IV. Romanos ( ya da yaygın Türkçe adıyla Romen Diyojen, 1068 ile 1071 arasında hüküm süren Bizans imparatoru. Anadolu’yu Türklere karşı savunmak için tahta çıkıp büyük bir ordu topladı, Türkleri yer yüzünden sileceğini, Orta Asya’ya kadar her yeri ele geçireceğini söylüyordu. Büyük savaşa çok az kalmıştı. Sultan Alparslan, töre gereği bir heyet hazırlayarak komutanlarından Sav Tigin’le birlikte Romen Diyojen’e elçi olarak gönderdi. Alparslan elçilerini Roma Ordusunun işine gelmeyecek bir barış teklifinde bulundu. Zira bu teklif esasında başlı başına bir barış amaçlamıyor, bir bakıma zaman kazanmak, iletişim kurmak ve düşmanın tavrını ölçmek amacı taşıyordu. Tahmin edildiği gibi Romen Diyojen, Selçuklu elçilerini hafife alıp onlara “Sulh müzakerelerini Rey’de yapacağım. Ordumu İsfahan’da kışlatıp Hemedan’da sulayacağım” demiştir.

Sonunda ise Roman Diyojen kibrine yenik düştü ve ordusu da Türk askerleri tarafından imha edildi. Kendisi esir alındı. Türkler Roman Diyojen’e iyi davrandı. Selçuklu karargahında 8 günlük kalması sırasında ona tek sert bir söz söylememiştir. Sonra imzalanan bir barış anlaşması ve miktar üzerinde pazarlıktan sonra anlaşmaya varılan bir salıverme tanzimatı ve yıllık vergi verme sözü alındıktan sonra IV. Romanos Konstantinopolis’e gitmek üzere serbest bırakılmıştır. Salıverme tanzimatının 1.500.000 Bizans altını ve yıllık verginin 360.000 Bizans altını olması üzerine anlaşma yapılmıştır.
Malazgirt Savaşında Bizans ordusunun ihtiyatlarının komutanı ve IV. Romanos’un rakiplerinden olan Andronikos Dukas zayiat vermeden savaş alanından ayrılmış ve ordusu ile hemen Konstantinopolis’e dönmüştür. IV. Romanos’a muhalif olanların başı olarak Sezar unvanı taşıyan İoannis Dukas ile birlikte yenilgiden menfaat temin etmek için bir plan uygulamaya başlamışlardır. İoannis Dukas ve yüksek saray memuru Mihail Psellos hemen taht naibi olan Eudokia’yı bir manastıra kapatmışlar; Eudokia’nın X. Konstantinos Dukas’dan olan oğlu ve İoannis Dukas’ın yeğeni olan VII. Mihail’i kıdemli imparator ilan etmişler ve VII. Mihail’i inandırıp IV. Romanos’un tahttan indirildiğinin ilanını sağlamışlardır. IV. Romanos ise geri dönmekte iken Anadolu’ya dağılmış ordunun kalanlarından derme çatma bir ordu düzenlemiş ve kendisini tahttan indirenlerin ordularına karşı iki savaş yapmıştır. Birincisi Sezar İoannis Dukas’ın en genç oğlu Konstantinos Dukas idaresinde ordulara karşı Dokeia’ta yapılmıştir. Bu savaşta yenilen IV. Romanos kaçıp Adana yakınlarında bir ufak kaleye sığınmıştır. Takip eden ordu daha kıdemli Andronikos Dukas emrine verilmiştir. Kuşatılan kaleden IV. Romanos bazı şartlarla Andronikos Dukas’a teslim olmuş ve esaret şartlarının ağır olmayacağı hakkında bir anlaşma imzalanmıştır. IV. Romanos özel giysiler ve saç kesimi ile hemen keşiş yapılmıştır. Anlaşmaya rağmen 600 kilometre kadar katır sırtında Adana’dan Cotiaecum (Kütahya)’ya kadar götürülmüştür. Oradan da Konstantinopolis’e getirilen IV. Romanos, 29 Haziran 1072’de gözlerine mil çekilip Proti adasında (Kınalıada)’da manastıra sürgüne gönderilmiştir. Kör edilme operasyonu o kadar acımasız ve acemice yapılmıştır ki IV. Romanos Diogenis sürgünde bulunduğu birkaç günden sonra yaraları ve sonradan ortaya çıkan enfeksiyon nedeniyle ölmüştür.