İslam Sanatı Nedir?

Sanatsız medeniyet, hatta sanatsız insanlık düşünülemez. Sanat, evrensel bir duygu ve ihtiyaçtır. İnsan, yaratılışından kaynaklanan sanat duygularına sahiptir. Nicelikleri ve nitelikleri farklı olmakla birlikte tarih boyunca bütün insan toplulukları sanat ile ilgilenmişler ve sanat eserleri vücuda getirmişlerdir. Müslümanlar da insanın fıtratı ile, beşeri arzu ve kabiliyetlerinin bir gereği olarak gördükleri sanata önem vermişler, sanat eserleri üretmişlerdir. İslâm dünyasında puta tapıcılığa yol açabileceği, tevhidi zedeleyeceği endişesi ile büyük ölçüde somut nitelik taşıyan tasvir, resim ve heykel sanatına sıcak bakılmamıştır. İslam medeniyetinde gelişen ve öne çıkan başlıca sanat dalları tezhib, hat, minyatür, ebru ve mimari olmuştur. Tezhib:Klasik İslam süsleme sanatlarından olan tezhib Arapçada altınlama anlamına gelmektedir. Tezhib altın tozu ve boya ile yapılan bir bezeme sanatıdır. Tezhib daha çok kitapları süslemede kullanılmıştır.

Hat: Hat yazı ve çizgi demektir. Hat sanatının ortaya çıkmasında sanat ihtiyacı ve dini anlayış rol oynamıştır. Müslümanların minyatür dışında tasvire karşı ilgi duymaması, resim zevkinin yazı sanatında tatbik edilmesini sağlamıştır (Görsel 2.12.). Kur’an ayetlerinin yazılması dini bir görev kabul edildiğinden hat sanatı sanatlar arasında üstün bir konuma yükseltilirken bu sanatla uğraşan hattatlarda diğer sanatçılardan üstün tutulmuşlardır.

Minyatür: Çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen addır. Minyatür sözcüğü, çok güzel kırmızı bir renk veren ve Latince adı “minium” olan kurşun oksitten türemiştir. Müslümanların tasvir zevki ve sanatı minyatürde ortaya çıkmıştır.

Ebru: Kâğıt üzerine, özel yöntemlerle yapılan geleneksel bir süsleme sanatıdır. Bu kelime bulut gibi anlamına gelen Farsça “ebri” sözcüğünden gelir. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte Doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu kesindir. Ebru ciltçilik ve hattatlıkta çok kullanılmıştır.

Mimari: Müslümanların başarılı oldukları sanatlardan biri de mimaridir. Mimari eserler aynı zamanda süsleme, tezhib, hat, minyatür gibi diğer sanat dallarının da icra edildiği ve geliştirildiği mekânlardır. İslam mimarisi hicretten hemen sonra kurulan Mescid-i Nebevi ile başlamış olup Emeviler Dönemi’nde hız kazanmıştır. Zamanla sınırların genişlemesi ile Türkistan’dan Bağdat’a, Mısır’dan Endülüs’e kadar uzanan coğrafyada Müslümanların komşu oldukları milletlerle yaşadıkları kültürel etkileşim mimariye yansımıştır. Her Müslüman toplum, hanedan kendi düşünce ve duyguları doğrultusunda İslam mimarisine renk katmıştır.

Bir Cevap Yazın