıtsal hastalıkların mekanizmalarının ve altın Pronükleus da yatan gen bozukluğunun belirlenmesi, benzer hastalıkların insanlarda da olması nedeniyle, ayrı bir öneme de sahiptir. Son yıllarda hayvanlarla ilgili adli olaylarda da moleküler teknikler kullanılmaya başlamıştır. Örneğin bir kan damlasının hangi türe ait olduğu veya bir et ya da kıl örneğinin hangi bireye ait olduğu kolaylıkla belirlenebilmektedir. Bu testlerin temelinde yine polimorfizm yatmaktadır. Bir türün bireyleri o türe özgü sabit bir diziyi taşırken (örneğin mtDNA üzerinde 12S-rRNA bölgesi), aynı zamanda bireyler birbirinden oldukça farklı bazı dizilimlerine de sahiptirler. Dolayısıyla sabit dizi tür düzeyinde ayrımı sağlarken polimorfik olan diziler de birey düzeyinde ayrıma olanak sağmaktadırlar. Mikrosatellit ve SNP belirteçleri bu amaçla sık kullanılmaktadır ve bireyler %99,9 dışlama yüzdesi ile birbirinden ayrılabilmektedir.

Bir Cevap Yazın